TÜİK’in “İstatistiklerle Gençlik 2024” raporu yayımlandı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ilişkin “İstatistiklerle Gençlik” araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Rapora göre, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 51,8’i kendini mutlu olarak tanımlıyor. Bu oran, Türkiye’deki genç nüfusun yaşam memnuniyetine dair dikkat çekici bir tablo sunuyor.
Sağlık Gençler İçin Mutluluğun Anahtarı
Araştırmada gençlerin mutluluk kaynakları da incelendi. Gençlerin yüzde 45,3’ü mutluluğunun kaynağı olarak sağlığı gösterdi. Bu oran, sağlık unsurunun diğer faktörlerden açık ara önde olduğunu ortaya koyuyor.
Mutluluğu etkileyen diğer unsurlar ise şöyle sıralandı:
-
Başarı: %25,1
-
Sevgi: %15,1
-
Para: %11,9
-
İş: %2,4
-
Diğer: %0,3
Cinsiyetler Arasında Dikkat Çekici Farklar
TÜİK verileri, mutluluk kaynaklarının cinsiyete göre farklılık gösterdiğini de gözler önüne serdi. Kadınların %50’si sağlık faktörünü mutluluğun başlıca nedeni olarak görürken, erkeklerde bu oran %40,9 olarak ölçüldü. Erkeklerin %29,3’ü için başarı en önemli mutluluk kaynağı olurken, kadınlarda bu oran %20,5 düzeyinde kaldı.
Sevgi, para ve iş gibi faktörlerde de dikkat çeken farklar şu şekilde:
Sevgi: Kadınlar %20,2 – Erkekler %10,3
Para: Erkekler %16 – Kadınlar %7,4
İş: Erkekler %3 – Kadınlar %1,9
Diğer: Erkekler %0,6 – Kadınlar %0
Genç Nüfusun En Yoğun Olduğu İller
Türkiye'de genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %14,9 olarak kayıtlara geçti. En yüksek genç nüfus oranına sahip il %20,8 ile Hakkari oldu. Onu %20,6 ile Şırnak, %20,3 ile Siirt izledi.
Genç nüfus oranının en düşük olduğu iller ise %11,8 ile Balıkesir, %12,1 ile Muğla ve %12,2 ile Ordu oldu.
Türkiye, Avrupa’nın Üzerinde
TÜİK verileri, Türkiye’nin genç nüfus oranının Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu gösterdi. AB’ye üye 27 ülkenin 2024 yılı genç nüfus ortalaması yalnızca %10,7 seviyesinde kaldı. Bu veri, Türkiye’nin genç demografik yapısının hâlâ güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
💬 “Gençlerin yarısı mutlu, ancak sağlık gibi temel ihtiyaçlar hâlâ en önemli belirleyici faktör.”





