Bakan Kurum, TBMM Genel Kurulunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
Son birkaç yıl içinde Elazığ, Malatya ve İzmir depremleriyle büyük acılar yaşandığını, devlet-millet el ele vererek, 45 bin konutu hızla teslim ettiklerini anımsatan Kurum, bu depremlerin acısı geçmeden 6 Şubat 2023'te yaşanan depremlerde 11 il için devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini söyledi.
Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızla ilk 3 ay içinde 180 bin yeni konutun inşasını başlattıklarını dile getiren Kurum, "Böylece, Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem konut seferberliğini, asrın inşasını başlatmış olduk. Şu anda deprem bölgesinde, afete dirençli konutlarımızı 1 saat daha erken sunma motivasyonuyla çalışıyoruz." diye konuştu.
Deprem bölgesinin dünyanın en büyük şantiye sahasına dönüştüğüne işaret eden Kurum, tablolar eşliğinde şu bilgileri verdi:
"Şu anda 11 ilimizde 174 ayrı alanda, toplamda 3 bin 481 şantiyede eş zamanlı olarak iş makinalarımız dur durak bilmiyor ve bu şantiyelerde tam 182 bin işçi, emekçi, mimar ve mühendis kardeşimiz, alın teri döküyor. Seçimden önce 'Recep Tayyip Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyen muhalefete rağmen 11 ilimizde 453 bin hak sahibi vatandaşımız için inşasını başlattığımız 390 bin ve yerinde dönüşen 29 bin konut ve iş yeriyle beraber toplamda 419 bin 35 konutumuzun, iş yerimizin inşasını başlattık."
Kurum, 30 Kasım'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla 155 bininci konutun anahtarlarını teslim ettiklerini dile getirerek, "Sayın Özgür Özel 5 gün önce bu kürsüde tam da anlatamamakla birlikte buradaki rakamları kendince yorumladı. Şimdi ben size gazi meclisimizden doğrusunu tane tane anlatayım. Bir, şu an itibarıyla hak sahibi vatandaşlarımız için inşa edilmesi gereken konutların yüzde 93'ünün inşası başlamıştır. İki, bu yıl sonu itibarıyla, yani 20 gün sonra konutların yüzde 45'i de vatandaşlarımıza teslim edilecektir. Üç, siz isteseniz de istemeseniz de 2025 yılı sonu geldiğinde 11 ilde evine girmeyen afetzede kardeşimiz kalmayacak." ifadesini kullandı.
Deprem bölgesinden şantiyelerden örnekleri görsellerle sunan Bakan Kurum, tüm kent merkezlerinde yüzlerce projeye kararlılıkla devam ettiklerini belirtti. Kurum, "Allah'ın izni, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliği, Cumhur İttifakı'mızın desteği, kalbimizde vatan ve millet sevdasıyla, aşkıyla 2025 yılı sonunda 11 ilimizde 453 bin yeni yuvamızı tamamlayacağız." dedi.
Bakanlık görevleri boyunca çok sayıda yurt dışı ziyarette bulunduğunu söyleyen Kurum, görüştüğü herkesin, "Biz ne böyle bir yıkım ne de böyle bir mücadele gördük. Aynı anda bu kadar konut üretimini kimse yapamaz, bu operasyonel kabiliyeti dünyanın hiçbir ülkesi gösteremez" dediğini aktardı. Kurum, "Biz de yabancı dostlarımızın teslim ettiği hakkı, teslim edemeyenlere buradan ifade edelim. Bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin başarısıdır, devletine güvenen büyük Türk milletinin başarısıdır. Milletimizin gönlü ferah olsun, asla endişe etmesin. Bugün konuşanlar, tarih önünde söylediklerinden pişman olacaklar." ifadesini kullandı.
