Son olarak 1999’da İskenderun’da kaydedilen bu canlı, rengarenk dokusu ve zarif görünümüyle görenleri kendine hayran bıraktı.
Bilim İnsanları Heyecanlı
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, deniz tavşanının yeniden görüntülenmesinin heyecan verici bir gelişme olduğunu söyledi. Gökoğlu, “Bu tür, Akdeniz’de nadiren karşılaştığımız bir canlı. En son 2010’da Antalya Körfezi’nde, ardından 2022’de Suriye kıyılarında bildirilmişti. Renkleriyle tam bir doğa harikası,” dedi.
Gökoğlu, deniz tavşanının alglerle beslendiğini ve insanlara hiçbir zararının olmadığını da vurguladı:
“Deniz tavşanı, ismini kulak şeklindeki çıkıntılarından alıyor. Zarifliğiyle denizin incisi desek abartmış olmayız. Türü korumak ve bu gibi nadir canlıları gözlemlemek, deniz ekosistemi için büyük önem taşıyor.”
Deniz Tavşanı Neden Bu Kadar Özel?
Deniz tavşanları, sadece görsellikleriyle değil, aynı zamanda yaşam döngüleri ve göç rotalarıyla da dikkat çekiyor. Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçiş yaparak “Lessepsiyen Göç” olarak adlandırılan fenomenin bir parçası olan bu canlı, bazen yıllarca kaybolabiliyor. Ancak bu kayboluşun ardında karmaşık bir yaşam döngüsü var:
- Alglerle Besleniyorlar: Deniz yosunları ve algler, bu canlıların temel besin kaynağı.
- Kaya Diplerinde Saklanıyorlar: Çoğunlukla taşların ve kayaların altında gizlenerek yaşamlarını sürdürüyorlar.
- Renk Cümbüşü: Türden türe değişen renkleriyle adeta birer doğa tablosu gibiler.
Geleceğe Bir Miras
Dalgıçlar tarafından kayıt altına alınan bu nadir anlar, deniz ekosisteminin ne kadar kırılgan ve aynı zamanda büyüleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Deniz tavşanı gibi türlerin korunması, yalnızca bilim dünyası için değil, insanlık için de büyük önem taşıyor.
Antalya Körfezi, bir kez daha dünyanın dikkatini çeken bir doğa harikasına sahne olurken, deniz tavşanının büyülü görüntüleri herkesin kalbini fethetti. Belki de bu “denizlerin incisi,” doğaya olan hayranlığımızı artırmak için en güzel hatırlatma oldu.
