6 Şubat’ta peş peşe meydana gelen ve Hiroşima’ya atılan atom bombasının iki bin katı büyüklüğünde bir enerji açığa çıkaran depremler, Hatay’da derin izler bıraktı. Kente girdiğinizde, sessiz ama güçlü bir mücadeleye tanık oluyorsunuz. Harabelerin arasından yükselen umut, Hatay’ın yeniden doğuşu için verilen büyük çabayı temsil ediyor. Gazeteci ve Eğitimci Abbas Güçlü, bölgenin farklı kesimlerinden insanlarla yaptığı görüşmeler ve sahadaki gözlemleriyle, bu mücadelenin izlerini aktarıyor.

Hatay Mazmanmedya

Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, depremin ardından ortaya çıkan yıkımın sorumluluğunun yalnızca doğada olmadığını vurguluyor. “Büyükşehir yasasında ve deprem yönetmeliklerinde ciddi hatalar var,” diyen Savaş, hesap vermeye hazır olduğunu ifade ediyor. Yeni Belediye Başkanı Mehmet Öntürk ise geçmişi bir kenara bırakıp, “daha güçlü bir Hatay” için kolları sıvamış durumda.

Vali Mustafa Masatlı’nın sözleri ise, bürokratik engellere rağmen halkın yanında olmanın ve yeniden inşanın önemini gözler önüne seriyor: “Acımız büyük ama durmak yok! Bin yılın felaketinden sonra hep birlikte ayağa kalkacağız.” Masatlı’nın, ailesini de Hatay’a getirdiği ve çocuklarının eğitimine burada devam ettiğini belirtmesi, samimi çabasını ve halkla iç içe olma gayretini yansıtıyor.

Eğitim: Konteynerlerde Umut Filizleniyor

Abbas Güçlü’nün Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren ile yaptığı görüşme, eğitim alanında verilen mücadelenin ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor. Kardeşi ve yakın çalışma arkadaşlarını kaybetmiş olan Eren, “Acımız büyük, ama üniversiteyi ayakta tutmak zorundaydık” diyor. Cenazeleri defnetmek için beş gün beklemek zorunda kalmış ama üniversiteyi yeniden ayağa kaldırma gayreti hiç durmamış.

İl Milli Eğitim Müdürü Harun Tüysüz ise, deprem sonrası geri dönen öğrencilerin artmasının mutluluğunu yaşıyor. Tüysüz, “Deprem sonrası dönemde çocuklarımızın okullarda daha huzurlu olduğunu düşünüyorum ve tam gün eğitime geçmek istiyoruz” diyerek, eğitimde normalleşme çabasının sürdüğünü vurguluyor.

Barakalar Arasında Yeniden Canlanan Ticaret

Güçlü’nün gözlemlerine göre, Hatay’da ticaret yavaş yavaş yeniden canlanıyor. Kırıkhan ve Samandağ’da ticaret hayatı, harabeler ve geçici barakalardan yükselen tezgahlarla sürdürülmeye çalışılıyor. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, “Ayağa kalkmamız için çok daha fazlasına ihtiyacımız var” diyerek desteğin önemine dikkat çekiyor. Yıkılan 311 bin bağımsız bölümün 21 bininin işyeri olduğu düşünülürse, önceliğin barınmaya verilmesi bu işletmelerin toparlanmasını zorlaştırıyor.

Hatay'da aile sağlığı merkezinde çıkan yangın söndürüldü Hatay'da aile sağlığı merkezinde çıkan yangın söndürüldü

Tarihi ve Kültürel Miras: Ayakta Kalma Mücadelesi

Hatay, sadece yeniden inşa edilen binalarıyla değil, tarihi ve kültürel mirasıyla da hayata dönüyor. Abbas Güçlü, Antakya Gastronomi Çarşısı’nı ziyaret edenlerin Hatay mutfağının en güzel tatlarını deneme fırsatı bulduğunu belirtiyor. Depremin ardından "demir yığını" olarak görülen Müze Otel ise, kentte ayakta kalan ender yapılardan biri olarak dikkat çekiyor. Tarihi kalıntılar üzerine inşa edilen bu özel proje, sigara içilmeyen alanları ve zarif yapısıyla Hatay’ın geçmişine ve geleceğine saygı duruşu niteliğinde.

Geçmişin Hatalarından Ders Almak: Hatay’ın Gerçek Kahramanları Kim?

Abbas Güçlü, Hatay’ın yeniden ayağa kalkmasında suçlu aramaktan ziyade çözüme odaklanmak gerektiğini ifade ediyor. “Doğa yıkmadı, ihmallerimiz yıktı,” diyen Güçlü, Hatay halkının ve kurumlarının, bir daha böylesi acılar yaşanmaması için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını vurguluyor. Hatay’ın asıl kahramanları, ellerinde kalan kısıtlı imkanlarla yeniden doğuşu başlatan bu insanlardır.

Muhabir: Hatice Katırcıoğlu