Hatay’daki konteyner kentlerin büyük bir nüfusu barındırdığını hatırlatan Kara, “Hatay Valisi Sayın Mustafa Masatlı, 19 Kasım tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda yapmış olduğu açıklamaya göre Hatay’da, 175 konteyner kent kurulmuş durumda. Bu konteyner kentlerde 50 binden fazla hanede, 187 bin yurttaşımız yaşıyor. Biz, konteyner kentlerin çadırlara göre bir iyileşme olduğunu kabul ediyoruz; öte yandan bu konteyner kentlerin de ciddi sorunları olduğunun gözden kaçmamasını istiyoruz. Söz gelimi, İskenderun’daki konteyner kenti ziyaretimizde yurttaşlarımızın pek çok şikayeti vardı: Tuvaletlerin ortak olmasından, temizlik malzemelerinin yokluğundan, depolardaki gıdaların dağıtılmayıp bozulduğundan, yağmurda konteynerlerin içine su sızdığından dert yanmışlardı. Bugün de konteyner kentlerin yönetimiyle ilgili sorunlar geliyor bize. 6 Şubat’tan beri, konteyner kentlerde, koordinatör olarak idarecilerin, okul müdürlerinin ve en sonunda okul müdür yardımcılarının görevlendirildiği belirtiliyor. Bu koordinatörlere ödeneceği söylenen 5 bin Türk Lirası tutarındaki meblağ ödenmediği gibi koordinatörlerin çalışmasını kolaylaştıracak herhangi bir yetki veya vasıta da verilmemiştir. Koordinatörler, sadece, konteyner kentteki yurttaşların taleplerini üst mercilere, özellikle kaymakamlara iletebiliyor. Bu yöntemin ve uygulamanın verimli olmadığı, konteyner kentlerde bugün bile çözülemeyen sorunların varlığından anlaşılmaktadır. Konteyner kentlerdeki koordinasyon sorunu katılaşmış, kalıcılaşmış bir haldedir” dedi.
KARA: YÖNETİM SORUNLARI DÜZELMEDİKÇE TALEPLER İŞİTİLEMEYECEK
Deprem gibi olağanüstü koşulların olağanüstü çözümler gerektirdiğini hatırlatan Kara, “Çalışma alanı okullar olan okul müdürlerinin, müdür yardımcılarının ve nihayetinde öğretmenlerin, afet bölgesindeki bir geçici barınma alanının yönetimini yürütmesi ne kadar mümkündür? Afet yönetimi, farklı bir uzmanlık alanı; kendine ait kuralları, teknikleri, kurumları var. Çok yıkıcı bir doğal afet sonucunda, 200 bine yakın insanın barınma; bununla bağlantılı olarak sağlık, beslenme, ulaşım gibi çok farklı ihtiyaçları ortaya çıktı. Bunlar, her zaman alıştığımız yöntemlerle karşılanabilecek ihtiyaçlar değil. Konteynerlere dağılmış yüz binlerce insan için hangi kaynakların, ne kadar ve nasıl kullanılacağını hesaplamak bile bir mesaidir. Ancak bu görevin, konteyner kentlerde ödenekten ve yetkiden mahrum bırakılmış, üstelik uzmanlık alanı eğitim olan yurttaşlarımıza devredilmesini anlamak oldukça güç. Çünkü bu yurttaşlarımız da depremzede; dahası sorumlulukları altında zaten başka kurumlar var. AFAD’ın afet yönetimi uzmanı birkaç yüz kişiyi bu konteyner kentlerde görevlendirmesi, görevlendirdiyse bu kişilerin sayısını ve yetkisini artırması gerekiyor. Hatay’daki konteyner kentlerin yönetim sorunları düzeltilmedikçe, buradaki yurttaşlarımızın talepleri bürokratik koridorlarda, rutin toplantılarda boğulmaya, işitilmemeye devam edecek” diye konuştu. Hatice Katırcıoğlu