İSTANBUL (AA) - Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından Avrupa'nın doğal gazda darboğaz yaşamasıyla yeniden gündeme gelen Türkmen gazı için Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan'ın enerji diplomasisi yoğunluk kazandı.

Bu kapsamda, ilk olarak Türkiye ile Türkmenistan arasında 1 Mart'ta doğal gaz alanında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı ve hidrokarbon alanında yapılacak ortaklıklara temel teşkil edecek niyet beyanı imzalandı. Bunu takiben, 14 Mart'ta Türkiye ile Azerbaycan arasında Türkmen gazının Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye'ye ulaştırılmasını içeren doğal gaz alanında işbirliği anlaşması yapıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, konuya ilişkin açıklamasında, Türkmen gazının Türkiye'ye ulaşması için üç seçenek üzerinde durduklarını, bunların takas yoluyla İran veya İran-Azerbaycan üzerinden gelmesi ya da daha uzun soluklu ancak daha sürdürülebilir ve büyük kapasiteli bir seçenek olan Hazar geçişli bir boru hattıyla taşınması olduğunu belirtmişti.

Bakan Bayraktar, ilk etapta yaklaşık 2 milyar metreküp Türkmen gazının Türkiye'ye taşınmasının planlandığını bildirmişti.

Temmuz sonundaki Türkmenistan ziyareti kapsamındaki açıklamasında ise Bayraktar, 20 yıl boyunca her yıl 15 milyar metreküp olmak üzere yaklaşık 300 milyar metreküplük hacmin hedeflendiğini kaydetmişti.

"Küçük bir takasın Türkiye ya da Avrupa için büyük bir sembolik etkisi olacaktır"

Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü Kıdemli Misafir Araştırma Görevlisi Julian Bowden, AA muhabirine, yaklaşık 2 milyar metreküplük Türkmen gazının takas yoluyla iletiminin uygulanabilir olduğunu söyledi.

Bowden, Türkmen gazının Avrupa'ya ihracatında başlıca sorunun iletim ve bu iletim için gerekli olan ticari anlaşmalar olduğunu belirterek, yıllık 15 milyar metreküplük gazın iletimi için fiziki bir Trans-Hazar boru hattının önemine işaret etti.

Nvidia ile Google'dan kuantum bilişim alanında işbirliği Nvidia ile Google'dan kuantum bilişim alanında işbirliği

Bu noktada, Türkiye ile Türkmenistan arasında imzalanan doğal gaz anlaşmasına değinen Bowden, söz konusu anlaşmanın her iki ülke için de bazı stratejik avantajlar sağlayacağına dikkati çekti.

Julian Bowden, Türkiye'nin gaz merkezi olma hedefini anımsatarak, "Ne kadar çok tedarik seçeneğine sahip olursa o kadar iyi. Hubların arz çeşitliliğine ihtiyacı vardır. Küçük miktarlarda da olsa Türkmenistan'dan gaz tedariki, bir hub kurma fikrinin hayata geçirilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, İran ve Rusya gazına da alternatif olacaktır." dedi.

Türkmenistan'ın devasa gaz kaynaklarının atıl durumda olduğuna dikkati çeken Bowden, "Tek ihracat pazarı olan Çin'e son derece bağımlı durumda. Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Doğal Gaz Boru Hattı (TAPI) projesi de gerçekleşmiyor. Ayrıca, Avrupa'nın kaybedilen Rus gazı yerine yeni gaz tedarikine ihtiyacı var." ifadesini kullandı.

Bowden, tüm bunlar dikkate alındığında olası bir ticarete ilişkin şunları kaydetti:

"Türkmenistan'ın ihracat pazarı olarak sadece Çin varken, Türkiye'nin tedariki iyi durumda. Muhtemelen Türkmenistan'ın Türkiye'ye ihtiyacı, Türkiye'nin Türkmenistan'a ihtiyacından daha fazladır. Asıl engel ulaşımın sağlanması. Yıllık 15 milyar metreküp çok büyük bir gaz hacmi. Bu bir takas anlaşması için çok fazla. Bu da Trans-Hazar boru hattı şeklinde yeni bir proje ve ardından Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan Güney Gaz Koridoru'nun büyük ölçüde genişletilmesini gerektirecektir. Devamında ise Türkiye'den Avrupa'ya iletimi için Güney Doğu Avrupa'da yeni bir proje ya da TAP boru hattının yine büyük ölçüde genişletilmesi gerekecektir."

