TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, Hatay Asbest Raporu’nu açıkladı. İnsanların yaşam alanlarından alınan 45 numuneden 16’sında asbest tespit edildiği belirtilen raporda, "Ne yazık ki bölgedeki büyük enkaz ve katı atıkların yönetimi, bilime, tekniğe ve mevzuatlara uygun bir şekilde yönetilmediğinden dolayı yeni bir afete dönüşmektedir" denildi.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 6 Şubat 2023 depremlerinden en çok etkilenen illerin başında gelen Hatay'da 2 ve 3 Eylül 2023 tarihlerinde asbest inceleme çalışması gerçekleştirdi. Yapılan çalışmanın sonuçlarını Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde kamuoyuyla paylaşıldı.

İnsanların yaşam alanlarından alınan 45 numuneden 16'sında asbest tespit edildiği belirtilen raporda, buna ilişkin özetle şu değerlendirme yapıldı: "6 Şubat 2023 tarihinde 7'si büyükşehir olmak üzere toplam 10 ilde meydana gelen depremlere hazırlıklı olunmadığı için depremler Afet'e dönüşmüştür. Ancak ne yazık ki bölgedeki büyük enkaz ve katı atıkların yönetimi de bilime, tekniğe ve mevzuatlara uygun bir şekilde yönetilmediğinden dolayı yeni bir afete dönüşmektedir. Bu süreçte atık yönetiminde yapılan tüm işlemlerin değerlendirmesi toplumun geniş kesimlerince yapılacak ve gerekli sonuçlar çıkarılacaktır. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen atık yönetiminde yapılan yanlış uygulamalardan dolayı bölge halkının ilerleyen yıllarda çok ciddi halk sağlığı sorunları ile karışılacağı, aynı zamanda bölgede atık kirlenmesi ile ekolojik yıkım etkisi oluşturacağı anlaşılmaktadır."

Şehir hastanelerinde 8 yılda yaklaşık 9 milyon ameliyat yapıldı Şehir hastanelerinde 8 yılda yaklaşık 9 milyon ameliyat yapıldı

Çevre mühendisi Utku Fırat ile asbest söküm uzmanı ve çevre mühendisi Akan Çelik, raporun sonuçlarına ilişkin bilgi verirken, "Sonuçlar hepimiz için kaygı verici" dedi.

"ÇADIRLARIN ÜSTÜNDE BİLE ASBEST TESPİT ETTİK"

Çalışmada, Hatay Serinyol, Antakya, Samandağ, Yeşilköy ve Defne'de depolama alanlarından, bina enkazlarından, yerleşim alanlarından, faunadan, toprak yüzeyinden ve çalışma sırasında kullanılan aracın üzerinden toplam 45 katı ve toz numunesi alındığını ifade eden çevre ümhendisi Utku Fırat, söz konusu numunelerin 16'sında asbest lifleri tespit edildiğine dikkat çekti. Fırat aynı zamanda numunelerin herhangi bir düzenli inceleme yapılmadan, tamamen insanların günlük hayatında sıkça rastladıkları yerlerden alındıklarına dikkat çekti. Fırat, "Bu, aslında bölgede düzenli asbest izlemesi yapılması durumunda çok daha büyük bir tehlikenin karşımıza çıkacağının kanıtıdır. İnsanların yaşadığı çadırların üzerinden aldığımız numunelerde bile asbest tespit ettik" dedi.

"DEPREMZEDELER, İŞÇİLER, GÖNÜLLÜLER, KAMU PERSONELİ VE BÖLGEDE SEYAHAT”

Çalışmanın yapıldığı 28-29-30 Ağustos 2023 tarihlerinde bölgenin yağışlı olduğuna vurgu yapılan raporda yağışın havada asılı olan asbesti yeryüzüne indirmesine rağmen bu sıklıkta asbest tespit edildiği ve bu durumun büyük risk taşıdığı belirtildi. 2 gün boyunca ulaşımda kullanılan aracın yüzeyinden alınan numunelerde asbest tespit edilmiş olduğunu da söyleyen Fırat, "Bu sadece depremzedelerin, enkaz çalışmalarında çalışan işçilerin, gönüllülerin ve kamu personelinin değil, bölgede seyahat halinde olan herkesin asbest maruziyet riski taşıdığının göstergesidir" dedi.

"ASBESTE YÖNELİK HİÇBİR TEDBİR ALINMIYOR"

Bölgede toz ve asbest maruziyet riskinin bu kadar büyük olmasının nedeninin, depremin yaşandığı tarihten bu yana, atık yönetim uygulamalarında yapılan hatalar olduğuna vurgu yapan Fırat, "Hafriyat depolama alanı yer seçimi, asbestli malzemeler dahil olmak üzere tehlikeli atıkların ayrıştırılmadan depolama alanlarına taşınması, bölge genelinde sulama faaliyetlerinin neredeyse hiç yapılmaması ve atıkların taşınması sırasında kamyonlarda tozumayı önleyici bir önlem alınmaması bu hataların başlıcalarıdır" diye konuştu.

"YETKİLİLERE DÜŞEN GÖREV ASBET GERÇEĞİNİ GÖRMEZDEN GELMEK DEĞİL GEREKLİ ÖNEMLİ TEDBİRLERİ ALMAKTIR"

Yetkililerin asbest tehlikesine karşı "havada asbest bulunmadığına" ilişkin açıklamalarını hatırlatan Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Depremin ardından dönemin ilgili bürokratı, 'İhalelerde kullanılan şartnamelerde, asbest içeren katı maddelerle ilgili gerekli tedbirlerin alınmasının yüklenici firmaların sorumluluğuna verilmesine yönelik madde eklenmiştir' şeklinde açıklama yapmıştı. O halde bugüne kadar yüklenici firmalar asbest içeren katı maddelerle ilgili ne gibi tedbirler almıştır ve bertaraf edilen asbestli malzeme miktarı nedir? Ayrıca deprem sonucu oluşan atığın yönetimini fiilen gerçekleştiren yüklenici firmaların kaçında Çevre Mühendisi istihdamı sağlanmıştır? Yetkililere düşen görev asbest gerçeğini görmezden gelmek değil, gerekli tedbirleri almaktır."

"ASBEST TESPİT EDİLMİŞ TÜM MADDELER BİR AN ÖNCE GÖMÜLMELİDİR"

Enkaz depolama alanlarının yanlış seçildiği, enkaz kaldırma, taşıma ve depolama sırasında önlem alınmadığını vurgulayan asbest söküm uzmanı ve çevre mühendisi Akan Çelik de şunları dile getirdi:

"Asbest ancak gömülerek depolanabilir. Bu nedenle asbest tespit edilmiş tüm maddeler özenle ayrıştırılıp bir an önceü gömülmelidir. Önlem alınmaması bölgede yaşayan insanları kansere sürükleyecektir. O bölgede yaşayan, çalışan ya da bölgede bulunan kişilerin alabileceği bireysel tedbir ise asbest önleyici maskedir. Yetkililerin, bölgede bulunanlara asbest önleyici niteliği olan maske dağıtması ve kullanılmasını teşvik etmesi gerekmektedir." Mahmut Sivri

Editör: Haber Merkezi