Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlediği basın toplantısında 6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 6 aylık sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Adıyaman Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Abdurrahman Tutdere, barınma sorunundan kiracıların durumuna, su sorunundan yıkım ve enkaz kaldırma çalışmalarına kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu, hükümeti göreve çağırdı.

Hatay'da mobilya fabrikasında çıkan yangın kontrol altına alındı Hatay'da mobilya fabrikasında çıkan yangın kontrol altına alındı

“6 AY GEÇTİ ANCAK BARINMA SORUNU ÇÖZÜLMEDİ”

Depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen Adıyaman'da, Malatya'da, Maraş'ta, Hatay'da ve diğer illerde sorunların devam ettiğini vurgulayan Tutdere, “Adıyaman'da yaklaşık 63.626 bağımsız bölüm yıkıldı, tamamen kullanılamaz hale geldi. Depremin ilk saatlerinden bu yana en önemli sorun olan barınma sorunu hala devam ediyor. Maalesef bütün çabalarımıza ve iktidar yetkilileri tarafından verilen sözlere rağmen barınma sorunu henüz çözülmüş değil. Adıyaman'da şu an 40 dereceyi aşan sıcaklarda çocuklar, kadınlar, yaşlılar, 5 binden fazla insan hâlâ çadırlarda yaşıyor. Hükümet aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen barınma sorununu çözemedi. Şu an konteyner kentler konusunda devlet kurumları arasında da ciddi bir koordinasyon eksikliği var, iletişim sorunu var. Örneğin bundan birkaç hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adıyaman'da yaklaşık 20 binden fazla konteyner kurulduğunu açıklamıştı. Dün adeta hükümetin yayın organı olan TRT haber bir haberinde Adıyaman'da kurulan konteyner sayısını 16.194 olarak açıkladı. Dolayısıyla vatandaşın da kafası karışıyor bizim de kafamız karışıyor. Öyle anlaşılıyor ki hükümetin de yetkililerinde kafası karışık. Bu rakamlardan hangisini doğru kabul edersek edelim şu bir gerçeklik, şu an çadırda yaşayan insanlar olduğuna göre konteyner ihtiyacı devam ediyor. Buradan Cumhurbaşkanlığı’na ve AFAD’a açıkça çağrı yapıyoruz: Adıyaman'daki konteyner ihtiyacını acilen karşılayın, insanların dayanacak gücü kalmadı.” ifadelerini kullandı

“KÖYLÜYE BOŞ KONTEYNERİ VERİYORLAR, AL BARINMA SORUNUNU GİDER DİYORLAR”

Konteynerlere ilişkin özellikle hem ilçe merkezlerinde hem de kırsal alanda ciddi sorunlar olduğunu ifade eden Tutdere, “Konteynerlerin bir kısmı teslim edilmiş olduğu halde içinde hiçbir şey yok. Düşünebiliyor musunuz? Boş konteyneri köylüye teslim ediyorsunuz ve al barınma sorununu gider diyorsunuz. Zaten vatandaş bütün eşyasını, her şeyini enkazın altında bırakmış, kendi canını zor kurtarmış. Bir taraftan da konteyner verdik diye, barınma sorununu çözdük diye açıklamalar yapılıyor iktidar tarafından. Kırsalda verilen konteynerlerin büyük bir kısmı boş ve içinde ranzası yatağı, yaşam malzemeleri yok. Dolayısıyla bu şekilde sorun çözülmüş olmuyor. Acilen konteyner talepleri karşılanmalı, içindeki yaşam malzemeleriyle birlikte vatandaşa teslim edilmelidir. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte özellikle kışın başlamasıyla birlikte sorunlar daha da derinleşecektir.” dedi.

“KİRACILAR DA DEPREMZEDE, KİRACILAR DA AFETZEDE”