Yaptıkları onca esere "çamur atanlara, millete hayal satanlara" rağmen tarihin en büyük konut seferberliğinde, millete verdikleri sözleri 22 yıldır olduğu gibi tutmaya devam edeceklerini vurgulayan Kurum, "Bu işi başarmaya dair söz, bizim sözümüzdür, devletimizin sözüdür, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın sözüdür." dedi.
Bakan Kurum, 12 yıl önce İstanbul'dan başlattıkları "Kentsel Dönüşüm Seferberliği"ni de kararlılıkla sürdürdüklerine işaret ederek, "Bugüne kadar sosyal konutlarımızla beraber 3,7 milyon yuvayı yeniledik, bu yuvalarda 15 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliğini teminat altına aldık. Şu anda ülkemizin dört bir yanında 735 bin yuvamızı dönüştürüyoruz." diye konuştu.
İstanbul'un geçmişinde depremlerle ağır sınavlar verdiğini anımsatan Kurum, "Şu anda da taşıdığı deprem riski nedeniyle Türkiye'nin bekasını tehlikeye atabilecek bir konumda bulunmaktadır. İstanbul'umuzda 7,5 milyon ev ve iş yerimiz var. Üzülerek söylüyorum, bunların 1,5 milyonu riskli durumda ve özellikle de 600 bininin acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Devletimiz bu durum karşısında, İstanbul'un 39 ilçesinde dönüşüm seferberliği kapsamında bugüne kadar 907 bin ev ve iş yerini dönüştürmüştür." dedi.
"İstanbul'u kurtarma seferberliğimizden tek bir an bile taviz vermeyeceğiz"
İstanbul'un her ilçesinde vatandaşlara yeni konutlar teslim edildiğini belirten Kurum, şöyle devam etti:
"Bugün hamdolsun İstanbul'un her mahallesinde biz varız. İstanbul genelinde, 193 bin yuvamızın yenileme sürecini, on binlerce emekçi kardeşimizle birlikte sürdürüyoruz. Şunun artık herkes tarafından bilinmesi ve gereğinin yapılması şarttır. İstanbul'un deprem tehdidiyle mücadele meselesi, görmezden gelinecek, sümen altı edilecek, sempozyumlara sıkıştırılacak bir mesele değildir. Tam aksine bu milletten oy alan hepimizin omzumuza yüklenen tarihi bir vecibedir. Bu yolda somut adım atma isteği olan herkesle işbirliğine hazırız, gayret gösteren herkese kapımız sonuna kadar açıktır. İstanbullu kardeşlerimiz bilsin ki biz aziz İstanbul’un her caddesinde, her sokağında dönüşüme aşkla, azimle, kararlılıkla devam edeceğiz. İstanbul'u kurtarma seferberliğimizden tek bir an bile taviz vermeyeceğiz."
Kurum, sosyal konut seferberliğine ilişkin de bilgi vererek, "Görülmemiş bir seferberlik anlayışıyla bugüne kadar 1 milyon 462 bin sosyal konut ve bunun yanında da 46 bin sosyal donatıyı tam 5 milyon dar gelirli vatandaşımıza sunma başarısını gösterdik." dedi.
Şu anda 81 ilin her yerinde 312 bin konutun inşasının da devam ettiğini söyleyen Kurum, 50 ve 100 bin sosyal konut projesindeki konutları da depremin getirdiği yüksek maliyetlere rağmen büyük oranda bitirme başarısını gösterdiklerini ifade etti. Kurum, "250 bin sosyal konut kampanyamızda da şu anda 88 bin konutumuzun inşasına başladık. TOKİ'nin açıkladığı ihale takvimine göre tüm inşaatları başlatacağız. İlk Evim Arsa Projesi kapsamında da 2025 yılı Temmuz ayına kadar tahsis süreçlerini tamamlayacağız. 2025 yılı sonu itibarıyla da 81 ilimizde, ilçelerimizde dar gelirli vatandaşlarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın ev sahibi olmalarına imkan sağlayacak yeni bir sosyal konut projemizi daha başlatacağımızı buradan tekraren ilan ediyorum." diye konuştu.
