Suriye'de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından, hükümetin işkence kamplarından kurtulanların yaşadığı korkunç deneyimler ortaya çıkmaya başladı. Binlerce mahkum, yıllar süren işkencelerden sonra özgürlüğüne kavuştu, ancak geride bıraktıkları kabuslar hâlâ onları peşinden takip ediyor. İşkenceye uğrayanların anlatımları, Suriye'deki rejimin vahşi yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
'BİR YUDUM SU İÇMEK İÇİN SAVAŞAN BİR İNSAN'
Esad’ın askerlerinin uzun yıllar boyunca mahkumlara uyguladığı işkenceler, insanlık dışı bir boyuta ulaşmıştı. Kurtulanlardan biri, "Sırf bu işkenceden kurtulmak için ölmeyi diledim. Bugüne kadar anlatamayacağım pek çok şey yaptılar. Benim suçum neydi?" diye soruyor. Bu işkencelerden sağ çıkmayı başaranlar, hayatta kalmanın ne kadar acı verici olduğunu itiraf ediyorlar. Kafalarındaki kırbaç izleri, vücutlarındaki yanıklar, koparılan tırnaklar, bütün bu izler birer yaşam mücadelesi olarak onlara kalan tek hatıra.
ÇEKİLEN ACILAR VE KAYIPLAR
Suriye’deki cezaevlerinde yaşananlar, sadece fiziksel değil, psikolojik bir yıkım da yaratmıştı. Enver Etneş, kuzenini 13 yıl önce Esad’ın askerlerinin tutukladığını, ancak o günden sonra bir daha kendisinden haber alamadığını belirtiyor. Etneş, "Hangi hapishaneye gittiğini bile bilmiyorum. Dokuz cezaevi dolaştım ama hâlâ onu bulamadım. Hayatta mı, bilmiyorum" diyerek yaşadığı çaresizliği gözler önüne seriyor.
'İŞKENCEDEN KURTULMAK İÇİN FELÇLİ YAŞAMAK İSTEMİYORDUM'
Beşir Mansur, Esad’ın işkence kampından sağ çıkabilen şanslı kişilerden biri. Ancak yaşadığı işkencelerin etkisi, onu derinden sarstı. Mansur, "Karın bölgemde elektrikli bir çubuk kullandılar, kafamı kırbaçladılar, tırnaklarımı söktüler, vücudumu sigarayla yaktılar" diyerek yaşadığı dehşeti aktarıyor. Hastanede kaldığı süre boyunca, "Beni öldürmeleri için yalvardım çünkü felçli yaşamak istemiyordum" diye devam ediyor. Vücudundaki fiziksel izler, duygusal ve psikolojik yıkım, onun hayatını geri dönülmez şekilde değiştirmişti.
GERİ DÖNÜLMEZ KAYIPLAR VE TOPLUMUN YARALARI
Esad rejiminin cezaevlerinde yaşananlar, sadece tutuklular için değil, onların aileleri ve tüm Suriye toplumu için büyük bir travma kaynağı oldu. Esad’ın askeri gücünü kullanarak uyguladığı işkenceler, sadece vücutları değil, ruhları da tahrip etti. Binlerce insan, yıllarca süren zulmün ardından serbest bırakılmış olsa da, her biri yaşadıkları dehşeti ve kaybettikleri hayatı hiçbir zaman geride bırakamayacak.
İŞKENCENİN ARDINDA BİR SORUN: SESSİZ ÇIĞLIKLAR
Birçok mahkum, yaşadıkları korkunç anıları ancak güvenli bir ortamda dile getirebildi. Ancak yaşananlar, sadece bireysel bir travma değil, bir halkın acısının yansımasıydı. Esad rejiminin işkencehanelerinden kurtulanlar, şu anda özgür olsalar da, geçmişin karanlık izleri onları takip etmeye devam ediyor. Bugün bile, tüm dünyaya duyurulmayı bekleyen onlarca sessiz çığlık var.