İsrail medyasının 2009’da teorik olarak öne sürülen ve 2040’a kadar gerçekleşmesi beklenen Türkiye-İsrail çatışmasının 2030’a hatta daha erken bir tarihe çekilebileceğine dair haberleri, uluslararası gündemi sarstı.
Netanyahu’nun Hermon Dağı Ziyareti ve Bölgedeki Gerilim
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Suriye topraklarına girmesi, özellikle Hermon Dağı'nda yaptığı açıklamalar, tansiyonu daha da yükseltti. Netanyahu, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) işgalinin, İsrail’in güvenliği için gerekli düzenlemeler sağlanana kadar süreceğini vurguladı. Bu adım, İsrail medyasında ve dış basında "bölgesel istikrarsızlığın derinleşmesi" olarak değerlendirildi.
"Türkiye Gerçek Tehdit"
Israel Radar haber sitesi, 2020’deki analizlerinde İsrail ordusunun ilk kez Türkiye'yi "gerçek tehdit" olarak nitelendirdiğini ve Mossad Şefi Yossi Cohen’in bu görüşü desteklediğini hatırlattı. Türkiye’nin son yıllardaki hamleleri, özellikle Doğu Akdeniz ve Filistin meselesindeki tutumu, İsrail’in bölgedeki çıkarlarını zora sokuyor.
Türkiye’nin Stratejik Hamleleri
Türkiye’nin Libya ile 2019 yılında imzaladığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması ve Doğu Akdeniz’deki denizcilik faaliyetleri, İsrail’in ekonomik ve stratejik planlarına meydan okuyor. Özellikle Doğu Akdeniz Gaz Forumu (EastMed) ve Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru projeleri bu süreçte sekteye uğradı.
Savaş Senaryoları Ciddiyet Kazanıyor
İsrail medyasının 2040’a kadar gerçekleşmesi beklenen bir çatışmanın 2030’da veya daha önce yaşanabileceği yönündeki öngörüleri, bölgede potansiyel bir savaşın sinyallerini veriyor. Uzmanlar, bu tür bir çatışmanın sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyebilecek ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.