Gölyazı Mahallesinde bulunan ve tarihi 2 bin 600 yıl öncesine kadar dayanan Ağlayan Çınar ağacı her dönem turistlerin ilgi odağı oluyor. Tarihi 2 bin 600 yıl öncesine kadar dayanan Gölyazı Mahallesindeki çınar ağacı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Bu ağaca, yaz mevsimi başlarken gövdesindeki suyun kırmızı renkte akması sebebiyle bölge sakinlerinin ‘Ağlayan Çınar’ adını verdiği söyleniyor. Köy halkı, ağacın akıttığı bu kırmızı gözyaşını, Türk genci Mehmet ve Rum kızı Heleni’nin 97 yıl önce hüzünlü bir şekilde sonlanan aşk hikayesine bağlıyor.
Gölyazı köyü sakinlerinden Adnan Tomar, “Kırmızı renk sadece kökleri göle kadar uzanan Ağlayan Çınar'a ait. Bahar ayları geldiğinde ağlamaya başlar. Aslında göldeki su seviyesi yükseldiğinde ağacın öz suyu da artıyor ve içindeki oyuktan, çeşitli yerlerden kırmızı sular akmaya başlıyor. Bunu duyanlar, görmek için yurtdışından bile akın ediyor.” dedi.
Tomar, ağlayan çınarın hikayesini Herkes Duysun’a anlattı.
Köy sakini Tomar, “1923 yılında yaşanan mübadele sırasında Mehmet ile Eleni birbirlerini seviyorlar. Mübadele nedeniyle Rumlar köyü terk etmeye başlıyorlar. Bunu duyan Mehmet, göç edenlerin arasında Eleni’yi aramaya başlıyor fakat Eleninin ağabeyi Mehmet’in yolunu kesiyor ve cebinden çıkardığı hançeri bu çınarın önünde Mehmet’e saplayarak öldürüyor. Mehmet’i kanlar içinde gören Heleni, belinden kuşağını çıkarıyor ve bir ucunu bu Çınar’a, bir ucunu da boynuna bağlayarak canına kıyıyor. Efsaneye göre o günden beri bu çınar kanlı gözyaşı döküyor.” diye konuştu.