Bakan Kurum, tarihi kent meydanı projelerine ilişkin de bilgi verdi.
"Depozito Yönetim Sistemi'mizi 2025 yılı sonuna kadar kuracağız"
Kurum, Türkiye'nin iklim krizine uyumu sağlamaya yönelik takviminin oluşturulduğunu ve bu takvime göre hedeflere yürüdüklerini dile getirerek, "İklim diplomasisi konusunda tarihi adımlar attığımız bu günlerde, yeşil dönüşümü hızlandıracak İklim Kanunu'na duyduğumuz ihtiyacı bir kez daha görüyoruz. İnşallah siz değerli vekillerimizin de katkılarıyla kanunlaşarak yürürlüğe girmesini yürekten temenni ediyoruz." dedi.
Dünyada, her 10 dakikada toplam 5 bin 900 ton plastik atık oluştuğuna dikkati çeken Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde Sıfır Atık seferberliğine devam edeceklerini belirtti. Kurum, "Sıfır Atık Hareketi’ni daha da güçlendireceğiz. 7 bölgemizde, Sıfır Atık pilot ilçelerimizi belirleyecek; Depozito Yönetim Sistemi'mizi 2025 yılı sonuna kadar kuracağız." ifadesini kullandı.
Bakan Kurum, 81 ilde 77 milyon metrekare alana yayılan tam 521 millet bahçesi projesi bulunduğunu söyledi, Bakanlığın diğer projelerine ilişkin de bilgiler verdi.
Doğayı tahrip eden kaçak yapılaşmaya karşı tavizsiz tutumlarının devam ettiğini vurgulayan Kurum, şöyle konuştu:
"Tabii bu titizliğimizin tersine gayretleri görmek, hele hele bunu İstanbul’un kalbi olan Boğaziçi'nde, Vaniköy'de görmek içimizi acıtmıştır. Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, Vaniköy'de inşa edilen kaçak yapılaşmayı il müdürlüğü ekiplerimiz tespit etti. Biz de konuya hemen müdahale ettik. İlgili belediyeye gerekli uyarıları şeffaf bir şekilde yaptık, ama maalesef dinlemediler. Biz de bu meseleyi hızlıca çözmek için yıkıma başladık ve tamamladık ve buradan çıkan enkazı oraya dökmedik, hemen geri dönüşüme gönderdik."
"Boğaz'da bir santim kaçak yapıya bile izin vermeyeceğiz"
Bölgeyi de temizleyip, çamlarla, çiçeklerle bezediklerini anlatan Kurum, "Buradan tekrar söylüyorum, gözümüz Boğaz'da. Yine 'bir punduna denk getiririm, ufak ufak villamı yaparım' ya da 'yapanlara göz yumarım' diyenler varsa bundan vazgeçsin. 7 gün 24 saat takip ediyoruz. Boğaz'da bir santim kaçak yapıya bile izin vermeyeceğiz. Tespit ettiğimiz an hemen yıkacağız. Türkiye’nin inci gerdanlığı olan Boğazımızın kirletilmesine asla müsaade etmeyeceğiz." ifadesini kullandı.
İzmir Körfezi için yapılan çalışmaları da anlatan Bakan Kurum, Plan Bütçe Komisyonunda İzmir Körfezi'nden getirdiği suyu anımsattı. "Rahat olun, bu sefer yanımda bir şişe getirmedim." diyen Kurum, yapay zeka ile tasarlanmış Körfez’in 10 yıl sonraki halini resmeden bir görseli milletvekillerine gösterdi.
