Sevgili Okurlarım! Aslında şeriat, hukuk demektir. İslam Hukuku’na göre şeriat; Kuran’ın ayetlerine, Hazreti Muhammed’in sözlerine ve yaptıklarına, bunlardan çıkarılmış yorumlara dayanan; insan yaşamını, toplumsal yaşamı düzenleyici, Tanrısal olduğu için hiçbir zaman değişmeyecek olan dinsel kurallar bütünüdür. Günümüz Aslında ‘Modern Hukuk’ da şeriat sayılır.
Ama şeriatçılar bu şekilde anlamıyor. Onlar şeriat denince, bir dini liderin yönetiminde olarak el kesme, çocukla evlenebilme, recm gibi çağdaş bir dünyada yeri olmayan şeyler anlıyorlar. Uygulama da bu şekilde zaten. Şeriat, kendi içinde yazılı bir kanun taşımaz; sadece ‘Fıkıh’ denilen, çoğu birbiriyle çelişen içtihatlar ile var edilmiştir.
Yaklaşık 1200 yıldan beri egemenlerin her davranışını ve kararını destekleyen fıkıh, bazı kurallar dışında toplum tarafından bilinmezler. Çağdaş yaşamda kabul edilmesi imkânız görülen kurallar şeriata uygun görülür. Örneğin. IŞİD, Gaziantep’te devletin gözü önünde cariye pazarı kurup Ezidi kadınları satmıştır. İşte bu hukukun uygulandığı Katar’da 2022 Dünya Kupası yapılacak.
Oysa ‘Olimpiyat Oyunları’ veya kısaca ‘Olimpiyatlar’; yaz ve kış Olimpiyat Oyunları olmak üzere, iki ayrı kategoride dört yılda bir düzenlenen uluslararası çok sporlu etkinliklerdir.
Bilindiği gibi, 2022 Dünya Kupası Katar’da yapılacak! Bu, Katar’ın ev sahipliği yapacağı ilk Dünya Kupası olacak. Katar Futbol Federasyonu tarafından organize edilecek olan turnuva, Ortadoğu’da düzenlenen ilk turnuva olacak ve Katar, FİFA’ya 12 stadyum yapacağını bildirmiştir.
Oldum olası gösteri sporlarından pek hoşlanmam. Benim için Amerikan romanlarındaki kazananı önceden belli bahislerle servetler kazanılan boks turnuvaları ne ise spor turnuvaları da odur. Tek farkı bütçelerinin boyutudur. O nedenle spor oyunları hiçbir zaman ilgimi çekmediler.
Ama Katar’ın bundan 10 yıl önce Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya ak kazanması dikkat çekicidir. Katar, belli ki 10 yıl önce olimpiyat için hazır değilmiş; FIFA’ya 12 stadyum yapacağını bildirmiştir.
Ve Katar, 10 yıl önce Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hak kazandığından bu yana başlatılan inşaat seferberliğinde; dev stadyumlar, oteller, metro ve havaalanı inşaatları derken dünyadan epey işçi almıştır. Turnuva hazırlıkları esnasında; iş kazası, kötü beslenme ve barınma koşulları, ağır baskı nedeniyle en az 6500 göçmen işçi hayatını kaybetmiştir. Bu işçiler acaba kaç kişi yaşasın diye ölmüştür?
Ölen işçilerin çoğu Hindistan, Pakistan, Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka kökenlidir. Katar ise, şeriatla yönetilen bir şeyhliktir. Bu nedenle dünyanın değişik ülkelerinden gelen işçiler (ülke nüfusunun çoğunu oluşturuyor) bir azınlığın kölesi oluyor.
Kölelik ise, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olmasıdır! Yabancı işçiler, eğer orada iş yapan bir yabancı şirkette değil de Katarlı birinin yanında çalışıyorsa, tam anlamıyla patronunun kölesi oluyor. Yanında göçmen işçi çalıştıran Katarlı günde 5 vakit namaz kılıyor ve yanında çalıştırdığı işçileri de buna zorluyor, pasaportlarına el koyuyor. Böylelikle pasaportuna el konulan göçmen işçi ülkeden dışarıya çıkamıyor. Maalesef yabancı şirketler de bu tür kanunsuzluktan
faydalanıyor. İşçi ajansları tarafından yüksek ücret vaadi ile üstelik parası alınarak toplanan işçilere en düşük ücret veriliyor ve mesai dışı çalışmaya zorlanıyor.
Suudi Arabistan’da da durum aynıdır. Burada daha çok Yeminli köleler çalıştırılıyor. Arabistan, hac turizmi ve petrol gelirlerinden dolayı çok zengindir. Ancak Suudiler, varlıklarını Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde stoklar. Kanun, Suudilerin ağzından çıkandır. Dolayısıyla da biri pasaportunuza el koyup, sizi köle yapmış ise işiniz çok zor!
2022 Dünya Kupası’nın, şeriat ile yönetilen, yabancı işçilerin köle olduğu ve kadın haklarının olmadığı bir ülkede yapılacak olması ilginç olduğu kadar, bu olimpiyat ruhuna da uygun değildir. Aslında, günümüz dünyasında olimpiyat yarışmacıları da birer gönüllü gösteriş kölelisidir. Yarışmacılar, ün ve paraya kavuşma motivasyonu ile aşırı geliştirilmiş makinelerdir. Devletler de olimpiyatlara madalya ve propaganda hesabı olarak bakıyorlar. Tabii bu organizasyonlardan kazanılan servetler de önemlidir. Önemli olmayan sadece turnuva hazırlıkları esnasında ölen 6500’den fazla kölenin hayatıdır. Çünkü şeriatla yönetilen ülkelerde kölelerin zerre kadar değeri yoktur!