Tomris Giritlioğlu, Türk sinemasına yön veren, edebiyat ve tarih temalarını ustalıkla harmanlayan çok yönlü bir sanatçıydı. İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
1957 yılında Konya’da doğan Giritlioğlu’nun sinema yolculuğu, eğitim için Londra’ya gittiğinde başladı. Sinemaya olan ilgisi bir gün tesadüfen izlediği filmle büyüdü, ancak ailesinin izin vermemesiyle sinema eğitimi alma hayali yarıda kaldı. Yine de bu tutkusundan vazgeçmedi ve Türkiye’ye döndüğünde TRT’de başladığı kariyerinde bir dizi çocuk programı ve belgesel hazırlayarak, sinema dünyasına adım attı.
Edebiyat ve Tarih Işığında Sinema
1989’da çektiği ilk filmi “Kantodan Tangoya” ile büyük ses getiren Giritlioğlu, tarihle hesaplaşmayı seven bir yönetmendi. “Salkım Hanımın Taneleri” ve “Güz Sancısı” gibi filmlerle Türkiye’nin yakın geçmişindeki derin yaralara dikkat çekti. 6-7 Eylül Olayları ve mübadele gibi toplumsal konuları işlediği yapımlarında, Giritlioğlu’nun samimiyeti ve derin duyarlılığı sinemasını farklı bir yere koyuyordu. Kendisinin de ifade ettiği gibi, “Geçmişimizle hesaplaşmadan sağlam bir gelecek kuramayız.”
Dizilere Yön Veren İsim
Televizyon dizilerine damga vuran yapımlarıyla da tanınan Giritlioğlu, yıldız oyunculardan ziyade güçlü senaryolara önem verirdi. “Çemberimde Gül Oya,” “Hatırla Sevgili” ve “Asi” gibi pek çok dizinin yaratıcı süreçlerinde yer aldı. Giritlioğlu’nun dizilere kattığı derinlik, onun yalnızca bir yönetmen değil, bir dizi tasarımcısı olarak da ne kadar güçlü olduğunu kanıtladı.
Ancak televizyon sektöründeki değişim ve bütçe kısıtlamaları, Giritlioğlu’nun televizyonla arasına mesafe koymasına neden oldu.
Gerçekleşmeyen Hayalleri ve Bıraktığı Miras
Son yıllarında Sivas Katliamı’yla ilgili bir film ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nü uyarlama planları vardı. Ne yazık ki bu projeleri gerçekleştiremedi. Ancak, Giritlioğlu’nun bu hayalleri sinemamızda bir vasiyet gibi duruyor. Başka yönetmenlerin bu projelere sahip çıkması umuduyla, onun izinden gitmeye devam edeceğiz.
