Değerli okurlarım! Ankara Maliye Okulu 1972 mezunlarımızdan Servet Ulusoy’u kaybetmişiz. Öğrendiğimize göre, 25.12.2021 günü memleketi olan Eskişehir/Sazak Köyü’nde defnedilmiştir. Servet ağabeyimiz Türkiye’nin ve halkın sorunlarını kendine dert edinen, siyasetle ilgilenen aydın bir insandı. Cahiller tarafından yönetilmeye itirazı vardı, mücadeleci ve devrimciydi. Bizleri çok erken bıraktı, Işıklar yoldaşı olsun!
Siyasi faaliyetlerinde her zaman tatlı rekabet yaşadığımız Servet ağabeyimiz, düşünme yeteneği çok üstün, düşünmeyi kendine uğraş edinmiş çok değerli bir mütefekkirdi. Servet Ulusoy ağabeyimiz; ülkemiz, Ortadoğu ve dünya sorunları ile ilgili ve kendine özgü düşünceleri olan, yeni düşünceler üreten ve bu düşüncelerini gerek sözlü gerek yazılı olarak dostları ile de paylaşabilen çok değerli aydın bir kişiydi. Kendine özgü düşüncelerini sosyal medya üzerinden zaman zaman benimle de paylaşırdı.
Ölüm haberi üzerine sosyal medyadaki paylaşımlarını gözden geçirdim. Messenger üzerinden 11 Temmuz 2020’de gönderdiği bir mesajı dikkatimi çekti. Ayasofya’nın ibadete açılışı ile ilgili bu mesajını yeniden okudum ve çok etkilendim. Servet ağabeyimizin ileriyi görebilme yeteneği çok gelişmişti. O gerçek bir devrimciydi! Tarihe not düşmek adına, Servet Ağabeyimin o mesajını sizlerle de paylaşmak istedim. Servet ağabey, o kendine özgü düşüncelerini şöyle dillendirmişti:
“…Ortodoks Hristiyanları hangi nedenle karşımıza aldık? Meselenin ibadetle en küçük bir ilgisi yok. Son derece sistematik ve planlı olduğunu düşünüyorum: Provokasyon! İyi Parti içindeki karanlık kanadın Ayasofya’yı ibadete ‘aç, aç, açamaz, açamazlar’ tahrikleri ile başlatıldı. Üstüne, sanki geride hiçbir açık bırakmak istemedikleri Danıştay kararını ilave ettiler.
Bunun ciddi bir savaş hazırlığı olduğunu düşünüyorum: Eğer ABD seçimlerinden gereken destek de sağlanırsa, silah ve mühimmat desteği sağlanırsa, ordunun cepheye sürüleceği anlaşılıyor. Cephe oldukça geniş görülüyor; Libya, Suriye, Akdeniz, Irak, İran, Kafkaslar, Kırım vb. pek çok yer olabilir.
Suriye’de Rus uçağının düşürülmesi ile hızla atılan geri adımdan sonra, gelişmelerden çıkan sonuca göre, Rusya ile vuruşmak tekrar göze alınmış olduğuna işaret ediyor. Türkiye, tüm kontrol ve denetimlerini yitirmiş görünüyor.
Böyle bir çatışmayı göze alabilmek için kendi gücüne bu denli güven duymak, ancak tımarhanelik hastalara özgüdür. Bir biçimde açık tımarhanede yaşadığımızı ve bunu fark eden insan sayısının son derece az olduğunu düşünüyorum.
Son hızla böyle bir sürece doğru sürükleniyoruz. Bu, Atlantik sisteminin son çırpınışı olacak; silinmeleri kaçınılmazdır. Ancak, her ne kadar kaybetmeye yazgılı olsalar da çok büyük tahribat yaratabilirler. Yeni Türkiye’nin de bu çöküntü üzerinde kurulacağı açıktır…”
Öngörülerine ve düşüncelerine saygı duyduğum Servet ağabey! Son iki yılda, Türk ordusu yeni cephelere sürülmese de, ülkenin tüm kamu kurum ve kuruluşları tahrip edildi; ekonomi çöktü. Enflasyon ve yeni yıl zamları karşısında vatandaş inim inim inliyor, emekliye ölümü dayatıyorlar.
Türkiye, TL’ye kur farkı modeli ‘örtülü faiz’ sürecine girdi; vatandaşlar iç savaşa sürükleniyor. Türkiye’nin geleceğini ipotek aldılar, ‘baskın seçim’ her an mümkün. Her türlü harcamayı yapıyorlar. Hazine’deki 700 ton altını ve diğer varlıkları da harcayacaklar. Önümüzdeki seçimi de kazanmaya çalışıyorlar. Seçimi kazanamasalar bile arkadan geleceklere hiçbir şey bırakmayacaklar.
Servet ağabey! Sizi, şahsınıza özgü, özgür düşüncelerinizle hep hatırlayacağız, seni asla unutmayacağız, kalbimizde yaşatacağız. Sen, uğruna mücadele verdiğin o güzel günleri göremeden ahirete göçüp gittin ya, galiba bizler de o güzel günleri asla göremeyeceğiz. Seni seviyoruz, peşinden geliyoruz, bekle bizi Servet ağabey!