Yarışa katılan Demokrat ve Cumhuriyetçi parti adayları İsrail'in Gazze'deki soykırımını durdurma çağrılarına duyarsız kalırken, öte yandan İsrail'e destek vermede birbiriyle yarışması ülkedeki Müslüman seçmenleri, tepki olarak üçüncü parti adayına yöneltiyor.

ABD'nin ileri gelen Müslüman kuruluşlarının temsilcileri, AA'ya, başkanlık seçimlerinde Amerikalı Müslüman seçmenlerin durumunu değerlendirdi.

ABD'deki Müslüman sivil toplum örgütlerinin çatı kuruluşu ABD Müslüman Organizasyonları Konseyinin (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, seçimlerin, İsrail'in Gazze'de devam eden soykırımı nedeniyle çok özel bir zamana denk geldiğini söyledi.

Cemal, "Müslüman Amerikalılar mevcut yönetimden tamamen hayal kırıklığına uğradı. Biden yönetimi, Müslüman Amerikalı toplumun Gazze'deki bu soykırım hakkında bir şeyler yapması yönündeki çağrı ve taleplerine kesinlikle duyarsız kaldı." dedi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'de "ateşkes sağlama gücü" olduğuna inandıklarını dile getiren Cemal, şöyle devam etti:

"Müslüman Amerikalılar olarak, bu yönetimle ilgili çok endişeliyiz, ABD olarak (Gazze'ye) insani yardım göndermede çok az ilerleme kaydettiler. Öte yandan İsraillilere sorunsuz ve hızlı şekilde çok sayıda bomba gönderdik. İsrail'e yardım anlamında şimdiye kadar toplam 20 milyar dolardan fazla yardım tahsis etmek sorun olmadı ancak Filistinlilere yeterli insani yardım gönderemedik. Eğer İsraillilere bombaları gönderebiliyorsak, onlara (Gazze’ye) yiyecek ve suyu da göndermemiz gerektiğini söyleyebilmeliyiz.”

Cemal, tüm bunların Müslüman Amerikalıları Biden yönetimine karşı çok öfkelendirdiğini belirterek, Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti başkan adayı Kamala Harris'in de bu sorumlulukta payı olduğuna işaret etti.

Harris'in seçim kampanyalarındaki söylemlerinin de İsrail'e destek vermede Biden'dan geri kalmadığına dikkati çeken Cemal, diğer taraftan Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın da Müslüman karşıtı politika ve söylemleri göz önünde bulundurulduğunda ABD'de Müslüman seçmenlerin şu an zor bir karar sürecinden geçtiğine vurgu yaptı.

Cemal, "Yani Müslüman topluluğu, hangi adaya oy kullanacağına dair bu tür bir kararı nasıl verecekleri konusunda çok zor bir durumda. Üçüncü bir aday kesinlikle sadece bir protesto oyu olacak, herhangi bir fark yaratacağını bildiğimiz bir seçim değil, çünkü üçüncü adayın Beyaz Saray'ı kazanma şansı yok." değerlendirmesini yaptı.

"Kararsız eyaletlerdeki seçimleri kesinlikle etkiliyoruz"

Öte yandan, ABD'de yüzde 1-1,5 oranına tekabül eden Müslüman oyların Michigan gibi adayların başa baş gittiği çekişmeli eyaletlerde çok önemli olduğuna vurgu yapan Cemal, 2020'de bu eyaletteki oyların Biden'ın Trump'a karşı az sayıda farkla başkanlığı kazanmasında etkili olduğunu hatırlattı.

Cemal, ancak bu defa Müslüman seçmenlerin Gazze konusunda Demokrat ve Cumhuriyetçilere tepki olarak üçüncü partiye oy vermek istemesinin oyları böldüğüne işaret ederek, "Müslüman topluluğunun bugün karşı karşıya olduğu şey bu. Çok zor bir durum. Şu andan seçim gününe kadar, umarım adaylardan birini destek konusunda biraz daha net hale gelebiliriz. Şu anda ihtiyacımız olan tek şey Gazze'de gerçek bir ateşkes." görüşünü paylaştı.

Gazze'de yaşananların, seçime ilişkin ülkedeki Müslüman toplumun tutumunu gerçekten gölgelediğini belirten Cemal, sözlerini şöyle bağladı:

Bazı illerde kar yağışı etkili oluyor Bazı illerde kar yağışı etkili oluyor

"Müslüman topluluğunun 2024 seçimlerinde çok etkili olacağına inanıyorum. Bir adayın kazanmasına ve diğerinin kaybetmesine neden olacak. Bu kesin. Bu yıl, kararsız eyaletlerde seçim sonucunu etkileyecek olan Müslüman oyları olacak. Ancak, bunun onların lehine olup olmadığını henüz bilmiyoruz ancak kararsız eyaletlerdeki seçimleri kesinlikle etkiliyoruz."

Cumhuriyetçi Trump, 2016'da Demokrat rakibi Hillary Clinton'dan yalnızca 10 bin 74 oy fazla almış; 2020'de ise Biden rakibi Trump'a 154 bin 188 oy fark atmıştı.