Fotoğrafın fikir sahibinin yapay zeka, eser sahibinin ise İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğunu belirten Kurum, şöyle devam etti:
"Hatırlayacaksınız Sayın Özgür Özel, 'belediye başkan adaylarımızı yapay zeka ile belirliyoruz' demişti. Biz de 'yapay zekanın belirlediği adayların yönettiği şehirleri, doğal olarak yapay zekaya soralım' istedik. Dünyanın en gelişmiş yapay zeka uygulamalarından birini kullandık. Uygulamaya, İzmir Körfezi'nin halihazırdaki durumunu, oksijen ve amonyak verilerini, çamur seviyesini ve mevcut arıtma kapasitesini yazdık. Eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi gerekli önlemleri almazsa, 2034 yılında Körfezin ne durumda olacağını sorduk. Yapay zeka uygulaması da mevcut durumu göz önünde bulundurarak karşımıza işte böyle bir İzmir Körfezi çıkardı."
"Demek ki neymiş İzmir'e yapay zeka değil, yapan zeka lazımmış"
Fotoğrafta balıkların yaşamlarının son bulduğu, mavinin siyaha döndüğü bir körfez, kokuya ve kirliliğe dayanamayıp İzmir'i terk eden insanlardan kalan köhneleşmiş evler olduğuna işaret eden Kurum, "İşte yapay zekayla belirlenen belediye başkanının elindeki İzmir Körfezi, müdahale edilmezse 10 yıl sonra maalesef böyle olacak. Demek ki neymiş, İzmir'e yapay zeka değil, yapan zeka lazımmış. Güzel İzmir'imiz merak etmesin dün Haliç'i, bu iş bilmez yönetimlerin eline nasıl terk etmediysek bugün de İzmir'i terk etmeyeceğiz." dedi.
Bakan Kurum, Ergene Havzası'nda eylem planı başlattıklarını da belirterek, belediyelerin, OSB'lerin atık su arıtma tesislerine maddi destek verdiklerini, dere yataklarını ıslah ettiklerini ve 30 biyolojik, 14 ileri biyolojik atık su arıtma tesisi yaptıklarını anlattı.
Tüm tesisleri 7/24 izlediklerini dile getiren Kurum, 2024 yılında bile 323 denetim gerçekleştirdiklerini, 39 işletmeye ceza verdiklerini ve 1 işletmeyi de kapattıklarını söyledi. Kurum, Türkiye'nin en büyük çevre yatırımlarından biri olan Ergene Projesi için 47 milyar liralık yatırım yaptıklarını ifade etti.
CHP'li Tekirdağ Belediyesini atık su arıtma tesislerinden kaynaklanan kirliliğe dair 6 yılda 31 kez cezalandırdıklarına dikkati çeken Kurum, "Bugün CHP'li vekil de Ergene'den Genel Kurula bir şişe su getirmiş. Zannediyorlar ki bu şişeden cin çıkacak. Değerli arkadaşlar, mucize beklemeyin, bu şişeden cin falan çıkmaz. Bu şişeden çıksa çıksa, CHP belediyeciliğinin kiri çıkar, pası çıkar, bozuk sicili çıkar." dedi.
"Çevreciliği ne sizden ne de ortaklarınızdan öğrenecek değiliz"
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Hülakü'nün konuşmalarına ilişkin olarak Kurum, şunları söyledi:
"DEM Parti vekili Ömer Faruk Hülakü'yü duyan kendisinin çevre dostu bir milletvekili olduğunu zanneder. Siz gidin önce PKK'nın yaktığı ormanların hesabını sorun. Madem çevreciydiniz, terör örgütü, ülkemizin akciğerlerine kastederken, ormanlarımızı yakarken neden çıkıp tek bir laf etmediniz? O güzelim ormanlar, hayvanlar, bitkiler, köyler yanıp kül olurken neredeydiniz? Biz çevreciliği ne sizden ne de ellerinde Haliç'in çamuru olan ortaklarınızdan öğrenecek değiliz."
