Bakan Tekin, Dayanıklı Sınıflar Hareketi'ne ilişkin "Madde bağımlılığı ve dijital bağımlılıklar dahil hepsinin bir afet olarak tanımlanması gerekiyor. Öğretmen arkadaşlarımızın bu tür konularda 'karşılaşma ahlakı' oluşturması gerekiyor" dedi.
üMilli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan MTAL Uygulama Oteli'nde düzenlenen Din Öğretiminde Dayanıklı Sınıflar Hareketi Kursu'nun açılışındaki konuşmasında, başta eski Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. Mualla Selçuk olmak üzere programı organize eden Din Öğretimi ile Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme genel müdürlüklerine ve programa katılanlara teşekkür etti.
Bakanlığındaki çalışmalar için "Fikrim var, katkı vermek istiyorum." diyen herkesi bir kez daha birlikte hareket etmeye davet eden Tekin, Mualla Selçuk'un kendileriyle paylaştığı Din Öğretiminde Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi'ni bir akademisyen olarak büyük mutlulukla karşıladığını, projeyle yapılmak isteneni önemsediğini anlattı.
İçinde yaşanılan çağın, insanı öngörülemeyen ve genel ifadeyle "afet" kavramı ile tanımlanabilecek çok sayıda problemle karşı karşıya bıraktığına işaret eden Tekin, bu kavramın anlamının da 10 yıllar içinde değiştiğini ve çok farklı türlerinin olduğunu söyledi.
Bilmeden, okumadan fikir sahibi olmak ve insanların emeklerini kendi kişisel çıkarları uğruna boşa çıkarmanın da afet türlerinden biri olduğunu ifade eden Tekin, bu bakımdan projenin öğretmenlere kazandıracaklarının önemini vurguladı.
Afet denilince geçen yıl yaşanan depremin, iki yıl süren pandemi sürecinin akıllara geldiğini dile getiren Tekin, başka afet türlerinin de bulunduğunu, eğitimcilerin çeşitli afetlerin önüne geçebilecek önlemler alabileceğine inandığını belirtti.
Tekin, Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi'ne ilişkin şöyle konuştu:
"Madde bağımlılığı ve dijital bağımlılıklar dahil hepsinin normal koşullarda proje kapsamında bir afet olarak tanımlanması gerekiyor. Öğretmen arkadaşlarımızın bu tür konularda nasıl davranacağını, nasıl tepki vereceğini istişare edip bir hocamın ifadesiyle 'karşılaşma ahlakı' oluşturmak gerekiyor.
Oturup düşündüğünüzde bu anlamda dayanıklı olmamız gereken toplumsal sorunların sayısını çokça arttırabiliriz. Gazze'de yaşananlar bu anlamda bir sorun. Etrafımızdaki, komşularımızdaki yaşananlar sebebiyle misafir ettiğimiz kardeşlerimiz, aynı şekilde 'Dayanıklı Sınıflar' kapsamında öğretmen arkadaşlarımızın birlikte hareket etmesi gereken konular. Bunların sayısını artırmak mümkün. Hatta daha ileri gidelim, tasarruflu kullanmamız gereken, Allah'ın lütfu olan kaynaklar, bunlarla ilgili yaşadığımız konular. Bunların hepsi bu proje kapsamında.
Öğretmen arkadaşlarımız, çalışma arkadaşlarımız bu konuda mütevazı da olsa bir 'iyilik hareketi' başlatır, biz de bunu yaygınlaştırabilirsek bizim açımızdan mutluluk verici olacak. Bir iyilik hareketi başlatmak istiyoruz, bir çığır açmak istiyoruz. Bir başlangıç noktası burası. Umarım devamı büyüyerek, artarak gelir."
Bakan Tekin, konuşmasının ardından, programa katılan 3 öğretmene doğum günleri dolayısıyla pasta ve çeşitli hediyelerle sürpriz yaptı. Öğretmenlerden biri de Bakan Yusuf Tekin'in, doğum günleri vesilesiyle kaleme aldığı notu okudu.
Mualla Selçuk ise Dayanıklı Sınıflar Hareketi kursuna 80 öğretmen, 8 eğitimci ve 3 panelistin katıldığını, projenin mukavemet artıran, dayanıklılığı güçlendiren ve eğitimcilere "dayanıklı ol" çağrısı yapan bir eğitim hareketi olduğunu anlattı.
- Proje, depremin ardından ortaya çıktı
Değer temelli bir din öğretimi projesi olan "Dayanıklı Sınıflar Hareketi", 6 Şubat 2023'te yaşanan büyük depremin ardından ortaya çıktı.
Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi, inanç, hayat ve ben arasındaki ilişkiyi inceleyerek, dayanıklı olmak ve yeniden yola devam etmek üzere öğretmenlerin ve öğrencilerin iyi oluş durumlarına yardımcı olma hedefiyle tasarlandı. AA