Bunun, planlandığı gibi ilk etapta daha küçük bir hacmin takas yoluyla iletimi, ardından bir Trans-Hazar boru hattına dönüştürülmesiyle gerçekleştirilmesi ihtimaline değinen Bowden, "Türkmenistan'dan batıya doğru büyük ölçekli bir ihracatın başlamasıyla Hazar, Trans-Kafkasya ve Güney Avrupa'daki doğal gaz görünümü değişecektir. İran üzerinden yıllık 1-2 milyar metreküplük küçük bir takasın Türkiye ya da Avrupa için çok az piyasa etkisi olacaktır ancak büyük bir sembolik etkisi olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Mevcut altyapı kullanımının azami düzeye çıkarılması gerekebilir"

Atlantik Konseyi Kıdemli Araştırmacısı John M. Roberts de Türkmenistan'dan Türkiye'ye gaz iletimi için mevcut altyapının kullanımının azami düzeye çıkarılması gerektiğini dile getirdi.

Roberts, Türkmen kıyılarından Türkiye'ye kadar yeni ve büyük ölçekli bir altyapı inşa etmenin ise mevcut koşullarda pratik olmadığını savundu.

Türkmenistan'ın doğal gazı için alternatif çıkış noktaları bulması gerektiğini kaydeden Roberts, "Halihazırda bir çıkış noktası var: Çin. Ancak gerektiği kadar hızlı büyümüyor. Pakistan ve Hindistan'a bir boru hattı çekmeye çalışıyor ve bunu 20 yıldır deniyor, ancak ilerleme kaydedemiyor. Bu noktada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın projeye verdiği emek, Türkiye'ye gaz getirmek için bir mutabakat zaptı imzalaması ve ardından Azerbaycan'ın transit ülke olarak hareket etmesini sağlamak için başka bir mutabakat zaptı denemesi var. İşte Türkmenistan'ın ilgileneceği hat bu." diye konuştu.

Roberts, Türkmen gazının Avrupa'ya gidip gitmediğine bakılmaksızın Türkiye'ye ulaşmasından tüm tarafların kazançlı çıkacağını belirterek, "Hazar üzerinden Türkmen gazının ihracatı projesini hayata geçirebilecek biri varsa o da Türk yetkililerdir. Türkmen gazının batıya iletilmesinde büyük bir gelişme söz konusu olacaksa bunu gerçekleştirecek oyuncu Türkiye olacaktır." dedi.

"Anlaşma, Türkmen gazının AB'ye ulaşmasını kolaylaştıracaktır"

Enerji Uzmanı Danila Bochkarev ise makul fiyatlı her yeni gaz kaynağının Türkiye'nin ekonomik kalkınması için önemli olduğunu, Türkmen gazının Türkiye'nin bölgesel bir gaz merkezi olarak konumunu güçlendireceğini söyledi.

Bochkarev, Türkmen gazı için planlanan Trans-Hazar boru hattının jeopolitik, finansal ve çevresel engeller nedeniyle kısa vadede tamamlanmasının mümkün görünmediğini vurgulayarak, gazın İran üzerinden Türkiye'ye ulaşabileceğini ancak İran'a uygulanabilecek yeni yaptırımların ve Irak ile rekabet gibi bazı zorluklarla karşılaşılabileceğini aktardı.

Temelde, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki doğal gaz anlaşmasının Türkmen gazının Avrupa Birliği'ne ulaşmasını kolaylaştıracağını dile getiren Bochkarev, "Türkmenistan gazı teorik olarak Avrupa'da rekabetçi bir fiyata satılabilir. Ancak Çin'e yapılan teslimatlar veya gaz kaynaklarını paraya çevirmenin diğer yollarıyla karşılaştırıldığında Türkmengaz için fazla kar getirmeyecektir." görüşünü paylaştı.


Muhabir: Handan Kazancı,Firdevs Yüksel

Kaynak: aa