Yıllardır kırsal Dedeköy, Hasköy ve Ülküköy mahallelerinin tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan gölette yaşanan yüzlerce metrelik çekilme ve oluşan çatlaklar, dronla görüntülendi.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, AA muhabirine, Bursa Ovası'nda iyi verim elde edebilmek için toprağın yeteri miktarda suyla buluşması gerektiğini söyledi.

Çiftçinin iyi bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Dindar, şöyle konuştu:

Fransa-İsrail futbol maçında İsrailli taraftarlar kavga çıkardı Fransa-İsrail futbol maçında İsrailli taraftarlar kavga çıkardı

"Bursa'da pek çok sulama göletimiz var, Ülküköy Göleti de bunlardan biri. 1982 yılından beri sulama faaliyeti vermek üzere devam ediyor, bu amaçla kullanılıyor ancak son dönemlerde baktığımızda civarda Dedeköy, Hasköy ve Ülküköy gibi 3 büyük köy, tarımsal sulama ihtiyacını bu göletten karşılıyor. Son yıllarda bir taraftan çevresel kirlilik ve iklim değişikliği baskısı, bir taraftan da kuraklığa bağlı olarak su seviyesinin oldukça düşük olduğunu görüyoruz. Yılın bu zamanlarında su seviyesinin yaklaşık 15 metre olması gerekirken 1-1,5 metre olduğunu görmek mümkün."

"Su kaynaklarımız sınırsız değil"

Dindar, göletin Gemlik zeytini, Bursa şeftalisi ve Bursa siyah incirinin yanı sıra birçok sebze ve meyve çeşidinin üretildiği arazilerin sulanmasında kullanıldığını belirtti.

Tescilli ürünlerin özellikle ilkbaharda sulama ihtiyaçlarının daha yüksek olduğuna dikkati çeken Dindar, "Dönemsel olarak bu durum bizi kurtarmıyor. Gelecek yıllara göre de plan yapmamız, ürünlerin rekoltesi açısından suya olan ihtiyacını iyi belirlememiz ve sulak alanlarımızı iyi korumamız lazım. Şu anda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık artışlarını düşündüğümüzde ve yağması gereken yağmurların da verimli ve zamanında yağmadığını da hesaba katarsak ilerleyen günlerde maalesef çiftçimizi zor zamanlar bekliyor." dedi.

Dindar, barajlardaki su miktarını koruyabilmek için iklim değişikliğiyle mücadele, bilinçli sulama gibi konularda gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini anlattı.

İklim değişikliğine bağlı olarak su kaynaklarının azaldığını ve kirlendiğini kaydeden Dindar, şöyle konuştu:

"Dünyadaki su kaynaklarından sadece yüzde 3'ünün tatlı su kaynağı olduğunu biliyoruz. Bir taraftan su kaynaklarımız sınırsız değil, bir taraftan da hoyratça kullanmaya devam ediyoruz. Toplam suyumuzun yüzde 70'ini tarımda kullanıyoruz. Dolayısıyla tarımda sulama teknolojilerinin iyileştirilmesi, geliştirilmesi, su kaynaklarının kimyasal gübrelerden, pestisit gibi ilaçlardan korunması önemli. Çiftçiye, üreticiye, tüketiciye büyük görevler düşüyor. Verimli bir tarımsal üretim gerçekleştirebilmek için toprağın belli su doygunluğuna ulaşması gerekiyor. Su azlığında ve fazlalığında da verim düşebilir. Artık günümüzde bu felaketlerin çok değişken olduğunu düşünecek olursak biz üretimi buna göre planlamalı, suya olan ihtiyacımızı nasıl düşürürüz, daha verimli nasıl kullanırız, kayıp kaçakları nasıl önleriz diye önlemler almalıyız. Sadece göletten suyu çekerken bir pompa takıp kontrolsüz bir şekilde, ürününün 10 birim suya ihtiyacı varken siz 20 birim su verdiğinizde zaten ürün suyun fazlasını kullanmayacak. Bu durumda hem suyunuz ziyan oluyor hem de gereksiz miktarda suyla buluşan bitkinin de işine yaramıyor."

Kaynak: aa