CHP milletvekili Gökhan Zeybek'e de seslenen Kurum, "Bizimle sizin aranızda siyahla beyaz kadar fark var. Siz, Hatay sizi seçmedi diye Hatay'ı unuttunuz, Hataylılara sırtınızı döndünüz. Biz şükürler olsun ki Hatay'da, Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta el ele gönül gönüle çalışıyoruz. Sonuna kadar da yanlarında olmaya devam edeceğiz. Siz böyle millete sırtınızı çevirdiğiniz için 22 yıldır girdiğiniz her seçimde milletten kırmızı kart gördünüz, millet sizin bonservisinizi de lisansınızı da iptal etti, haberiniz yok. Ama ne siz ne de partiniz hiçbir zaman değişmediniz, değişmeyeceksiniz." diye konuştu.
Konuşmasının sonunda Suriye'deki gelişmelere de değinen Bakan Kurum şunları kaydetti:
"Yaşadığı 13 yıllık karanlık dönemi kapatan ve aydınlık yarınlara uzanan Suriyeli kardeşlerimizi, gösterdikleri onurlu mücadeleden dolayı tebrik ediyorum. Gerek Suriye'de gerekse tüm gönül coğrafyamızda direnişin, dirilişin ve umudun lideri olan Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, 13 yıldır Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapan aziz milletimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum."
Kurum, Bakanlığın 2025 yılı bütçesinin ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
"İzmir'i çöpten, çukurdan, çamurdan kurtaracağız"
Bakan Kurum'un konuşmasının ardından siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Bakan Kurum'un deprem konutlarıyla ilgili vadedilen rakamlara ulaşılamadığını iddia ederek, "Türkiye'de depremden sonra ihtiyaç duyulan konut ve iş yeri sayısı 850 bin, siz yapmışsınız 155 bin. İlk bir yılda vereceğiz demişsiniz, yapabildiğiniz yüzde 18." dedi.
Emir, "Sayın Bakan'ın İzmir Körfezi ile ilgilenmesinden çok memnunuz. Çünkü orası birilerinin ima ettiği gibi Yunan toprağı değil. Siz 22 yıldır İzmir'i bir türlü alamıyorsunuz diye orayı düşman toprağı sanmayın." ifadesini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum'un kürsüden milletvekillerine gösterdiği yapay zekayla hazırlanan İzmir Körfezi'nin 10 yıl sonraki simülasyonuna karşılık Emir, yapay zekayla hazırladıkları "iklim sorunu devam ederse Türkiye'nin 10 yıl sonraki simülasyonunu" gösterdi. Emir, "İklim değişikliğiyle mücadele edecekseniz, adres burası." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül ise 2025 yılı sonunda 453 bin konutun vatandaşlara teslim edileceğini, Bakan Kurum’un 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yürüttüğü çalışmaları bizzat yerinde gördüğünü söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Emir'in İzmir ile ilgili açıklamalarına da yanıt veren Gül, "İzmir bizim için güzel İzmir'dir. İzmir'e 'gavur İzmir' diyen kendisi gavurdur, asla kabul etmiyoruz. İnşallah İzmirlilerin desteğiyle İzmir'i çöpten, çukurdan, çamurdan kurtaracağız." diye konuştu.
6 Şubat depremlerinden sonra verilen konut vaatlerinin yerine getirilmediği iddialarına ilişkin ise Gül, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı '100 bin konut yapacağım' dedi. Yapılan konut ne kadar? İstanbul'a yapılan konutun sayısı 2 bin 95. Bu mu İstanbul'a verilen söz? İstanbul'a getirilen vaatler asla yerine getirilmemiştir." dedi.
"Yaklaşık 1 milyon depremzedenin yeni yıla sıcak, sağlam, güvenli yuvalarında gireceği anlamına geliyor"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuşmasının başında deprem bölgesinde yapılan çalışmalara değindi. Kurum, "Şu an deprem bölgesinde 11 ilde 14 milyon vatandaşımızın etkilendiği bu depremde yeni yuvasında yaşayan 155 binden fazla ailemiz var. İnşallah yılbaşında, yani 20 gün sonra da bu sayıyı 202 bine çıkaracağız. Bu da yaklaşık 1 milyon depremzede kardeşimizin, ailemizin, evladımızın, çocuğumuzun, yeni yıla sıcak, sağlam, güvenli yuvalarında gireceği anlamına geliyor." dedi.
