4000 yıllık kent...Yeni bir yerleşim merkezi olan Elazığ’ın tarihi, tarihçiler tarafından, devamı olduğu Harput şehir tarihi ile birlikte inceleniyor. Gerçekten; bugünkü şehir merkezinden sadece 5 km uzaklıkta bulunan Harput, yazılı kaynaklara göre M.Ö. 2000 yılına dayanan 4000 yıllık tarihiyle, Elazığ’ın ilk yerleşim bölgesi
. Tarihi kaynaklarda, Harput’a ilk yerleşenlerin “Hurriler” olduğu belirtiliyor. Asya çıkışlı oldukları tezi çoğunlukla kabul gören Hurriler’in yine bölgede yerleşmiş olan Hititler ve Asurlar’la ilişki içinde olduğu biliniyor. Hititler’in başkenti Boğazköy’de bulunan yazılı kaynaklarda Harput’tan “İşuva” olarak sözedilmesi bu bilgiyi doğrular nitelikte. MÖ. 9. yüzylda, Doğu Anadolu’da devlet kuran Urartular’ın Elazığ tarihindeki yeri ise Harput Kalesi’nin taşıdığı Urartu Dönemi izlerinden gözlemlenebiliyor.
Malazgirt’ten sonra Harput’un Asya / Anadolu / Trakya / Mısır bağlantılı ticaret yollarının tam üzerinde yeralması, her dönemde önemli bir yerleşim merkezi olmasına ve çeşitli uygarlıkların fetihlerine uğramasına neden oluyor 1085’de Çubuk bey tarafından fethedilen yörede, önce Artukoğulları’nın daha sonra 1234’de Anadolu Selçukları’nın, 1243’de İlhanlılar’ın, 1363’de Dulkadiroğulları’nın, 1465’de Akkoyunlular’ın hüküm sürdüklerini görüyoruz. Ve Osmanlı...Harput, son olarak 1516’da Çaldıran Zaferi sonrası Yavuz Selim tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılıyor ve 19. yüzyılın sonlarına kadar kültür, bayındırlık gibi konularda yurdun en gözde şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. 19. yüzyıl sonlarına doğru, değişen toplum yapısı ve buna bağlı olarak değişen şehircilik anlayışının getirdiği şartlarla Harput, 1834 yılından itibaren ovada yeralan ve o zamanki adı ile Agavat Mezrası olan bugünkü Elazığ’a taşınmaya başlıyor.
Atatürk ve Elazığ Dönemin valisi İzzet Paşa’nın teklifiyle “Mamurat-ül Aziz” ismini alan, ancak söylenmesi daha kolay olduğu için “Elaziz” olarak anılan şehir, 1937 yılında Atatürk tarafından ziyaret ediliyor. Atatürk 1937’deki ziyaretiyle Elazığ’a ikinci defa gelmiş oluyor. İlk gelişi 2. Ordu Komutanı rütbesiyle 1916’da... Atatürk’ün 2. Ordu Karargahı’nda,silah arkadaşları ile “Kurtuluş Savaşı”nı başlatma kararı aldığı, bir bakıma “Kurtuluş Savaşı”nın fikren Elazığ’da doğmuş olduğu kabul ediliyor. 1937’de Atatürk, şehre “azığı bol il” anlamında “Elazık” ismini uygun görüyor, isim daha sonraları, TBMM kararı ile “Elazığ” olarak onaylanıyor. Bu nedenle Elazığ, bir yandan Kurtuluş Savaşı fikrinin ilk filizlendiği, diğer yandan ismi doğrudan Atatürk tarafından konmuş” bir şehir olma şerefini taşıyor. Çağdaş ElazığElazığ’ın Cumhuriyet döneminde de yurt kalkınması paralelinde büyük gelişme gösterdiği, tarımda, ticarette büyük atılımlar başlattığını görüyoruz. Özellikle eğitim alanında büyük gelişme gösteren ve bir “Üniversite Şehri” niteliğindeki kent bugün,eğitim kurumları, turistik tesisleri, mükemmel şehircilik anlayışı, kültürü, tarihi yanında, çalışkan, konuksever halkı ile de çağdaş bir kent olarak “Doğu'nun İncisi”sıfatını hak ediyor.