Emeklilik, hayatlarını çalışarak sürdüren kişilerin yaşlılık dolayısıyla çalışamayacağı varsayılıp planlı bir şekilde çalışmayı bırakmasıyla başlayan durumlarına verilen isimdir. Bu kimselere ‘emekli’ veya ‘tekaüt’ denir.
Hayatlarını sürdürmek için gereken gelir çalışarak kazandıkları maaş yerine emeklilik amacıyla önceden oluşturulmuş fonlar kullanılır. Bu fonlar, içinde hayatlarını geçirdikleri devletler tarafından, çalıştıkları iş yerleri tarafından veya şahısların kendileri tarafından oluşturulmuş olabilir. Bazen her üç türden birçok fon ayni kişinin emekliliğini amaçlar.
Çalışmadan yaşayabilmek için gerekli para emekliye genellikle sürekli bir gelir olarak, bazen yüklü bir ödeme olarak, bazen de bunların bir karışımı olarak ödenecek şekilde düzenlenir.
Emeklilik gelirleri bazen çalışanlardan toplayıp, o sırada emekli olanlara dağıtılarak, bazen her kişinin çalıştığı süre içinde çalışma gelirinin bir kısmıyla biriktirilip emekliliğinde sadece bu kendinden birikenlerden ödenecek şekilde olur.
Kaba hesapla hayatın üçte birinin hayata hazırlık, üçte birinin çalışmak, son üçte birinin de emeklilik olduğunu varsayarsak, emeklilik fonları çok uzun sürede biriktirilip, gene çok uzun sürede eriyeceği, var oldukları sürece güvenilir ve iyi gelir getiren faaliyetlerde kullanılarak ayrıca büyümeleri amaçlanacağı için ekonomik hayatta önemli ve süreklilik sağlayan bir yatırım kaynağıdırlar.
Bu uzun süreli yatırım özelliği ve dolayısıyla faizin faizi faktörünün ağır basması yüzünden kişinin emeklilik fonunun oluşturulması ile ilgili detaylar konusunda erken farkındalığı ve iyi gözetimi, iyi bir emeklilik gelirine ulaşmak bakımından büyük önem taşır.
Her yaşın bir güzelliği olduğu gibi yaşlılık da hayıtın en güzel yanlarındandır. Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakma hakkı yoktur.
Türkiye genelinde 8 milyon 618 bin işçi emeklisi, 2 milyon 718 bin esnaf emeklisi ve 2 milyon 389 bin memur emeklisi olmak üzere toplam 13 milyon 722 bin emekli aylığı alıyor.
Emeklilikte yaşa takılanlarda (EYT) ciddi bir hak gaspı vardı. EYT’lilerin örgütlü ve haklı mücadelesi nihayet zaferle sonuçlandı. Milyonlar iktidardan emeklilikte yaş sınırının kaldırılmasını bekliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Aralık 2022 günün akşamı 2 milyon 250 bin çalışana emeklilik hakkı verildiğini açıkladı. Artık EYT düzenlemesinde yaş sınırı olmayacak. Yapılan düzenleme yaş sebebiyle emeklilik bekleyenleri kapsıyor. 8.9.1999 tarihi öncesi sigortası başlayan emekli olabilecek. Ancak, bu düzenlemenin Meclis’te en kısa sürede yasalaşması geriyor. Böylelikle mevcut emeklilere 2 milyon 250 bin EYT’liyi de eklemek gerekiyor. Ancak, EYT düğümü tamamen çözülmüş değil; halen çözüm bekleyen sorunları var.
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan emeklilerin Ocak – Haziran 2023 döneminde alacağı zam oranını %25 olarak açıklamıştır. Böylece en düşük emekli maaşı 3.500 TL iken 4 bin 375 TL olmuştur. En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında kalmıştır. Aslında Türkiye’de emeklilerin çoğunun aylığı asgari ücretin altındadır. Böylelikle Cumhuriyet’in 100. Yılında emekliler yine açlığa mahkûm edilmiştir.
Prof. Dr. Duran Bülbül Hocamızın görüşlerine göre; EYT’de yaş engelini kaldırmadan ve emeklilere zam yapmadan önce; siyasi iktidarın emekli aylığı bağlama oranını 2000 öncesi gibi %70’e yükseltmesi gerekiyor. 2008’e kadar aylık bağlama oranı %55 iken, bu aylık bağlama oranı %35’e düşürülmüştür. Milyonlarca emeklinin yoksulluğa ve açlığa mahkûm edilmesinin bir nedeni de budur.
Emeklileri fakirleştirerek emekli edilmesi, emekli olduktan sonra insanların ucuz işgücü ve sosyal güvenlikten yoksun çalışmasına devam etmesi demektir. Bu da emek sömürüsünün farklı bir uygulamasıdır.
Hiç lamı cimi yok. Emeklilerin hakları tastamam verilmelidir. En düşük emekli maaşı, asgari ücret seviyesine yükseltilmelidir. Hatta en düşük emekli maaşı asgari ücrete endekslenmelidir. Emekliler için intibak yasası çıkarılmalı ve emeklilikte aylık bağlama oranları arasındaki eşitsizlik ve adaletsizlik giderilmelidir.
Çünkü insan ömrü bir masal gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar güzel yaşandığı önemlidir!