2023 yılında yaşanan büyük deprem, sadece binaları değil, bu tarihi alanı da yerle bir etti. Parkın ağaçları yıkıldı, yollar kırıldı, banklar devrildi. Ancak bu sessizlik, kaybolan sadece bir parktan çok daha fazlasını simgeliyor; kaybolan hayatlar, terk edilen sokaklar ve Antakya'nın bir zamanlar hayatla dolu olan sokakları.
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası, çocukların oyun oynadığı, gençlerin buluştuğu, yaşlıların huzur bulduğu, sabah sporunun adresi olan Atatürk Parkı, deprem öncesi Antakya'nın yüzüydü. Fakat şimdi, geçmişin gölgeleriyle baş başa kalmış durumda. Parkın tarih kokan havası, o canlı günleri hatırlatıyor ama şimdi adeta bir bekleyiş içinde.
Fakat Antakya, bu sessizlik içinde de umut barındırıyor. Şehir yeniden inşa edilirken, Atatürk Parkı’nın da eski haline dönmesi için adımlar atılmaya başlandı. Park, sadece bir yeşil alan değil, şehrin kültürel ve sosyal kimliğinin kalbi. Antakyalıların en büyük dileği, parkın yeniden eski canlılığına kavuşması, kaybolan neşenin geri gelmesi. Park etrafındaki binalarda yeniden yaşam başlarken, aynı dönüşümün bu alanda da yaşanması gerektiği vurgulanıyor.
Antakya halkı, Atatürk Parkı'nın yeniden hayata döneceği, kaybolan zenginliğin tekrar ortaya çıkacağı ve şehrin direncinin simgesi olacağı umudunu taşıyor. Her adımda, bir umut büyüyor. Şimdi, bu yeşil alanın yeniden sahipleriyle buluşması için zaman ve çaba gerekiyor.
