Türkiye deprem gerçeğini Gölcük, Düzce, Elâzığ, Kahramanmaraş gibi acı tecrübelerle ezberledi. Şimdi ise gözler yine İstanbul’da… 6,2 büyüklüğündeki Silivri depremi, bilim insanlarını karşı karşıya getirdi. Açıklamalar televizyonlardan, gazetelerden, sosyal medyadan üst üste geldi. Ama asıl sarsıntı, akademik arenada yaşandı.
Bazı uzmanlar bu depremin "büyük İstanbul depremi" olabileceğini söylerken, kimileri "Daha büyük bir felaket kapıda" diyor. Olan vatandaşa oluyor. Zıt görüşler arasında kalan halk, “Kime inanacağız?” diye soruyor.
“Fayları kırarak büyüdüm” diyen Üşümezsoy: Risk kalmadı!
Deprem sonrası dikkat çeken açıklamalardan biri Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan geldi. “Bu beklenen büyük depremdi” diyen Üşümezsoy, kendisine yöneltilen eleştirilere yanıtı oldukça sertti:
“Ben kayalardaki deformasyonu arazide gördüm. Bu pazuları fayları çekiçle, balyozla kırarak yaptım. Risk bitti.”
Adalar fayının 10 milyon yıldır ölü olduğunu söyleyen Üşümezsoy, 1894 depremini örnek göstererek “250 yılda bir deprem olur” tezinin çöktüğünü savundu.
"Ayağına deniz suyu değmemiş adam konuşuyor!"
Bu görüşe en sert tepki Prof. Dr. Naci Görür’den geldi. “İstanbul için risk kalmadı” diyenleri sert ifadelerle eleştirdi:
“Ayağına hiç deniz suyu değmemiş biri Marmara Denizi hakkında konuşuyorsa ben ne yapayım? Bu konuda bilimsel yayını olan kaç kişi var?”
Görür, bilimsel çalışma yapmadan yapılan her açıklamanın toplumda kaosa neden olduğunu vurguladı. “Büyük İstanbul depremi riski bitmedi. Tarih veremezsiniz, bu kahinliktir” dedi.
Pampal ve Bektaş’tan sakinleştirici mesajlar
Prof. Dr. Süleyman Pampal ve Prof. Dr. Osman Bektaş ise daha temkinli konuştu. Pampal, “Belki de beklediğimiz büyük deprem buydu” derken; Bektaş “Panik yapmayalım, daha büyük bir deprem beklemiyorum” dedi.
“Bu sadece fragmandı” diyenler de var
Diğer yandan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Prof. Dr. Ziyadin Çakır ve Prof. Dr. Celal Şengör gibi isimler asıl büyük depremin hâlâ beklendiğini savundu. Celal Şengör, şu uyarıyı yaptı:
“7 büyüklüğünde bir deprem, bugünkü sarsıntının 30 katı etki yaratır. Bu kaçınılmaz.”
Vatandaşın kafası karışık: Bilime mi inanalım, bilim insanlarına mı?
Birbirini yalanlayan açıklamalar, halkın güvenini sarsıyor. Bilim insanları arasında yaşanan “akademik fay kırılması” kafaları daha da karıştırıyor. Herkes tek bir sorunun cevabını arıyor:
“Gerçekten İstanbul depremi yaşandı mı, yoksa asıl film daha başlamadı mı?”