Bakanlık görevi boyunca yaşanılan her afette bölgeye gittiğini ve vatandaşların sorunlarını dinlediğini ve çözüm bulmaya gayret gösterdiğini anlatan Kurum, bölgede anahtarlarını alarak yeni konutlarında yaşayanların mutluluğuna işaret etti.
"İzmir bizim kıymetlimizdir, İzmir bizim güzel İzmir'imizdir"
Deprem bölgesinde çalışan, emek veren işçi, mühendis ve mimarlara teşekkür eden Kurum, "Buradaki gayretlerimizi, projelerimizi, çalışmalarımızı bize soruyorsunuz biz anlatıyoruz. Madem tatmin olmuyorsunuz o zaman gidin oradaki vatandaşımıza sorun, belediye başkanlarımıza sorun. Emin olun ben sizden daha fazla onlarla görüşüyorum. Televizyona çıkıp anlatıyorlar, orada neler yaptığımızı nasıl mücadele ettiğimizi milletimizle paylaşıyorlar. Hepsiyle de uyum içinde çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
İzmir Körfezi'ne ilişkin Kurum, "Bizim İzmirli kardeşlerimize olan sevgimizi kimsenin sorgulamasına müsaade etmeyiz. İzmir Kurtuluş destanının yazıldığı şehirdir, şehitler yurdu, kahramanlar otağıdır. Bu yüzden İzmir bizim kıymetlimizdir, İzmir bizim güzel İzmir'imizdir." dedi.
Kurum, İzmir'de yaşanan depremde de yaraların sarıldığını ve verdikleri sözlerin tutulduğunu anımsattı.
"Milletimize yuvalarını söz verdiğimiz şekliyle verdik, eksikleri de gidereceğiz"
Konya'daki kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin soruyu yanıtlayan Kurum, "Konya'da Mevlana Meydanı'ndan başladık, çıkışına kadar hemen hemen her yerde bizim izimizi görebilirsiniz. Büyükşehir Belediye Başkanı'mız ile uyum içinde yaptık ve hem sosyal konut hem de kentsel dönüşüm projelerimize devam edeceğiz." diye konuştu.
Kurum, Siirt'teki kentsel dönüşüm projesini de diğer illerde olduğu gibi yapmaya devam edeceklerini belirterek, "Ocak ayında ihalesini inşallah gerçekleştiriyor olacağız." ifadesini kullandı.
Kurum, Erzincan Üzümlü Konutlarının teslimini de yaptıklarını dile getirerek, "Terör olayları sebebiyle konuşmamda bahsettim. Burada eksik olan bizim nezdimizde bekleyen bir iş varsa, ki burada da bütün illerde aynı anlayışla yaptık. Milletimize güzel yuvalarını söz verdiğimiz şekliyle verdik. İnşallah eksikleri de gidereceğiz." diye konuştu.
Bakan Kurum, bütçenin millete, devlete ve ülkeye hayırlı olması temennisini yineledi.
Gençlere yönelik projeler
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da TEKNOFEST kuşağı için gelecek dönemde yapacakları çalışmalara ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Önümüzdeki dönemde 81 şehrimizde, çoğu üniversite kampüslerinde olmak üzere Milli Teknoloji atölyelerini, TEKNOFEST kuşağıyla buluşturacağız. 100 Milli Teknoloji Atölyesi kuracağız. Bu atölyelerde TEKNOFEST kuşağının hayallerini araştırma geliştirme projelerine dönüştürmesini hızlandıracağız. Üniversitelerdeki öğrenci kulüplerimize TEKNOFEST kapsamında destek sağlayacağız. Sayılarını 35'e çıkardığımız bilim merkezlerine 2025'te 5 yeni bilim merkezi ilave edeceğiz. Milli Teknoloji Uzmanlık programlarımızda yapay zeka, otonom sürüş teknolojileri, çip tasarım alanlarında TEKNOFEST kuşağı için eğitimler sunacağız."
