Günümüz insanlığının en temel sorunu robotlaşmış hayat sistemidir.

“Bakalım Gündemimizde Neler Varmış” cümlesi içerisinde gizlenen onca soruyu sonlandırarak sisteme ayak uydurup gereğini yerine getiren hayatların tam merkezindeyiz!

Evet;

Hepimiz aynı sistemin içerisinde yaşamımızı sürdürüyoruz.

Fakat 20. yy. içerisinde insanların sadece üç temel sorunu vardı.

Kıtlık, salgın ve savaşlar…

Tabi ki Teknolojiyle birlikte sorunlarımız da değişti.

Mesela çok tanrılı dönemde insanlar salgın hastalıklar söz konusu olduğunda dualarını eksik etmezmiş.

Açlık ve şiddet beraberinde katliamları da getirirmiş.

Ve sonucu elbette göçler olmuş…

***

Yani anlaşıldığı gibi dönemler farklı olsa da insanlar ve yaşatılan şiddetin sonuçları hep aynı oluş.

Göçler!

Şiddetten bahsedip duruyoruz ya hani

Sonu hep felaket olan;

Savaşlarla birlikte hayatları yok eden o ruhsal problemin yansıması

Şiddet…

Teknolojiyle milyonlarca insanı yok edebilen ve bundan dolayı da güçlü olduğun u zanneden sözde insan fakat sadece “mahluk” olan canlıların dönemi!

***

İşte tam da bu noktada böyle bir hayat düzenine ayak uydurarak gündelik programlarını yerine getirmeye çalışan insanların sayısı küçümsenmeyecek boyuttadır. Öyle ki hepimiz aynı şekilde düzen, plan ve program içerisindeyiz.

HEPİMİZ GÜNÜ KURTARMA TELAŞINDAYIZ!

Günümüzde ekonomik, askeri, savaş vs. krizleri gibi etkenlerle boğuşan toplumlarda da görüyoruz ki insanlar geçim sıkıntısı nedeniyle “Bana Dokunmayan Bin Yaşasın” düşüncesi içerisindedir.

Bazılarımız bu kadar şanslı olmuyor tabi ki!

***

Sevgili okurlarım;

Sarı öküz hikâyesini bilenlerimiz vardır. “O Sarı Öküzü Vermeyecektik” denilen hani…

Fakat ben başka hikâyeden de örnek vermek istiyorum.

Martin Niemöller’in çok anlamlı o sözleriyle sonlandırdığım satırlarımda mesajım umarım yerine ulaşacaktır…

1892-1984 yılları arasında yaşamış alman rahip. Yahudilere karşı soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını dile getirmiş bir şahsiyettir. "susma sustukça sıra sana gelecek" içerikli bir ünlü bir anlatımı vardır ki belirtmek lazım.

“Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim.

Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim.

Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim.

Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü katolik değildim.

Ve

Sonra benim için geldiklerinde ise

Çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı”