Neredeyse her gün Hatay’ın dört bir yanında, sokaklarda soluyabileceğimiz temiz hava ve kullanabileceğimiz temiz su için mücadele ediyoruz. Bugün Yayladağı’na bağlı Bozlu Mahallesi’ndeyiz; taş ve maden ocakları bu mahalleyi de yaşanılmaz kılıyor. Buradan Valiliğe, İl Sağlık Müdürlüğüne, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanına sesleniyorum: Bozlu Mahallesi’ne gelin, buradaki yurttaşlarımızın nasıl bir yaşam mücadelesi verdiğini gözlerinizle görün.
Zeytin ağaçlarından evlerin balkonlarına, hatta salonların içine kadar her yer tozla kaplanmış, bembeyaz olmuş durumda. Tozdan göz gözü görmüyor. Bu tozlar rüzgarla uçup gitmiyor, doğrudan yurttaşlarımızın ciğerlerine doluyor. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan halkımızın hayvanlarına, ağaçlarına, topraklarına ve kaynak sularına ciddi zararlar veriyor.” Dedi.
ŞIRKETLER kâr etsın dıye yurttaşların HAYATLARINI HEBA ETMEYIN
Burada astım ve KOAH hastaları var; yaşlılar ve çocuklarımız var. Şirketlerin kâr etmesi için göz yumduğunuz bu kirletici tesisler nedeniyle birkaç yıl içinde hepimiz kanser ve solunum yolu hastalıklarına yakalanacağız. Bunun bedelini kim ödeyecek? Hastalıkların ve sağlık maliyetlerinin faturası kimin sırtına yüklenecek? Şirketler kâr etsin diye yurttaşların hayatlarını heba etmeyin.
Yurttaşlarımızın yaşam alanlarını korumak için bu taş ocağının faaliyetlerini derhal durdurun. Aksi takdirde, hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek ve sağlıklı yaşam hakkı gasp edilen yurttaşlarımızın yanında olup, bu haksızlığın takipçisi olacağız.