Çok yakındık bu sefer, elimizdeydi hatta ama yine maalesef bizsiz geçecek bu dünya kupası.

Türkiye olarak tarihimizde 3 defa Dünya kupasına katılabildik maalesef, 1950-1954 ve 2002 yılları. Bu dünya kupası ile toplam 20 yıldır Dünya kupalarına katılım sağlayamadığımız gerçeği çıkıyor ortaya.

Her yıl transferlerde, alt yapılarda, kulüp tesislerinde ve stadyumlarda harcanan o paraların karşılığı bu olmamalıydı, olmaması lazımdı.

BERKAN KUTLU…

Son maç üzerinden ele alacaksak Portekiz ile oynadığımız maçın kırılma anı malumunuz Burak Yılmaz’ın kaçırdığı penaltı ve Berkan Kutlu’un oyunda olması. Berkan Kutlu’nun Galatasaray’da nasıl hala ilk 11’de oynadığını sorgularken Milli takımda hatta milli takımın ilk 11’in de görünce şaşkına döndüm. İyidir kötüdür bilemem ama o tarz oyuncunun milli takımda oynaması, hatta bu kadar önemli bir maçta kadroya girmesi aşırı yanlış bir tercihtir. Maçta hiçbir katkı sağlamaması bir yana yaptığı fauller ve yapamadığı müdahaleler cabası.

ENES, BURAK, PENALTI…

İkinci en büyük sorun ise herkesin malumu penaltı, Enes Ünal ciddi derecede çok klas ve profesyonel bir oyuncu ona yapılan müdahale sonrası müdahalenin penaltı olduğuna o kadar emindi ki arkadaşlarına topu dışarı atın penaltı diye seslendi. Öylede oldu hakem var’a gitti ve Enesin dediği gibi penaltıyı verdi. Buraya kadar her şey bizim lehimize ilerlerken Burak Yılmaz’ın o topu Enes’ten alması ile fark ettim o an bir sorun çıkacağını ve neticesinde gördük ki penaltı kaçtı. Son günlerde formda olan Enes ve penaltıyı alan Enes varken Burak Yılmaz’ın böyle kibirli çokbilmiş ve düşüncesiz tavrı ile 80 milyon hayal kırıklığına uğradı.

RONALDO…

Maçın en dikkat çeken taraflarından biri de Ülkemizi Avrupa’da en güzel şekilde temsil eden defansımız. Merih, Çağlar, Ozan ve Zeki bu dört yiğit futbolcu o dünya yıldızı Cristiano Ronaldo’ya nefes aldırmadı fırsat vermedi. O kadar doğru müdahale ve doğru yerde durdular ki maç boyunca Ronaldo doğru dürüst bir şekilde pozisyona dahi giremedi. Uzun lafın kısası bu maçın kazananı oldu kaybedeni ama sadece sonuçla değil her yönüyle. Umarım en kısa sürede hem milli takım hem de ülke futbolumuz iyi bir ivme kazanarak ayağa kalkabilir.