Bölgedeki kiracıların konteynere ulaşamadığını hatırlatan CHP’li vekil, “Ev sahiplerine konteyner konusunda öncelik verildi. Ancak deprem sırasında kirada bulunan yurttaşlar konteynere ulaşamıyorlar. Kiracıların konteyner talebi ve konteynere ulaşma hakkı bugüne kadar yerine getirilmedi. Bir kez daha hükümete çağrı yapıyoruz: Kiracılar da affetzededir, kiracılar da depremzededir. Onların da barınma ihtiyacı var ve konteyner taleplerini mutlaka hükümetin karşılaması gerekiyor. Ağır hasarlı veya yıkılan evlerden sağ kurtulan kiracılar var. Bir taraftan da az hasarlı, orta hasarlı evlerde bulunan kiracılar var. Az hasarlı evlerdeki kiracılar da ev sahiplerinin baskısı altında. Ev sahipleri artan kira fiyatlarını da fırsat bilerek kiracıları evlerden çıkarıyorlar. Ya kendileri yerleşiyorlar ya da daha yüksek bir fiyatla diğer vatandaşlara kiraya veriyorlar. Hem ev sahiplerinin baskısı hem de konteyner yetersizliği, kiracıları Adıyaman'da ve diğer illerde canından bezdirmiş durumdadır. Kiracılar başlığını hükümetin ayrı bir şekilde değerlendirip mutlaka çözüme kavuşturması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

ü“YERİNDE AYRIŞTIRMA DEVAM EDİYOR, SULAMA YAPILMIYOR”

Deprem bölgelerinde vatandaşı mağdur eden en önemli sorunlardan bir tanesinin de yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları olduğunu, çalışmalarının bütün uyarılara rağmen kurallara aykırı bir şekilde yapıldığını, ihaleyi alan firmaların halkın sağlığını hiçe saydığını, binaları yıkıp, demirini alıp, molozunu yerinde bıraktığını kaydeden Tutdere, “Depremi yaşayan, o psikolojik travmayı yaşayan vatandaşlar o molozları her gördüğünde o an gözlerinde canlanıyor. Dolayısıyla yaraların sarılması da imkansız hale geliyor. İçişleri Bakanlığına çağrı yapıyorum: Adıyaman'da talimat verdiniz artık yerinde ayrıştırma olmayacak dediniz. Ama yerinde ayrıştırma devam ediyor, sulama yapılmıyor ve toz bulutları bütün şehirlerin üstünü kaplıyor. Halk sağlığını tehdit eden asbest riskiyle vatandaşlar karşı karşıya. Ne yapacaksanız yapın bu müteahhitleri uyarın. Eğer uyarılara uymuyorlarsa da ihalelerini iptal edin, keyfiliğe son verin. Sadece demiri almakla görevli değil bu firmalar. Bu firmaların görevi binaları yıkarken kurallara ve mevzuata uygun davranmak, halk sağlığını dikkate almaktır. Bu konuda İçişleri Bakanlığını ve Adıyaman Valiliğini gerekli denetimleri yapmak için göreve davet ediyorum. Firmaları da uyarıyorum: Adıyaman'ın sağlığı sizin karınızdan daha kıymetlidir, daha değerlidir. Eğer bu işi usulüne göre yapmayacaksanız burayı terk edin ve işi bırakın” dedi.

“DEPREMZEDE HALA BİR BARDAK SUYA MUHTAÇ”

“Adıyaman'da en can yakıcı meselelerinin başında da içme suyu sorunu geliyor” diyen Tutdere, “Adıyaman yerle bir oldu, kısmen konteyner kentler kuruldu ancak konteyner kentlerde su yok. Vatandaş temiz suya erişemiyor. Bugün Vartana’da, Altınşehir’de birçok köyde, Sincik’in köylerinde dahi içme suyu yok. İktidar seçim öncesinde çok vaatlerde bulundu, hayatı toz pembe gösterdi, yapacağız edeceğiz dedi. 6 ay geçmiş bugün Adıyaman'da depremzede bir bardak suya muhtaç. Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü bu memlekette niye var? Neden siz vatandaşın içme suyu sorununu çözemiyorsunuz? Bir kez daha çağrı yapıyoruz hükümete: İçme suyu sorununu çözün! 40 dereceyi aşan sıcaklıklarda vatandaş suya erişemezse nasıl yaşayacak? Adıyaman'da içme suyuna ilişkin aslında filmlere konu olacak bir hadise de var. Adıyaman depremden önce şebeke suyunun içildiği nadir illerden bir tanesiydi. Ancak deprem sonrasında su konusunda içilemez raporları verildi. Adıyaman Belediye Başkanlığı, insanlara temiz suyu götürmekle görevli olan Belediye Başkanı dost sohbetlerinde, ikili toplantılarda “Su temiz ben içiyorum” diyor, ancak resmi bir açıklama yapmıyor. Sağlık Bakanlığı resmi bir açıklama yapmıyor. Belediye Başkanlığına, Sağlık bakanlığı'na soruyorum: Adıyaman'ın şebeke suyu içilebilir mi, içilemez mi? Biriniz çıkın Allah rızası için bu konuda vatandaşı doyuracak düzgün bir açıklama yapın. Vatandaş da suyu içecek mi içmeyecek mi karar versin. Bu konuda tüm Adıyaman'ın hem belediye belediyeden hem de Sağlık Bakanlığı'ndan talebi var. Biz de buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden millet adına bir kez daha çağrı yapıyoruz: Adıyaman'ın şebeke içme suyu konusundaki raporlarını halka açıklayın, vatandaşın kafasındaki tereddütleri giderin diyoruz” ifadelerini kullandı.

