Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, fırsatçılığa dönüşen fiyat artışlarının özellikle de deprem bölgesinde kabul edilemeyeceğini belirterek, “Bu konuyu müsamahasız bir şekilde takip edeceğimizi ve gerekli yaptırımları uygulayacağımızı açık ve net şekilde ifade etmek isterim” dedi.
Hayata geçirilecek olan beton santrallerinin hem bölgedeki ihtiyacı karşılayacağını hem de fahiş fiyat oluşumların önüne geçeceğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti: “Oldukça önemli rakamlara ulaşmış fiyatlar bu tesislerin çalışmasıyla neredeyse yarı yarıya düştü. Bu da bize şunu gösterdi, fahiş fiyata karşı en büyük panzehir daha çok üretim daha çok rekabettir. Hiçbir işletmeyi özellikle bölgesel tekel oluşturacak işletmeyi kontrolsüz bırakmamak gerekir. Burada fırsatçılık yapmaya çalışanlara bütün bölgede de etkili bir denetimle de yine cevap verdiğimizi, vermeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Gerekirse ilave düzenlemeler de yaparız, gerekirse bu şartları kötüye kullanmaya çalışanlara farklı yaptırımlar da geliştiririz. Buradan bir kez daha uyarıyoruz. Kimsenin kazanmasına karşı değiliz, elbette kazanacak işletmeler. Belirli bir maliyet var o maliyetin üzerine de belli bir karlılık elbette olacak ama maliyetlerden ve makul bir kardan çok öteye giden, fırsatçılığa dönüşen fiyat artışları hele hele deprem bölgesinde hiçbir şekilde kabul edilemez. Dolayısıyla bu konuyu müsamahasız bir şekilde takip edeceğimizi ve gerekli yaptırımları uygulayacağımızı açık ve net şekilde ifade etmek isterim.” Yılmaz, buradaki tesislerin toplam yatırım maliyetinin 1 milyar 450 milyon lira olduğunu aktararak, “İyi ki bu yatırımları yapmışız iyi ki son 20 yılda birçok ilimizde, 81 vilayetimizde devasa yatırımlar gerçekleştirmişiz. Bu yatırımları yapmayan ülkeler aslında şimdi çok daha büyük maliyetlerle yapmak zorunda kalacaklar. Dünyanın geldiği bu yeni yapı içinde maliyetlerin arttığı ortamda aynı fiziki yatırımı çok daha büyük parasal bedellerde yapabilecek durumdalar. Türkiye son 20 yılda iyi ki Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetilmiş, iyi ki siyasi istikrar içinde yönetilmiş, iyi ki devasa yatırımlar gerçekleştirilmiş.” diye konuştu.
“DEPREMİN EKONOMİYE MALİYETİ YAKLAŞIK 104 MİLYAR DOLAR”
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “11 ilimizi doğrudan etkileyen ‘asrın felaketi’ tarımdan sanayiye birçok alanı olumsuz yönde etkilemiştir. Depremin konutlar üzerindeki maliyetinin yanı sıra altyapı ve ekonomik, sosyal hayat üzerindeki maliyetleri ihmal edilmemelidir. Üç boyutlu bir şekilde bu olaya yaklaşıyoruz. Yaptığımız hesaplara göre 104 milyar dolar depremin ülkemize maliyeti var. Depremin yaralarını sararken, hızla yeni yerleşim yeri seçimi, yıkılan ve ağır hasar gören mevcut yerleşim alanlarının arazi kullanımı ve afet risk durumunu belirlemiş durumdayız. Güvenli yerleşim alanları için ‘dirençli şehirler’ yaklaşımımıza uygun şekilde planlama ve tasarım yapıyoruz.”
“BU YIL VE GELECEK YIL DEPREMİN YARALARINI BÜYÜK ORANDA SARACAĞIZ.”
“Hatay gibi diğer 10 ilimizin de altyapısıyla, konutlarıyla, ekonomik hayatıyla canlanması yönünde çok büyük bir gayret içerisindeyiz.” diyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Sadece bu yıl deprem için sadece merkezi idare bütçesinden ayırdığımız para 762 milyar TL, 2024 için bütçemize koyduğumuz para 1 trilyon 28 milyar TL. Bu milli gelirimizin yüzde 2,5-3’üne tekabül eden rakamlar. Bu yıl ve gelecek yıl depremin yaralarını büyük oranda saracağız. Ondan sonraki yıllar azalarak gidecek birtakım harcamalar. Bu yıl ve gelecek yıl toplum olarak devlet olarak, millet olarak bu dayanışmayı sergilemek durumundayız. Bütçe açıklarımız deprem harcamaları nedeniyle bu yıl ve gelecek yıl yüzde 6,5’lar civarında olacak. Açığımız biraz yüksek deprem harcaması nedeniyle ancak bu yapılan harcamalar geleceğimize yapılan harcamalardır. Bu harcamalar sadece yaralarımızı sarmakla kalmayacak ülkemizi geleceğe çok daha güçlü hazırlayacak. Bu yatırımlarımız bittiğinde Malatya Türkiye’nin en güvenilir yaşam alanlarından, iş alanlarından biri haline gelecek. Zaten depremi yaşadı, atlattı. Bünyesini de yeni yönetmeliklerimize göre, yeni teknolojilere göre sağlam yapılarla donattığı için en güvenilir illerimizden biri haline gelecek. Nüfusuyla, ekonomisiyle, sosyo kültürel hayatıyla deprem illerimiz eskisinden de canlı hale gelecekler. Biz de hükümet olarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık, kazınmayacağız. Nasıl ki geçmişte Elazığ ve Malatya depremlerinde yaraları sardıysak, bu büyük depremde de aynısını yapacağız.” Mahmut Sivri