Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri, Hatay’da yapımı planlanan taş ocakları ilgili toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda yapılan açıklamalarda; “Olağandışı zamanlardan geçiyoruz. Depremlerle birlikte küresel adaletsizliklerin her geçen gün derinleşmesiyle, ekolojik eşiklerin aşılmasıyla ve iklim kriziyle nefes almamız her geçen gün zorlaşıyor. Ve kaynaklarımız sınırsızmış gibi hareket ederek sadece ekonomik büyümeyi el üzerinde tutan sistemimiz dünyamızı her geçen gün daha da yok etmektedir!” denildi.
Moderatörlüğünü Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu’nun yaptığı toplantıda;
Yapılan açıklamalarda; “Depremle birlikte asrın ekolojik yıkımını yaşadık ve ilk günden itibaren yetkililerin aldıkları yanlış kararlarla bölgemizde çevre katliamları her geçen gün daha da artmaktadır.
Bizler Deprem felaketinin çok acı olumsuzluklarını halen yaşıyor iken, Bölgemizde 2.felaket yaratacak olan ve ayrı ayrı ihalesi yapılmış 50 taş ocağının hazırlıkları sürmektedir. Bu taşocakları bölgesel olarak birbirine çok yakın yerlerde olup, içme ve yeraltı su kaynaklarımıza, yerleşim alanlarımıza ve tarım alanlarımıza çok yakındır ve büyük zararlar verecektir. Ayrıca taş ocakları birazdan arkadaşlarım ayrıntılı anlatacak Ormanlara, Tarım alanlarına, Yabani yaşama, Tarihi eserlere, Ve Jeolojik yapıya zarar verir. ügörsel kirlilik, doğal afetlere davetiye üKarayolları ve Turizm gibi değişik alanlarda önemli boyutlara da zarar vermektedir.
Taş ocaklarında yapılan çalışmaların ilki patlatmalardır (3,4 şiddetindeki bir depreme eşdeğer). Patlatmalar doğal dengeyi, su yollarını bozar. Taş ocağı faaliyeti başladığında ilk önce toprakla birlikte, orman ve bitki örtüsü ortadan kaldırılır. Morfoloji bozulur, erozyon hızlanır, tarım alanları zarar görür. Yeraltı su sistemi bozulur, patlatmaların etkisiyle heyelan ve çökmeler olur. Yaydığı toz, çevrede yaşayanları ve bitkileri etkiler. Antakya Çevre Koruma Derneği olarak hukuki süreci başlatık ve sonuna kadar konunun takipçisi olacağız.” Denildi. Hatice Katırcıoğlu