Savunma sanayisinde yerlilik oranlarına ilişkin bir soruya da Kacır, "Bugün AB'nin savunma sanayinde yerlilik oranı halen ancak yüzde 20'ler düzeyindeyken, Türkiye'nin savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 80'lere yükselmiş durumdadır." cevabını verdi.
Yeni OSB'ler yolda
Kacır, Erzincan Tercan'da OSB kurulmasıyla ilgili yer seçim sürecini başlattıklarını belirterek, "Gelecek dönemde 81 şehrimizin her birinde o şehirlere ait potansiyel ürünleri ekonomik değere dönüştürmeye yönelik 'Yerel Katkı Mahallesi' programına başlayacağız. Muş da inşallah en etkili şekilde bundan payını almış olacak. Özellikle metal ürünleri işleme, katma değerli entegre tesisler, et ve süt hayvancılığı entegre süt işleme tesisleriyle ilgili önümüzdeki dönemde yeni adımları Muş'ta atmayı amaçlıyoruz." dedi.
OSB genişleme alanının 2025 yılı yatırım programında olup olmayacağına ilişkin soruya karşılık ise Kacır, bunu yatırım programına dahil ettiklerini, hayata geçmesi için gayret göstereceklerini söyledi.
Kacır, Ordu OSB'ye gelecek yıl ödenek aktarılıp aktarılmayacağına yönelik soruya cevaben, "Ünye OSB için 40 milyon liralık bir kaynağı 2025 için ayırmayı hedefliyoruz. Fatsa OSB'de de kamulaştırma işlemlerini hızlandırmak adına üzerimize düşeni 2025'te yapıyor olacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla Türkiye'nin en büyük sanayi alanını Ceyhan'da 30 milyon metrekarelik alanda kimya sanayi kümelenmesi oluşturmak üzere ilan ettiklerini belirten Kacır, burayı hem ulusal hem küresel düzeyde yatırımlarla buluşturmayı istediklerini dile getirdi.
"Yüksek teknoloji ihracatımız 9 milyar doları aştı"
Kacır, Türkiye'nin yüksek teknoloji geliştirme yolunda kendi göbeğini kestiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Kendi insan kaynağıyla, bilim insanlarıyla, araştırmacılarıyla, mühendisleriyle, teknisyenleriyle ve emekçileriyle bu yolda yürüyen bir ülkedir. Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatı AK Parti iktidarları döneminde 8 misline çıkmıştır. Türkiye'nin yüksek ve orta yüksek teknoloji ihracatı AK Parti iktidarları döneminde 10 misline çıkmıştır. Bu yıl yüksek teknoloji ihracatımız 9 milyar doları aştı, 10 milyar dolara yaklaştı. Yüksek ve orta yüksek teknoloji ihracatımızda 100 milyar dolara yaklaşmış durumdayız. Türkiye, sadece savunma sanayinde değil, sanayinin teknolojisinin tüm alanlarında büyük bir hamle, büyük bir atılım içindedir. Ben bu hamlelerin, atılımların Meclisimizin tüm üyeleri tarafından bizzat görülmesini arzu ederim. Bu vesileyle her birinizi Türkiye'nin dört bir yanındaki 104 teknoparkımıza davet etmek, 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezinde sizlerle buluşmak isterim. Türkiye, yazılım, makine, kimya, savunma ve havacılık sanayinde, tüm orta, yüksek teknoloji alanlarında dünyaya parmak ısırtacak başarı hikayelerini teknoparklarda kendi AR-GE ve inovasyon kabiliyetleriyle yazmaktadır."
Konuşmaların ardından Genel Kurulda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2025 yılı bütçeleri kabul edildi.
Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşimi saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.