“KALICI KONUT ÇALIŞMALARININ HIZLANDIRILMASI GEREKİYOR”

Deprem sonrası Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bakanların deprem bölgelerinde çeşitli ziyaretlerde bulunduğunu ve kalıcı konutlar konusunda beyanatlar verdiğini hatırlatan Tutdere, “Bakan ziyaretleri hala devam ediyor. Evet, kalıcı konutlar konusunda bazı çalışmalar başladı. Ancak bu çalışmalar yetersiz. Talep dikkate alındığında ek tedbirlerin alınması ve kalıcı konut çalışmalarına hız verilmesi gerekiyor. Vatandaşların bir an evvel kalıcı konutlara yerleştirilmesi ve barınma sorunun temelden çözülmesi gerekiyor.” dedi.

“YENİ TEŞVİK PAKETLERİNİN AÇIKLANMASI ŞART”

Adıyaman'da şehri terk eden insanların yeniden dönebilmesi için yapılması gereken birtakım işler olduğunu söyleyen Tutdere, “Özellikle ticaretin yeniden canlandırılması, ticaretin bel kemiği olan esnafa dönük yeni teşvik paketlerinin açıklanması ve hayata geçirilmesi lazım. Ancak hükümet, Adıyaman'da ve deprem bölgelerin bir kısmında daha çoğu esnafa bir konteyner veremedi. Esnaf iş yerini açacak bir konteyner bulamadığı için aylardır gelirinden mahrum, işini icra edemiyor. Dolayısıyla çoluk çocuğunun nafakasını karşılayamıyor. Eğer durum böyle devam ederse esnafın lambası sönecek. Eğer bu şekilde hükümetin esnafı görmezden gelişi devam ederse esnaf şehri terk edecek, sanayici şehri terk edecek. Şehirlerin lokomotifi organize sanayidir, sanayi bölgeleridir. Dolayısıyla hem esnafa dönük hem de sanayi bölgelerine dönük yeni teşvik paketleriyle bölgenin desteklenmesi lazım. Ayrıca bölgede çalışan kamu görevlerinin deprem tazminatı adı altında veya başka bir isimle ücretlerinin iyileştirilmesi lazım, buranın cazibe merkezi haline getirilmesi lazım. Aksi takdirde bölgede doktor tutamıyoruz, doktor kalmadı. Eli iş tutan sanayici kalmadı. Herkes şehri bir bir terk etmeye başlıyor. Eğer bu kentleri sanayicisi, doktoru, eli iş tutan insanlar terk ederse buraları yeniden kalkındırmak gerçekten imkansız olacak. İş işten geçmeden hükümetin artık bu işlere de yoğunlaşması tedbir alacak çalışmaları yapması gerekiyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.ü

ü“TAPUSU OLMAYAN VATANDAŞLAR ÇÖZÜM BEKLİYOR”

Deprem bölgelerinde tapusu olmayan vatandaşların olduğuna dikkat çeken Tutdere, “Adıyaman'da binaların büyük bir kısmının tapusu yok. Zamanında muhtar senetleriyle vatandaşlar güven ilişkisi içerisinde alışveriş yapmışlar, arsa almışlar bu arsaların üzerine evler inşa etmişler. Ancak bu evler depremde yıkıldı. Şu anda ki mevzuata göre bu evlerin tapuları olmadığı için buranın ev sahiplerinin desteklerden, projelerden yararlanma şansları yok. Dolayısıyla bu tür durumdaki özel konuları da çözümleyecek bir mevzuat değişikliğine ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.  Haber Bülteni

Editör: Haber Merkezi