Kısa adı DAÇE olan Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Hataylı vatandaşlar adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine doğrudan başvuru yaptı.
Başvuru arından heyet adına açıklamalarda bulunanAv. İsmail Hakkı Atal, “AKP hükümeti depremden sonra Hatay’daki uygulamalarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. Maddesi yaşam hakkı , 14. Madde Ayırımcılık yasağı,ü 8. Madde Özel ve aile hayatına saygı hakkı , Sözleşmeye ek protokolün 1. Maddesiü Mülkiyet hakkıü ve Sözleşmeye ek protokolün 3. Maddesi serbest seçim hakkını ; Anayasanın 10.,17.,35., 56. ve 67. Maddelerini üihlal etmiştir. Yeni Türkiye yüzyılında Anayasal haklarımız ve kanunlar sadece kağıt üzerinde kalmış, yargıdaki hiyerarşi yok olmuş , Devlet aklı ve bürokrasisi üortadan kaldırılmıştır. Türkiye’de temel insan hakları ihlalleri idari bir pratik haline gelmiş olup, hükümetin kontrolünde olan mahkemelerde sadece görünüşte ve şekli bir yargılama yapılmaktadır. AKP ile organik bağı olan hâkimler artık dilekçelerimizi dahi okumadan otomatik red kararı vermektedir. Bu nedenlerle AİHM içtihatları doğrultusunda, yargı sistemi işlemeyen bir ülkede herhangi bir iç hukuk yolu tüketmeden Avrupa İnsan Hakları mahkemesine doğrudan başvurumuzuü yapıyoruz.” Dedi.
ÖZEL MÜLKLER “KAMULAŞTIRMA KILIFI ALTINDA” GASP EDİLMEKTEDİR
“Deprem bölgesindeki asbest faciasıyla son noktaya gelen, doğal ekosistemler üzerindeki kirletme ve yok etme politikaları “Bir İdari Pratik Haline “ gelmiştir. Yaşam hakkına, mülkiyet hakkına ,sağlıklı çevrede yaşama ühakkına üyönelik yıkıcı politikaların önünü kesecek Zeytin yasası gibi yasalar deprem bölgesinde yürürlükten kaldırılmıştır. 5.04.2023 tarih ve 7452 sayılı “ Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Kabul edilmesine dair kanunla; AKP hükümeti, deprem bölgesindeki yerleşme ve yapılaşma için orman vasıflı alanlar, zeytinlik ile zeytinlik sahaları” da imara açmıştır. üDeprem bölgesindeki ASBEST’li ve diğer kimyasal -zehirli atıklar ise , ümilyonlarca insanın önümüzdeki 8-10 yıl içinde ölümüne veya kanser olmasına neden olacak şekilde Doğal Ekosistemlere karıştırılmaktadır. Diğer yandan deprem bölgesinde yürürlükten kaldırılan üüyasa hükümleri vasıtasıyla, özellikle Hatay ilindeki Alevi yurttaşların ( Dikmece örneğindeki gibi ) zeytinlikleri başta olmak üzere özel mülkleri “ kamulaştırma kılıfı altında “ gasp edilmektedir. Kırsaldan sonra sıra kent merkezine gelmiş bu defa da 6306 sayılı yasada yapılan değişiklikle başta Samadanağ olmak üzere kent merkezlerindeki yurttaşların mülkiyet hakkı gasp edilmek istenilmektedir. Hatay’lı yurttaşlara karşı “ ayırımcılık yasağı” ihlal edilerek, AKP hükümetinin ideolojik politikalarıyla Hatay’ın demografik yapısı değiştirilmek istenilmektedir. Alevi Canlara ait zeytinliklerin yanı başındaki Devlete ait Hazine arazileri ise BOMBOŞ durmaktayken toplu konut için kullanılmamaktadır.
Hatay’lıların uğradığı ayırımcılık genel seçimlere kadar yansımıştır. Hatay halkının iradesiyle milletvekili olarak seçilen Av. Can Atalay’ın Anayasal hükümler ihlal edilerek ve Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmamak suretiyle halen cezaevinde tutulması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 No’lu protokolün 3. Maddesiyle güvence altına alınan Serbest Seçim hakkının ihlaline evrilmiştir. Hatay’lıların seçim iradesinin seçmen olarak Meclise yansıması engellenmiştir.” “Biz bu başvurumuzla, Hatay’lıların başta yaşam hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, mülkiyet hakkı ve serbest seçim hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin ihlallerini; Uluslararası hukukta uygulanmaya başlanılan “ihtiyatlılık “ ve “öngörülebilirlik “ ilkeleri gereğince, sadece bir “sonuç “ olarak değil, bir “ süreç “ olarak da tespit edilmesini talep ediyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine doğrudan başvurumuzu yapıyoruz.” İfadelerini kullandı. Hatice Katırcıoğlu