GALAPAGOS (AA) - Büyük Okyanus'un doğusundaki Ekvador'a bağlı 13 ana adadan oluşan Galapagos'un sadece 3 adası insan yerleşimine açık ve son yıllarda turizm merkezleriyle de dikkati çekiyor.

Volkanik patlamalarla oluşan takımadada halen çok sayıda aktif yanardağ bulunurken, son 200 yılda 50'den fazla patlamanın meydana geldiği biliniyor.

Volkanik oluşumların doğa güzelliklerini ortaya çıkardığı Galapagos'ta zengin bitki örtüsü ve yeşilin farklı tonlarını gözlemlemek mümkün oluyor.

Bilim insanları, düşünceleri gerçek zamanlı sesli kelimelere dönüştürebilen cihaz geliştirdi Bilim insanları, düşünceleri gerçek zamanlı sesli kelimelere dönüştürebilen cihaz geliştirdi

Dünyanın volkanik açıdan en aktif bölgelerinden biri olan Galapagos takımadaları, yalnızca canlı türleri araştırmaları için değil, aynı zamanda jeoloji araştırmaları için de ilgi çekici bir konumda yer alıyor.

Darwin ile araştırmaların parlayan yıldızı oldu

1831'de İngiltere'den beş yıllık bir yolculuğa çıkan Bilim insanı Charles Darwin, mola verdiği Galapagos'taki canlı yaşamının adalarda birbirine benzediğini ve canlıların bulundukları ortama mükemmel bir şekilde uyum sağladığını fark etti.

Adadaki canlıları keşfi Darwin'i insanın kökeni konusunda düşünmeye yönelterek, "Doğal Seçilim Teorisi"ni ortaya koymasında etken oldu ve ilerleyen yıllarda Galapagos, bilim insanları ve doğa meraklılarının odağı haline geldi.

Adaların eşsiz biyolojik çeşitliliğini korumak adına 1959'da Ekvador hükümeti Galapagos'u Milli Park ilan etti.

Ada sularının 1970'lerde insan faaliyetleri nedeniyle kirlenmeye başlaması sonucu kara ekosistemini korumak için Karasal Yönetim Planı yazıldı, deniz ekosistemini korumak içinse 1998'de Galapagos Deniz Rezervi oluşturuldu. Buna göre, rezerv, adaların iç sularını ve 40 deniz mili içindeki alanı koruyarak sorunları ele almayı amaçladı ve bugün gelinen noktada canlı yaşamı son derece korunaklı bir yapıda ada ziyaretçileriyle buluşuyor.

Fotoğraf karelerine yansıyan Galapagos

AA foto muhabiri Özge Elif Kızıl, 10 gün boyunca Galapagos'un "Santa Cruz", "San Cristobal", "Isabela" adalarındaki yaşamı ve doğanın izini karelere aktardı.

İstanbul'dan Kolombiya'nın başkenti Bogota'ya 12 saatlik uçuşun ardından, yaklaşık 2 saatlik başka bir uçak yolculuğu daha yaparak Ekvador'un başkenti Kito'ya ulaşan Kızıl, Kito'dan da yine yaklaşık 2,5 saatlik yolculuk ile San Cristobal Adası'na ulaştı.

Koruma altındaki adalar rehber eşliğinde geziliyor

Santa Cruz, San Cristobal ve Isabela adaları haricindeki diğer adalarda bitki ve hayvan ekolojisinde dikkati çeken türleri barındırdığı için koruma altında bulunuyor ve yerleşime izin verilmiyor.

Bu 3 adanın belirli bölgeleri hariç, diğer tüm adalarda yapılmak istenen aktiviteler rehber eşliğinde gerçekleştiriliyor. Adaların koruma altındaki ekolojik zenginlik barındıran bölgelerine belgesel, haber çekimi ve film projeleri için özel izin alınması gerekiyor.

Büyük Okyanus'un akvaryumu: Galapagos

İnsanların ve hayvanların iç içe yaşadığı adaların, plajları, sokakları, parkları ve yaşam alanlarının her yerinde foklara, deniz iguanalarına ve birçok farklı kuş türüne rastlamak mümkün oluyor.

Ekolojik yaşamın korunması için hayvanlara 2 metreden fazla yaklaşmanın yasak olduğu Galapagos'ta bitkilerin ve hayvanların korunması noktasında ciddi kurallar bulunuyor. Buna rağmen insanlar ile hayvanların birlikte ahenk içerisinde yaşadıkları da gözlemleniyor.

Deniz rezervi ile dünyanın en büyük ve biyolojik olarak çeşitliliği en çok deniz koruma alanlarından birisi olarak bilinen Galapagos'ta yaklaşık 2 bin 900'den fazla deniz türü bulunuyor.

Su altı çeşitliliğini incelemek ve kayıt altına almak için son yılların yükselişteki destinasyonları arasında bulunan Galapagos'ta "çekiç başlı köpek balıkları", "beyaz uçlu resif köpek balıkları", "deniz kaplumbağaları", "vatozlar", "balinalar", "yunuslar", "albatroslar", "deniz aslanları", "penguenler", "kürklü foklar", "karabataklar", "deniz iguanaları", "tropikal balıklar" ve "büyük mavi balıkçıl" başta olmak üzere farklı deniz canlıları ilgi çekiyor.

Balina köpekbalıklarının göç yolu üzerinde olan Galapagos, bu canlıları incelemek için her yıl belli dönemlerde gelen çok sayıda araştırmacıya da ev sahipliği yapıyor.

Yılın her ayı ziyaretçisi olan adaların tüm sahilleri birer akvaryum gibi çeşitli deniz canlılarının yaşam alanı olduğundan, ziyaretçiler yüzmekten ziyade okyanus kıyılarında şnorkelleriyle keşif yapıyor.

Adaların simge canlısı: Galapagos dev kaplumbağaları

Yaklaşık 3 milyon yıl öncesinde Güney Amerika kıyılarından adaya ulaştıkları tahmin edilen ve atalarının Arjantin kaplumbağası olduğu düşünülen Galapagos dev kaplumbağaları, adanın simge canlılarından biri olarak biliniyor.

Boyu 1,5 metreye, kilosu 300 kilograma kadar çıkabilen bu canlılar 100-200 yıl arasında yaşayabiliyor. Adanın diğer canlıları gibi dev kaplumbağalar da kurdukları ortak yaşamdan ötürü insanlarla uyum içinde yaşıyor.

Dev kaplumbağaların neslini korumak için Santa Cruz, San Cristobal ve Isabela adalarında açılan koruma merkezleri faaliyet gösteriyor. Koruma merkezlerince, üzerinde çalıştıkları ve koruma altına aldıkları dev kaplumbağalar numaralandırılarak, gelişimsel süreçleri takip ediliyor ve belli dönemlerde doğal ortamlarına geri gönderiliyorlar.

Adaların kara biyoçeşitliliği de ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekiyor. "Dev kaplumbağalar", "lava kertenkelesi", "mavi ayaklı sümsük kuşu", "Darwin ispinozları", "alaycı kuşu", "uçamayan karabatak", "kara iguanası", "büyük fregat kuşu" başta olmak üzere pek çok canlı türü adalarda gezenlere eşlik ediyor.

Dalış tutkunlarının ve doğa severlerin "ölmeden önce gidilmesi gereken yerler" listesinin en başında gelen Galapagos Milli Parkı, endemik bitki örtüsünü, canlı çeşitliğini keşfetmek ve fotoğraflamak isteyenlere unutulmayacak bir deneyim sağlıyor.



Muhabir: Özge Elif Kızıl,Yasemin Kalyoncuoğlu

Kaynak: AA