Yüzey dalgası büyüklüğü 7.5 Ms olarak ölçülen deprem, Mercalli şiddet ölçeğinde maksimum XI. (Aşırı) yoğunluğa ulaştı. Antakya ve çevresinde yaklaşık 260.000 kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilen bu sarsıcı olay, Türkiye coğrafyası içinde en yüksek can kaybı ile kayıtlara geçti.

Bu felaketin ardından, Roma İmparatoru Trajan, halefleri Hadrianus ve konsül Marcus Pedo Vergilianus, Perslere karşı yürütülen sefer sırasında şehirde bulunuyordu. Trajan ve Hadrianus hafif yaralarla kurtulurken, maalesef Marcus Pedo Vergilianus hayatını kaybetti. Deprem anında, şehrin kalabalık olması ve birçok sivilin orada bulunması, felaketin etkisini daha da artırdı.

Antakya’nın ikonik su kemerinin büyük hasar gördüğü bu yıkım, Trajan’ı yeni bir su kemeri inşa etmeye yönlendirdi. Ancak, projeyi tamamlayamadan yaşamını yitirmesi üzerine Hadrianus, bu büyük eserin tamamlanmasını üstlendi.

Cassius Dio’nun aktardığına göre, depremin başlangıcı, yüksek bir kükreme sesiyle duyulmuş, ardından yerin şiddetli bir şekilde sallanmasıyla beraber ağaçlar ve insanlar havaya fırlamıştı. Sarsıntının etkisiyle birçok insan enkaz altında kalırken, artçı depremler günlerce devam etti ve açlıktan ölenlerin sayısı gün geçtikçe arttı.

“Şehirde Ağaç Kalmayacak” “Şehirde Ağaç Kalmayacak”

Antakya Depremi

Depremin neden olduğu tsunami dalgaları, Caesarea Maritima limanına da ciddi zararlar verdi. Tarihsel kayıtlara göre, bu limanın dışındaki yarım metre kalınlığındaki tsunami yatağının incelenmesi, yıkımın boyutlarını gözler önüne seriyor.

Antakya ve çevresindeki diğer yerleşimler de büyük hasar gördü; Epemiye yerle bir olurken, Beyrut da ciddi şekilde etkilendi. Ancak, bildirilen 260.000 ölü sayısı kesin bir rakam değil. Bu sayı, yalnızca son yüzyılın kayıtlarında yer almakta.

115 Antakya Depremi, yalnızca can kaybı ile değil, bıraktığı derin izlerle de tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı. Şehrin yeniden inşası, tarihin akışını değiştiren bu büyük felaketin izlerini silmeye yönelik bir adım oldu. Ancak, ne yazık ki, bu tür büyük depremler, insanlık tarihinin acı gerçeklerinden biri olarak hafızalarda kalmaya devam ediyor.

Editör: Asi Gazetesi