Başkan Abdullah Öğünç, taş ocaklarının yarattığı çevre kirliliğine dikkat çekerek mutlaka ÇED raporu alınması gerektiğini vurgulayarak şu görüşlere yer verdi:
“Hatay’da son yıllarda sayıları hızla artan taşocakları/madenler, il ekonomisi için önemli bir sektör haline gelmiştir. Ancak bu ocakların gerekli hassasiyet gösterilmeden ve ciddi bir planlama yapılmadan işletmeye açılması, birçok çevre sorununu da beraberinde getirmiştir. İlimizde bu sorunların en aza indirildiği sürdürülebilir taşocağı işletmeciliği yapılabilmesi için şunlara dikkat edilmelidir:
Her şeyden önce dağların, tepeliklerin sağlıklı bir çevre için önemli işlevleri yerine getirdikleri bilinci oluşturulmalıdır.
Bundan sonra açılacak her taşocağı maden için gerçekli bir ÇED raporunun hazırlanması ve buna göre işletmeye izin verilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Kritik türlerin, habitatların bulunduğu alanlara (Dağ ceylanı yaşama alanı gibi, Gölbaşı gölünün yakın çevresi gibi) taş ocakları açılmamalıdır.
Taşocakları/madenler, uzman görüşleri doğrultusunda bitki örtüsü tahribinin ve kritik tür kaybının en az olacağı alanlara yönlendirilmelidir.
Her işletmenin toz ve gürültü yayılmasını en aza indirecek tedbirleri alması zorunlu hale getirilmeli ve bu durum denetlenmelidir.
Bölgede yaşayan insanların da rahatı, huzuru ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına saygı gösterilerek yerleşim yerlerinin çok yakınına taşocakları/madenler açılmamalıdır.
Bir taş ocağı/maden açılacağı zaman işletme süresince yöre insanlarının (çiftçiler, hayvancılık yapanlar) uğrayacağı zararlar da işletme maliyetine dâhil edilmeli ve tazmin edilmelidir.
Terk edilen taşocaklarında/madenlerde, tesviye çalışmalarından sonra doğal peyzaja uygun düzenlemenin yapılıp yapılmadığı denetlenmelidir. İşlettiği taşocakları/madenleri iş bitiminde rehabilite etmeyen bir işletmeye başka bir yerde taşocakları/madenler açma ruhsatı verilmemelidir.
Korunan alanlar da (YHGS, SİT, TABİAT PARKI v.b) yeni taşocakları/madenler açılmasına izin verilmeyerek var olanlar da kapatılmalıdır.”