Antakyalı Deprembilimci Prof. Dr. Semir Över, 6 Şubat Depremi için 2017’den beri defalarca uyarı yaptı, dikkate alınmadı. Hatay’da 2 Fay hattı var, Biri Sürgü Fayı,6 Şubat’ta kırıldı, diğeri Kıbrıs-antakya Transform fayı da 20 Şubat Defne depreminde kırıldı. Bu nedenle Antakya’da yıkıcı deprem beklenmiyor, ancak her an olacakmış gibi de önlem almalıyız.” Dedi.
UYARIDA BULUNMUŞTU
İskenderun Teknik Üniversitesinde görevli Deprembilimci Antakyalı Prof.Dr. Semir Över, 6 Şubat depremi için aylardır yıllardır uyarıda bulunmasına rağmen, dikkate alınmadı. İSTE Mühendislik ve Doğa bilimleri fakültesi inşaat mühendisliği bölümün öğretim üyesi olan Antakyalı Prof. Dr. Semir Över 15 Nisan 2020’de bölgede yaşanan depremlerle ilgili paylaşımında :”Hatay’da 15 Nisan’da yaşanan depremler uyarıcı, Kıbrıs-Antakya Transform fayı aktif,150 yıldır suskunluk yaşanıyor, Burada biriken enerjinin boşalma olasılığı yüksek. Burada 500 yıllık birikmiş enerji var Hatay ve Maraş risk altında” paylaşımı yapmıştı.
TÜRKİYE’NİN DEPREM GERÇEĞİ HİÇBİR ZAMAN UNUTULMAMALIDIR
Antakyalı deprem uzmanı Prof.Dr. Semir Över 2020’deki uyarılarında şöyle demişti:
“15 Nisan 2020’de Hatay yakınlarında peş peşe meydana gelen ve şiddetleri 4’ten büyük olan (4.0 M≥4.0) depremler, Hatay’ın yanı sıra civar illerde de hissedildi ve toplumda tedirginlik oluşturdu. Hatay açıklarında meydana gelen bu depremler, son 100 yılda bölgede meydana gelen depremlerle birlikte, Kıbrıs-Antakya Transform Fayı’nın oldukça aktif olduğunu gösteriyor. Bu fayın karadaki uzantısı uzun zamandır küçük-orta büyüklükte deprem üretiyordu. Son depremler ise fayın deniz açılarındaki devamında meydana geldi. Şekilden de görüleceği gibi Hatay’ı etkileyen üç önemli levha sınır fayı arasında son yıllarda en aktif olanı, bu faydır. Şunu belirtmek gerekiyor ki, bölgede yaklaşık 150 yıldır büyük deprem (7.0 ve daha büyük) suskunluğu yaşanmakta. Bu faylardan herhangi biri üzerinde yılardır birikmekte olan enerjinin her an boşalabileceği ihtimali, hiçbir zaman unutulmamalıdır. Olası depremin tahmin edilen büyüklükte olması durumunda, büyük can ve mal kayıplarına neden olabilmesi söz konusudur. Son depremlerin uyarıcı depremler olarak nitelendirilip, olası afette zararın en aza indirilebilmesi için, hazırlık dönemlerinin iyi geçirilmesi gerekmekte olup, yetkili mercilerce gereken önlemlerin alınması ve planlama yapılması son derece önem arz etmektedir. Deprem, sadece Hatay’ı değil Ülkemizi de her daim tehdit eden bir doğa olayıdır. 2020 Elazığ Depremi ve geçmişteki depremlerde kazanılan tecrübeler, afete hazırlıklı olmanın, depremin afete dönüşmesinin önüne geçebileceğini ortaya koymuştur. Türkiye’nin deprem gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Unutulduğunda, ne yazık ki afetlerin meydana gelmesi kuvvetle muhtemeldir.” Hatice Katırcıoğlu
