Son dönem tarihimizin en fazla merak edilen, en çok tartışılan ve hâlâ konuşulan evliliği; Gazi Mustafa Paşa ile Lâtife Hanım’ın 29 Ocak 1923’te İzmir’de nikâhlanmaları ile başlayan, 2 sene 6 ay 8 gün, yani sadece 920 gün devam eden ve 5 Ağustos 1925’te Ankara’da son bulan mutsuz izdivaçlarıdır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Lâtife Hanım’ın evliliklerinin seyri ve boşanmalarının sebebi hakkında doksan küsur seneden bu yana çok şey yazılıp söylenmiş, çeşit çeşit tahminlerde bulunulmuş, ortaya türlü iddialar atılmıştır. Ama bunların hemen hemen tamamı kulaktan kulağa fısıldanan ve doğru olup olmadıklarının belirlenmesine imkân bulunmayan söylentilerden, hatta tarafların hem özel hayatlarına hem de kişiliklerine tecavüz mahiyetindeki dedikodulardan ibaret kalmıştır.
Murat Bardakçı’nın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan “Sizi serbest bırakmayı muvafık bularak tatlîk ettim” adlı kitabı, benzer söylentilere itibar etmeyen ve Mustafa Kemal Paşa ile Lâtife Hanım’ın boşanmaları konusunda başta Cumhurbaşkanlığı Arşivi olmak üzere diğer resmi arşivlerdeki neşredilmemiş belgelerden istifade edilerek yapılmış ilk yayındır ve Paşa’nın hayatının şimdiye kadar meçhul kalmış bir dönemi bu yayınla aydınlığa kavuşmaktadır.
“Tatlîk etmek”, boşamak; “tatlik ettim” de ‘boşadım’ demektir….
Türkiye’de Medeni Kanun’un bulunmadığı devirlerde yürürlükte olan fıkıh temelli uygulamaya göre, koca, karısını bir ‘Talâkname’, yani boş kâğıdı yazarak boşayabilir ve evlilik birkaç kelimeden ibaret olan bu boş kâğıdı ile son bulurdu…
İslâm fıkhının kocaya tanıdığı boşanma hakkını 5 Ağustos 1925’te kullanan Mustafa Kemal Paşa eşi Lâtife Hanım’a o gün gönderdiği talâknamedeki “Sizi serbest bırakmayı muvafık bularak tatlîk ettim” sözleri kendi ifadeleridir ve talâkname ile evlilikleri nihayete ermiştir.
Evlenme ve boşanma tarafların arasındaki şahsi bir hukuki hadisedir; yaşananların ayrıntıları sadece karı ile kocayı ilgilendirir ama taraflardan biri devletin kurucusu ve reisi olduğu takdirde o evlilik tarihi mahiyete bürünür.
25 yaşındaki bir kızın 39 yaşındaki muzaffer kumandan ile, yani Lâtife Hanım’ın Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı ani evlilik de böyle bir tarihi hadisedir. Muzaffer kumandanın izdivacından sadece dokuz ay sonra yeni bir devlet kurup o devletin başına geçmesi tarihi hadiseyi daha önemli hâle getirmektedir ama bu önem ne kadar büyük olursa olsun tarafların özel hayatlarının konu edilmesini yahut evlilikleri hakkındaki söylentiler ile dedikoduların ciddiye alınmasını gerektirmez ve mazur göstermez.
Evlendiğinde 25 yaşında olan Lâtife Hanım, 2 sene 6 ay 8 gün devam eden evliliği sırasında en başta yeni bir devletin kuruluşu demek olan Cumhuriyet’in ilânı olmak üzere; evinde, ev sahibesi olarak hazır bulunduğu sofrada verilen birçok önemli karara şahitlik etmiştir. Ama bu izdivaç yürümemiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 23 Ocak 1927 ile 14 Kasım 1934 tarihleri arasında Özel Kalem Müdürlüğü görevini yürütmüş olan Hasa Rıza Soyak’ın hatıralarındaki anlatımına göre, vaziyet o hâle gelmiştir ki, Lâtife Hanım, günün birinde eskiden Gazi neden hoşlanıyorsa ondan hoşlanmamaya, Gazi
kimleri seviyorsa onları sevmemeye, onlara adeta düşman olmaya ve bir takım hırçınlıklara başlamıştır. Günler geçtikçe bu hırçınlıklar artmış ve Lâtife Hanımefendi, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile değil de herhangi alelâde bir adamla evlenmiş gibi nahoş ve acayip muameleleri ile kolay tahammül edilebilir olmaktan çıkmaya başlamıştır.
Lâtife Hanım, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın refikası olduktan sonra bir halk adamının, bir millet şefinin değil de sanki bir hükümdarın refikası imiş gibi kraliçe tavırları göstermesi de Gazi’nin hoşuna gitmemiştir. Lâtife Hanımefendi, Gazi ile evlendiği zaman, evlenmeden evvelki Lâtife Hanımefendi olmaktan çıkmıştır. Birdenbire, Gazi’nin hiç hoşlanmadığı çehreler takınmıştır. Her şeyden evvel Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın dünya çapındaki büyük şöhretinden dolayı artık kendisinden asla ayrılamayacağı zehabına kapılmak gibi bir düşünce ve kanaat hatasına düşmüştür.
Gazi ile Lâtife Hanımefendi’nin evlenme ve ayrılma hadisesinde asıl talihsizlik iki mizacın yaratılış itibariyle birbirine uyamamasından olmuştur. Lâtife Hanımefendi, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile evlendikten sonra onu -bütün milletin malı bir adam olduğunu unutarak- tamamen kendisine hasretmek istemiş, hatta zaman zaman tahakkümü andırır haller almış ve bu haller, neticede Gazi’yi müşkül durumlara düşürerek ayrılmak kararını vermekte çaresiz bırakmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, evliliğinin geleceği konusundaki kesin kararını 5 Ağustos 1925’te vermiş ve karısını boşamıştır. Lâtife Hanım talâk mektubunu 8 Ağustos 1925 sabahı İzmir’de almış; kendi ifadesiyle şaşırmış, çılgın bir hâle gelmiş, vaziyeti tahlile çalışmış ve bir türlü inanamamıştır. Lâtife Hanım, samimi hissiyle, fikriyle, bütün mevcudiyetiyle ebediyen mağlûp ve bağılı bir âşık olarak hayatını tek başına sürdürmüştür.
Gazi Mustafa Kemal Paşa ise, Lâtife Hanım’ı boşadığı 5 Ağustos 1925’ten vefat ettiği 1938’in 10 Kasım’ına kadar, yaşamını; hayranlarıyla ve yakınında bulunabilmek için birbiri ile yarış edenlerle çevrilmiş bir vaziyette ama aslında yapayalnız olarak geçirmiştir.