EKONOMİK ve SOSYAL KRİZ DERİNLEŞİYOR
Toplantıda konuşan Çalışkan, ülkenin tarihî bir süreçten geçtiğini; savaşlar, ekonomik ve sosyal krizlerin toplumda derin yaralar açtığını ifade etti. 2023 yılında elde edilen 4.5 trilyonluk bütçe gelirinin 2024 yılında 1 trilyon 256 milyar liralık kısmının sadece faiz ödemelerine gideceğini belirtti. Çalışkan, “Üç lira vergi toplanmış, bir lirasını faize ödüyoruz” diyerek bütçenin büyük bir kısmının faiz ödemelerine ayrılmasının ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.

MİLYONLAR AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR
Çalışkan, milyonlarca emekli ve asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşadığına dikkat çekerek, "Milyonlarca emekli 12.500 liraya mahkum, milyonlarca asgari ücretli 17 bin liraya mahkum. Ama bir taraftan açlık sınırı 20 bin lira, yoksulluk sınırı 60 bin liranın üzerinde" ifadelerini kullandı.

DEPREM ACISI HALEN TAZE
Deprem felaketinin yaralarının hâlâ sarılmadığını belirten Çalışkan, iktidarı eleştirerek, "Deprem acısını halen yaşıyoruz. Halen acılarımız taze, yöneticiler durumu anlamaktan uzak. Halen bütün uğraşılara rağmen Hatay'daki ve deprem bölgesindeki mücbir sebep süresi ertelenmedi. Zannediyorlar ki hayat Hatay'da normale döndü. Gelip baksınlar. Bir taraftan gayret var ama henüz hayat normale dönmedi." şeklinde konuştu.

HBB’den Engelli Vatandaşlara Akülü Araç Desteği HBB’den Engelli Vatandaşlara Akülü Araç Desteği

MÜCBİR SEBEP SÜRESİ UZATILMALI
Çalışkan, deprem bölgesinde, özellikle de Hatay'da mücbir sebep süresinin uzatılması gerektiğini vurgulayarak, " En büyük yıkımın Hatay'da olduğu gayet aşikar. Türkiye'deki toplam 400 konteyner kentin 200'den fazlası Hatay'da.  Bu açıdan da normal şartlarda mücbir sebep için öngörülen sürenin mutlak surette tekrar Hatay ve diğer deprem bölgeleri için uzatılması gerekir" dedi.
Çalışkan, Hatay'da ve deprem bölgesinde hayatın henüz normale dönmediğini, birçok insanın hâlâ konteynerlerde yaşadığını ve işyerlerinin açılmadığını belirtti. Hatay'daki mücbir sebep süresinin uzatılması gerektiğini savunan Çalışkan, depremin ardından konutların henüz tamamlanmadığını ve vatandaşların beklentilerinin karşılanmadığını ifade etti.

REZERV ALANI MUAMMASI DEVAM EDİYOR
Rezerv alanı uygulamasının meydana getirdiği belirsizliğe de değinen Çalışkan, "Rezerv alanı muamması da halen devam ediyor. Bir keyfilik idaresiyle karşı karşıyayız. Sesi gür çıkan, bakanı bulan, konuşan, itiraz ederek evini rezerv alanından çıkarıyor. Peki bakanı bulamayıp, bakanla konuşma imkanı olmayan, itiraz edemeyenler ne yapsın! Rezerv alanlarında koruma altındaki bazı binalar insanımıza huzursuzluğa neden oluyor. Neye göre belirleniyor? Halen konutların fiyatları belirlenmedi. Sağlam evini yık biz yeni yapalım, borçlan ama bunu kaça sayacaksın belli değil. Halen rezerv alanı muamması devam ediyor. Rezerv alanı uygulamasının daha kapsamı ne kadar genişleyeceği belli değil. " ifadelerini kullandı.

HATAY'IN CİDDİYETE İHTİYACI VAR
Çalışkan sözlerini şöyle tamamladı: "Bölgeye sayın bakanların her gelişinde yeni kararlarla karşı karşıya kalınıyor. Böyle keyfilik olmaz. Hatay'ın ciddiyete ihtiyacı var. Ne yapacaksanız karar verin. Bugün vatandaş belirsizlik kurbanı. Bu belirsizlik süreci; şehrin ne zaman ayağa kalkacağı, konutların ne zaman teslim edileceği, rezerv alanı muammasının ne zaman sona ereceği gibi pek çok soru cevaplanmadığı için vatandaş huzursuz." ifadelerini kullandı.

Muhabir: Hatice Katırcıoğlu