"Müslüman toplumu birleştiren tek şey Gazze soykırımını durdurmanın önemi"

ABD'deki en büyük Müslüman sivil haklar örgütü Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Direktör Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell de Amerikalı Müslümanların 2024 seçimleri hakkında görüşlerinin çeşitlilik gösterdiğini belirtti.

Mitchell, CAIR'in yaptığı son ankete göre Amerikalı Müslümanların yüzde 29'unun Harris'e, yüzde 29'unun üçüncü parti adayı Jill Stein'e, yüzde 11'i de Trump'a oy vermeyi düşünürken, yüzde 31 gibi bir çoğunluğun kararsız olduğunu vurguladı.

Müslüman seçmenlerin iki ana adayın Gazze soykırımına karşı tutumundan memnuniyetsizliğine işaret eden Mitchell, "Müslüman toplumu birleştiren tek şey Gazze soykırımını durdurmanın önemi. Çoğu Amerikalı Müslüman için temel mesele Gazze'de gördüğümüz korkunç savaş suçlarıdır ve bu yüzden muhtemelen üçüncü parti adaylarının önceki yıllara kıyasla bu kadar iyi performans göstermesinin nedeni bu." diye konuştu.

Mitchell, CAIR olarak endişelerinden birinin Amerikalı Müslümanların sistem yozlaşmış diyerek seçime katılmak istememeleri olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:

"Bazı topluluk üyeleri seçime dahil olmak istemiyor. Sadece oylamanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorlar ve bu yüzden uğraşmak istemiyorlar. Umarız böyle olmaz. Müslüman toplumunu oy kullanmaya teşvik ediyoruz. Kime oy verdikleri önemli değil. Bu haklarını kullanmaları çok önemli, hepimiz bu hükümete vergi ödüyoruz. Oy vererek hükümetimizin vergi mükelleflerinin parasıyla ne yaptığını etkilemeye çalışabiliriz."

"Amerikan Müslümanlarının oyu çok önemli"

ABD'de yaklaşık 2,5 milyon Müslüman seçmen olduğunu belirten Mitchell, özellikle bunların önemli bir kısmının seçimlerin kaderini belirleyecek Michigan, Pennsylvania ve Georgia gibi "salıncak eyalet" denilen kararsız eyaletlerde yoğunlaştığına dikkati çekti.

Mitchell, "Bu yüzden Amerikalı Müslümanların 2024 seçimlerinin sonuçlarını etkilemesi oldukça olası. Georgia eyaletine bakarsanız, Joe Biden Georgia'yı 2020 seçimlerinde 11 bin 770 oy farkla kazandı. 2020'de Michigan’a bakarsanız, orayı da 150 bin oy farkla kazandı." diye örnekler verdi.

Bu eyaletlerde dengeleri değiştirecek kadar Müslüman seçmenin yaşadığını ifade eden Mitchell, "Bu yüzden Amerikan Müslümanlarının oyu çok önemli. Salıncak eyaletlerdeki sonuçları etkileyebilirler. Amerikan Müslüman topluluğunun bu seçimde bir etkisi olacağını bekliyorum. Bu etkinin ne olacağını bilmiyorum çünkü insanların nasıl oy vereceğini bilmiyoruz ama bazı kilit salıncak eyaletlerde önemli bir etki olacağını bekliyorum." dedi.

Mitchell, Amerikalı Müslüman seçmenlerin 2012, 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerinde çok yüksek katılım sağladığını da belirterek, “Ancak açıkçası 2024'te düşebileceğinden endişeleniyorum, bunun bazı işaretlerini de zaten gördük." ifadesini kullandı.

ABD’de seçimlerin kaderini "salıncak eyaletler" belirliyor

ABD'deki başkanlık seçim sisteminde ülkedeki eyaletlerde yarısını kazanan aday o eyaletin tüm delegelerini hanesine yazıyor. "Kazanan hepsini alır (winner-take-all-system)" adıyla anılan bu kural nedeniyle herhangi bir eyalette kaybeden adaya verilen oylar yok sayılıyor.

Bu nedenle adayların, başkanlık için 538 sayısının yarıdan bir fazlası olan 270 delegeye ulaşması gerektiği için, "salıncak eyalet" olarak adlandırılan ve her seçimde iki ana parti olan Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip gelen kararsız seçmenler yarışın kaderini belirliyor.

2024 seçimlerinde başkanlık için ulaşılması gereken toplam 270 delege sayısının 93'ünü teşkil eden Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, North Carolina ve Georgia "salıncak eyalet" konumunda bulunuyor.

Güncellenen sayılara göre, Arizona 11, Nevada 6, Wisconsin 10, Michigan 15, Pennsylvania 19, Kuzey Carolina 16 ve Georgia 16 delegeye sahip.

ABD seçim sisteminde ülke genelinde toplamda daha az oy almasına rağmen kritik eyaletleri kazanarak delegeleri hanesine yazdığı için başkanlık koltuğuna oturan adaylar bulunuyor.

Buna en güncel örnek olarak, 2016 başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın, rakibi Hillary Clinton'dan toplamda 2,8 milyon daha az oy almasına rağmen salıncak eyaletlerde 304 delegeye ulaşarak Beyaz Saray'a çıkması gösteriliyor.

Muhabir: Islam Doğru

Kaynak: aa