Merhabalar bu hafta da beraberiz tekrardan, daha önce bahsettiğim gibi bazen gündemden siyasetten uzaklaşmak için şehrimizin güzide, önemli, güzel, turistik ve tarihi yerlerine yer vereceğim köşemde. Yaz geldi çok şükür vakalar ’da azalma eğiliminde o zaman bu kadar zor geçen bir yılın ardından kapanmaların yarattığı psikolojik etkileri üzerimizden atmak için sosyal mesafeye dikkat ederek şehrimizin tarihi yerlerini gezebiliriz. İlk olarak defalarca kendim gidip gezdiğim St. Simon manastırından başlayalım.
M.S.6.yy yapılmış olan Manastır Antakyalı St. Simone ’un bir sütun üzerinde 40 yıl yaşadığı yer olarak ün yapmıştır. Antakya-Samandağ arasında bir dağ üzerinde bulunur. Manastır kalıntıları Aknehir Mahallesi sınırları içinde 479 m yüksekliğindeki bir tepe üzerindedir. St. Simone Stilist Manastırı ve eklentileri kısmen kayalar üzerine oyulmuş ve kesme taşlardan yapılmış bir yapı olup, 132x160m. Ebatlarında dikdörtgen biçiminde bir alan üzerine yerleşmiştir.
Birbirine paralel iki duvarla çevrilmiş ve üç yönden girişi vardır. ( halen iki girişi mevcuttur). St. Simone din eğitimini çok küçük yaşlarda almaya başlamış ve o tarihten sonra kendini tamamen tanrıya adamış küçük bir çocukmuş. Çok ağır bir din eğitimi aldıktan sonra kendisinin, bu dağa gelip burada yaşamaya başladığı söyleniyor. Adı günden güne herkes tarafından duyulup ziyaretçi akınına uğramaya başlamış. Yaşının çok küçük olmasına rağmen hastalıklara şifa veriyor olması onu iyice yüceltmiş ve bu yüzden yaşadığı dağa “mucizeler dağı” adı verilmiş.
St. Simone vefatından sonra annesi Azize Marta’nın yanına gömülmüş. Ve sonra onun adına onun dağında muhteşem bir manastır inşa edilmiş. Kesme taşlarla ve kayaları oyarak yapılan bu manastırın haç şeklinde yapıldığı söyleniyor. St. Simone ömrünün 45 yılını bu sütunun tepesinde yaptırdığı örtülü ve korunaklı bölümde geçirmiştir. St. Simone buraya M.S. 541’de gelir ve 592 yılında ölür.
Türkiye' nin tek stylite manastırıdır.