Sevgili Okurlarım! Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e memleketi Rize’de gayet güzel bir ders verildiğini anlattıktan sonra, “….Nerede, nasıl adım atılacağını çok iyi bilmek lazım. Yine dua etki, gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizelinin edebini, adabını gösterir. Bu daha bir. Daha neler olacak neler. Daha dur bakalım. Bunlar iyi günler…” diyerek, İyi Parti liderini tehdit etmiş, Türk siyasetini ortadan kaldırmıştır.
Böylelikle, halkın arasında dolaşan İyi Parti liderine saldırının kimler tarafından hazırlandığı konusundaki inancımız kuvvetlenmiştir. Rize’de yaşananlar gerçekten herkesi kaygılandırmalıdır. AK Parti Genel Başkanı’nın, bir muhalefet partisi liderini hiç de uygun olmayan bir üslupla eleştirmesi, hatta tehdit etmesi büyük bir tehlikedir. Bu konuşma, mafya ile iç içe olan iktidarın saldırılarını arttıracağının açıklamasıdır. Görevi huzuru sağlamak olan görevli, huzursuzluğu artıracağını söylüyor. Dahası mafya bu konuda emir almasa bile nam salmak için kendini görevli sayacaklar da ortaya çıkabilir.
Aslında AK Parti Genel Başkanı’nın bu açıklaması, hiç şüphe yok ki İyi Parti’yi büyütecektir. Görülüyor ki iktidar artık kendini küçülten denemeler yapıyor. Çünkü iktisadi başarısızlıklar halka ulaşmıştır. İşsizlerin sayısı çalışanların sayısını aşmıştır. İktidar tarafından atılan her yeni adım, ekonomik krizi daha da derinleştirmektedir. Çünkü krizin asıl nedeni, yönetimin reel ekonomi yerine para politikaları ile oynamasıdır.
Herkes istikrarsızlaştırılan ülkelere dönüp bakmalıdır. Ekonomide dengeler bozulursa leş kargaları üşüşüyor. Mafya ülke görüşünü tamamen muz diktatörlüklerine benzetiyor. Türkiye’nin ‘Derin Devlet’i öyle bir hale geldi ki, devlet nerede başlıyor, mafya nerede belli değil. Tükeniş arttıkça halkın malına çökme devrine girdik. İstedikleri herkese birkaç terör örgütü adı uydurup mallarına çöküyorlar. Bu çocuklarımızın geleceğini karartan karanlık bir tablodur.
Bu tür saldırılar, hukuksuzluklar bizzat Cumhur İttifakı’na oy veren yurttaşlar tarafından protesto edilmelidir. Bugün iktidarı paylaşan yaşlıların ömrü sınırlıdır. Oysa ülkenin ömrü sınırsızdır. Yarın bu yaşlı siyasiler ölüp gidecekler. Ama çocuklarımız ve torunlarımız bu ülkede kalacaklar ve yaşamaya devam edecekler. Çocuklarımıza, torunlarımıza miras olarak kin ve nefreti bırakırsak hiçbir zaman huzur göremeyecekler.
Ülkemizin durumu üzüntü verici olsa da yine de tehlikeli görünen ama umut verici şeyler de var! Kurulu düzeni ve devleti beğenmesek de, devlet ciddiyetinin önemini bilmeyenimiz yoktur. Ne yazık ki, günümüzde devlet ciddiyeti bile kalmamıştır. Bununla birlikte geçmişte bütün ‘kirli’ işler ‘Derin Devlet’ adıyla bir bilinmeze havale edilirdi. Devlet biçimindeki olumsuz yönlü değişim sonucu, kirlenme çoğaldıkça sular çekiliyor ve derin yapılar cascavlak ortaya çıkıyor. Artık sadece aydınlar değil, sıradan yurttaşlar da alttan alta ama yaygın bir şekilde ‘Temiz Toplum’ istencine yöneliyor.
Kim ne dersi desin! Artık mızrak çuvala sığmıyor. Örtülü olayların görünürlük kazanması derindekileri ürkütmelidir, ürkütecektir. Ancak, aydınlık isteyenler enseyi karartmamalıdır. Biz en çok bilgiye muhtacız. Siyasette ve idarede en zararlı şey, milletler ve toplumlar için onarılması en zor felaket yarım bilgili adamların yetki sahibi olmasıdır.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, İyi Parti Lideri Meral Akşener’in şahsında siyaset kurumuna yaptığı bu kabul edilemez tehditle, bu ülke için artık bir ‘Milli Güvenlik’ sorunu haline geldiğini göstermiştir. Reis, bu akıl dışı tehditleriyle fiilen Cumhurbaşkanlığını yetirmiştir. Bu nedenle, acilen seçim yapılması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Aslında Reis doğru söylüyor. Bugünler daha iyi günlerimiz. Durun bakalım, daha neler göreceğiz neler?