Sevgili Okurlarım! Hepimiz biliyoruz ki, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bilim insanlarını, akademisyenleri, muhalefet partilerini, çevrecileri, mimarları, mühendisleri dinlemiyor. Kanal İstanbul’da ısrar ediyor; “İsteseniz de istemeseniz de Kanal İstanbul yapılacak” diyor.

Bari bir kereliğine bu işin gerçek uzmanı olan gemi kaptanlarına kulak verse ve Türkiye’nin kıt kaynaklarını heba etmese…

Üç-beş yandaş cebini dolduracak diye, güzelim ülkemizin doğası ve çevresi Kanal İstanbul saçmalığıyla yok edilmese…

Doğru olanı, Kanal İstanbul’un yapılmamasıdır! Çünkü bu kanalda en fazla kayıkla gezilebilir. Gemilerin Kanal İstanbul’dan geçişi risklidir.

Neden mi?

Nedeni şudur. Hiçbir şirket, gemisini bu kanala sokmaz! Hiçbir kaptan da bu kanala girmeyi tercih etmez! Çünkü uluslararası sigorta acenteleri yapay kanallara giren gemilere sigorta yapmak istemez.

Düşünün ki, bir gemi 60 bin ton yük taşıyor. Tüm gemi kaptanları bilir, Karadeniz’den akıntı güçlü olur. Bu nedenle, Karadeniz’den Kanal İstanbul’a giren gemiyi rotasında tutmak mümkün olmaz.

Kanalda yüzen geminin rotasında tutulabilmesi için, geminin arkadan başka bir gemiye halatla bağlanması gerekir. Yoksa kanalda yüzen gemi akıntıya kapılıp sürüklenebilir. .

Böyle bir durumda demir de atılamaz! Çünkü zemin beton olacağı için demir tutmaz. Tutsa bile betonu parçalar. Bu da kanalın çökmesine yol açar! .

Sözün özü. Kimsenin Marmara’nın geleceğiyle oynama hakkı yok. Kanal İstanbul, yeterince kazanç sağlamayacağı açık olan ölü yatırımdır. Türkiye zaten dış borcu olan ve bütçe açığı veren bir ülkedir. Ayrıca sürekli göç alan bir ülkedir; sığınmacıların işgali altındadır. Bir de böylesine bir kanal için Türkiye’nin kıt kaynaklarını heba etmeye değer mi?

Kanal İstanbul için 15-20 milyar dolar harcamak niye? Bu paralar, pandemi sürecinde fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşenlere harcansa daha iyi değil mi?

İktidar için, bu projeden vazgeçmek çok mu zor? Kanal İstanbul’ için bu kadar ısrarcı olmak niye? Kanal İstanbul ne için ve kim ya da kimler için yapılıyor? Milletle inatlaşma olur mu hiç?

Hatırlatmakta fayda var: Türkiye’nin bütün meselelerini sahiplenebilen başka siyasi kadroları da var. İktidarın ‘Kanal İstanbul’ ısrarında kamu yararı yok! Cahil olmak ayrı, gaflete düşmek ayrıdır. Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner.

Millete ödetilecek bu ağır bedeli kimse göze alamaz. Çünkü ‘Ölü yatırım’ için 15-20 milyar dolar harcamak akla ziyandır. Günü geldiğinde elbette bugünlerin faturasını da millet birilerine kesecektir.

Ekonomik krizleri tetikleyen, yoksulluğu arttıran ölü yatırımlar ülkenin kaderi olamaz, olmamalıdır! Kimsenin vatandaşın vergilerini çarçur etmeye; demokrasiyi, kalkınmayı ve refahı milletten esirgemeye hakkı yoktur!

Ayrıca unutmayalım ki, seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, en geç 2023’te sandık milletin önüne gelecektir. Muktedirler de bilir ki, demokrasilerde son sözü millet söyler!