Antakya Çevre Koruma Derneği (AÇKD) Başkanı Nilgün Karasu, 26 Nisan Çernobil‘in yıl dönümünde, “En güvenilir nükleer santral hiç kurulmayandır” dedi.

AÇKD Yönetim Kurulu adına basın açıklaması yapan Nilgün Karasu, 26 Nisan 1986 saat 01:23`de Ukrayna`nın başkenti Kiev`in 140 km uzağında bulunan Çernobil Nükleer Santralinde kaza meydana geldiğini belirterek, yüzbinlerce insanın yaşamını yitirdiğini, yüzbinlerce insanın evini terk etmek zorunda kalmış ve geniş bir coğrafyanın radyasyondan etkilendiğini anımsattı.

Ukrayna`da ve bölge ülkelerde etkisi devam eden, insan ömrünün kısalmasına neden olan radyasyondan ülkemizin de etkilendiğini ve Çernobil’den kaynaklı olarak kanser vakalarında artış yaşandığına dikkat çeken Başkan Nilgün Karasu, şöyle devam etti: “3 Rus bilim adamının 5000`e yakın çalışmayı değerlendirmesi sonucunda yarım milyon (500.000) kişinin yaşamını yitirdiğini tespit ettiler. Ülkemizde de, özellikle Karadeniz Bölgesinde öncelikle tiroid olmak üzere her evde kanser vakası görülmeye başlandı. Karadeniz`de ölümün adı KANSER ve ÇERNOBİL oldu.

Çernobil ve ardından Fukişima’da yaşananlar, ülkemizin Akkuyu‘da açmaya çalıştığı nükleer santral için çok önemli bir uyarı niteliği olmuştur. Nükleer santral kazaları teknolojiden değil insan hatasından ve Fukişima örneğinde olduğu gibi deprem, tsunami gibi doğal felaketler sonucu oluşmaktadır. Kaldı ki 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem bunun en büyük uyarısıdır. Bu nedenlerle daha sağlıklı, daha az riskli teknoloji diye bir şey yoktur. Çernobil nükleer faciası sonrasında tüm dünyada nükleer santral yapımı büyük oranda azaldı. Ülkemizde ise bunun aksi yönde gelişmeler yaşandı. Nükleer santrallerin sağlık ve çevreye yönelik olumsuz etkileri sadece nükleer kazalarla sınırlı değildir. Mersin Akkuyu nükleer santral yapımı derhal durdurulmalıdır.”

“UYARMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ!”

Hatay'da Okul Önlerinde Hız Kesici Kasis Uygulaması Başlatılacak; İşte O Okullar Hatay'da Okul Önlerinde Hız Kesici Kasis Uygulaması Başlatılacak; İşte O Okullar

“6 Şubat 2023 tarihinde asrın en büyük felaketini yaşadık. 11 İli etkileyen depremden sonra su kaynaklarımıza tarım arazilerine yaşam alanlarımıza dökülen molozlar asbest ve içindeki kimyasallar havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletti ve önümüzdeki yıllarda başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tehdidi altında olacağız. Molozlar başlı başına bir felaket, yeni Çernobiller istemiyoruz..

Türkye’nin deprem ülkesi olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Yaşananlardan ders çıkarmak zorundayız ve ilgililer Akkuyu Nükleer Santral ısrarından derhal vazgeçilmelidirler. Zeminde oluşan çatlaklar nedeniyle büyük risk taşıyan Akkuyu Nükleer Güç Santralinin konumu, yaşanan depremin ardından uzmanlarında Akkuyu başta olmak üzere nükleer santrallarin risklerini, ekonomik boyutunu ve iklim dostu iddiaları dikkate alınmalıdır. Nükleer Santral İstemiyoruz : Çünkü Yenilenebilir enerji kaynakları (Güneş, rüzgâr, jeotermal, biyoenerji vb.) kullanımı %100 yenilenebilir enerjiye geçilebilir. Ülkemizi nükleer çöplüğüne dönüştürme girişimlerinden derhal vazgeçilmelidir. Termik santrallerin çalışması ivedi durdurulmalıdır. Nükleer Santral İstemiyoruz : Çünkü nükleer santraller temiz, güvenilir enerji kaynağı değildir. Dünyada pek çok ülke bugün nükleer enerjiyi terk etmiştir. Nükleer santrallerin radyoaktif atıkları çözümsüzdür ve yalnızca bugünümüzü değil geleceğimizi de tehdit altına almaktadır. Nükleer santraller ucuz bir enerji kaynağı değildir. Kurulum, üretim-işletim ve güvenlik maliyetleri yüksektir. Bütün bunları göz önüne aldığınızda; biz nükleer santral istemiyoruz.” Hatice Katırcıoğlu

Editör: Haber Merkezi