Son yıllarda düşüşe geçen doğurganlık oranları ve genç nüfusun evlilikten uzaklaşması, Türkiye’yi varoluşsal bir tehditle karşı karşıya bırakmış durumda. Deprem felaketinin ardından ekonomik sorunların daha da derinleştiği bu dönemde, aile yapısının korunması ve geleceğe aktarılması için yürütülecek çalışmaların önemi vurgulanıyor.

DOĞURGANLIK HIZI ENDİŞE VERİCİ SEVİYEDE

Kocaeli'de yürüyüş Üçgaziler’in eşsiz doğasında devam etti Kocaeli'de yürüyüş Üçgaziler’in eşsiz doğasında devam etti

Türkiye’nin toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 seviyesindeyken, bu oran 2023 itibariyle 1,51’e kadar geriledi. Bir nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken ‘2,1’ eşik seviyesinin çok altına düşün bu oran, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllardır vurguladığı “Üç Çocuk” çağrısına beklenen yanıtın verilmediğini gösteriyor. Bu düzeyde devam eden bir düşüş, Türkiye’nin nüfusunun 2100 yılında 77 milyonun altına düşmesi gibi çarpıcı bir senaryoyu da beraberinde getiriyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, doğurganlık hızındaki düşüşün sebeplerini ve bu durumu tersine çevirmek için neler yapılabileceğini araştırmak amacıyla ‘Demografik Nüfus Yüksek Kurulu’ kurulacağını duyurdu.

DEPREM BÖLGESİ VE NÜFUSA ETKİSİ

2023 yılında Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem felaketi, sadece fiziksel yapıları değil, sosyal ve demografik yapıyı da sarsıntıya uğrattı. Deprem bölgesinde binlerce insan yaşamını yitirirken, çok sayıda kişi göç etmek zorunda kaldı. Bu göç, bölgedeki nüfus kaybını daha da hızlandırırken, ailelerin yeniden bir araya gelmesini ve çocuk yapma oranlarını da olumsuz etkiledi.

Aile Yılı kapsamında, deprem bölgesinde yaşayan ailelere özel destek projeleri geliştirileceği, yerinde kalkınma stratejileriyle ailelerin göç etmesinin önüne geçileceği ifade ediliyor.

GENÇ NÜFUSUN EVLİLİKTEN KAÇIŞI

Artan işsizlik, yüksek hayat maliyetleri ve barınma krizleri gençlerin aile kurma motivasyonunu ciddi ölçüede azaltıyor. Türkiye’de işsiz gençlerin oranının yüksek olması ve çiftlerin ekonomik kaygılarla çocuk yapmaktan uzak durması, nüfus artışı üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor.

Hükümet, Aile Yılı boyunca evlilikleri ve çocuk sahibi olmayı teşvike yönelik mali destek programlarını hayata geçirmeyi planlıyor. Bu kapsamda yeni evlenen çiftlere faizsiz konut kredisi, doğum yapan annelere uzun vadeli ekonomik destekler ve çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi çalışmaların gündemde olduğu belirtiliyor.

GELECEĞE DÖNÜK BEKLENTİLER

Nüfus projeksiyonları, Türkiye’nin 2050’lere kadar nüfus artışını sürdüreceğini ancak bu tarihten sonra azalmaya başlayacağını öngörüyor. 2100 yılında Türkiye nüfusunun 55 milyon seviyesine kadar gerilemesi bekleniyor. Doğurganlığı artırıcı önlemler alınmadığı takdirde, ülkenin ekonomik ve sosyal dinamiklerinin ciddi bir şekilde etkilenmesi muhtemel.

Muhabir: Hasan Sarp