Gerekçesinde demir-çelik üretimindeki kömür tüketimine dikkat çeken Nermin Yıldırım Kara, “Türkiye'nin yıllık çelik üretimi, 2022 yılında, Çelik İhracatçıları Birliği'nin paylaştığı verilere göre 35,1 milyon ton düzeyinde gerçekleşmiştir. KPMG'nin 2022 yılında yayımladığı rapora göre, çelik sektöründe 30 bin iş yerinde 49 bin kişiye doğrudan istihdam sağlanmaktadır. Tüm rakamlar, çelik sektörünün ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, çelik sektörünün, tüm ekonomik sektörlerde olduğu gibi çevreye yönelik etkileri söz konusudur. İlgili rapora göre, entegre çelik üretim tesislerinde kömür kullanım oranı yüzde 90 düzeyindedir. 2021 yılı tahminlerine göre, çelik sektörü üretimi, 40 milyon tondan fazla karbondioksit salınımına neden olmuştur. Hatay, İSDEMİR başta olmak üzere, çelik üretim tesisleriyle, sektör için önemli bir konumda yer almaktadır. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı verilerine göre, Hatay'da, 12 milyon ton çelik üretilmiştir. Bu üretimin gerçekleştirilmesi için hem çelik üretim tesislerinde hem de bu tesislere elektrik sağlayan termik santrallerde çok yoğun bir kömür tüketimi yapılmaktadır. Kömür ise sera gazı salınımında başı çeken fosil yakıtlar arasında yer almaktadır. Ülkemiz, Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat kapsamında, karbon emisyonlarını azaltmayı ve 2053 yılında “net sıfır emisyon” hedefini gerçekleştirmeyi taahhüt etmiştir. Çelik sektörünün de bu hedef doğrultusunda adımlar atmaya yönelik hazırlıkları bulunmaktadır. Örneğin KARDEMİR, ERDEMİR ve İSDEMİR gibi entegre tesislerin, öz enerji ihtiyaçlarını karşılamak için kendi yenilenebilir enerji kaynaklarını oluşturduğu görülmektedir. Hatay'ın çelik üretiminin önemli bir bölümünü gerçekleştirirken hava kirliliği, asit yağmurları, akciğer ve solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere pek çok sorunla karşı karşıya kaldığı da bilinmektedir.”dedi.
Nermin Yıldırım Kara’nın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a yönelttiği sorular şu şekilde:
1- Türkiye'deki çelik üretim tesislerinin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya teşvik edilmesi için bir çalışma yürütülmekte midir? Yürütülmüyorsa, böyle bir çalışma yapılması planlanmakta mıdır?
2- Türkiye'deki çelik üretim tesislerinde kömür gerektirmeyen ya da mevcut kömür tüketimini azaltacak üretim metodlarının kullanımının teşvik edilmekte midir? 2053 yılına kadar kömür tüketimini azaltacak hangi planlar yürürlüğe konacaktır?
3- Hatay'da Türkiye'nin en büyük entegre çelik üretim tesislerinden birisi olan İSDEMİR ve Atlas Termik Santrali bulunmaktadır. Atlas Termik Santrali'nin, İskenderun Körfezi'ndeki üç termik santralle birlikte kapanması durumunda 100 erken ölümden 86'sının önlenebileceği, konuya dair Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) Raporunda yer almıştır. Kümülatif olarak yoğun bir sera gazı salınımı gerçekleştiren iki tesisin üretim koşullarının iyileştirilmesi ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin bir faaliyet yürütülmekte midir?
4- Türkiye'nin 2053 yılında ulaşacağını ilan ettiği net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, çelik sektörü gibi karbon salınımı yüksek sektörlere ilişkin bir eylem planı üzerinde çalışılmakta mıdır?
HATAY’DA HAVA KİRLİLİĞİ ENDİŞE VERİCİ DÜZEYDE
Demir-çelik üretimi konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na da sorular yönelten Hatay milletvekili, gerekçesinde hava kirliliğine dikkat çekti: “Hatay'da, depremin ardından yapılan ve ağustos ayında duyurulan hava ölçüm kalitesine göre, şehir merkezindeki hava kirliliği “endişe verici” olarak tanımlanmıştı. Bu sonucun alınmasında enkazların yol açtığı toz bulutlarının etkili olduğu açıktır ancak Hatay'da endüstriyel faaliyetlerden kaynaklaran bir hava kirliliği olduğu da bilinmektedir. Demir-çelik sektörünün fosil yakıt ağırlıklı çalışma sistemi ve Hatay'ın sektördeki payının büyüklüğü, sera gazı ve partikül salınımının şehrimiz üzerinde olumsuz etkiler yaratmasına yol açmaktadır.”
Yıldırım-Kara’nın Bakan Özhaseki’ye yönelttiği sorular ise şu şekilde:
1- Hatay'daki çelik üretim tesisleri ve genel hava kalitesi için emisyon ölçüm işlemleri yapılmakta mıdır? Belirlenen düzeyin üzerinde emisyonu bulunan işletmelere yaptırım uygulanmakta mıdır?
2- Çelik sektörünün çevreye yönelik olumsuz etkilerinin, özellikle hava ve su kirliliğinin saptanmasına, önlenmesine ya da azaltılmasına dair bir çalışma yürütülmekte midir?
3- 2053 yılında ulaşılacağı ilan edilen “net sıfır emisyon” hedefi doğrultusunda, çelik sektörü başta olmak üzere, emisyon üretimi yüksek bütün sektörlerin emisyonlarını azaltması için ulusal eylem planı hazırlanmış mıdır?
4- İskenderun Körfezi çevresinde, büyük sanayi işletmelerinin yanı sıra dört termik santral bulunmakta, bunlardan bir tanesi olan Atlas Termik Santrali Hatay ili sınırlarında bulunmaktadır. Yoğun kirliliğe yol açan bu santrallerin kapatılmasına ve böylece kömürden çıkış sürecine uygun adımlar atılmasına yönelik olarak bakanlık bir yol haritası hazırlamış mıdır? üHaber Bülteni