Hepimizin malumu, hakikaten küresel anlamda tüm dünya ekonomilerini küçülten, sıkıntıya sokan faktörleri hep beraberce biliyoruz, burada bu tür konulara, Pandeminin etkisine, Rusya-Ukrayna savaşının vermiş olduğu zararlara, ülkemiz aleyhine oynanan oyunlara girmek istemiyorum.
Bugünkü yazımda maalesef üretim – tedarik zincirlerinin kopmasıyla beraber, aksamaların olması ve neticesinde döviz kurlarındaki artışların neden olduğu Enflasyon adlı sıkıntı ve nasıl baş edebiliriz? Haklı sorusuna yönelik değerlendirmelerde bulunacağım izninizle..
Öncelikle “Enflasyon” adlı halk tabiriyle, hayat pahalılığına sebep olan, teknik olarak; mal ve hizmet almak için daha fazla paraya ihtiyaç olması ve neticesinde TL nin değer kaybı..
Yakın zamanda Hazine ve Maliye Bakanımız, hem üretim hem de perakende sektör temsilcileriyle bir araya gelerek samimiyetle, hem teknik anlamda hem de sahadaki sıkıntıları sıcak bir ortamda, karşılıklı fikir teatileri ile görüşerek çözümler bulmaya çalıştığını, gayretlerini gördük.
Öncelikle Sayın Bakanımıza ve ülkenin, milletin refahı ve geleceği için elini taşın altına koymaya hazır olan tüm iş adamlarına, sabreden halkımıza kalben teşekkür ediyoruz.
“BİRLİKTEN BEREKETE, KAZANAN TÜRKİYE” sloganıyla kararlılıkla hep beraber, gıda, giyim, turizm, mobilya, bankacılık, inşaat vb tüm sektörlerde enflasyon ile mücadeleye, hayat pahalılığı ile mücadeleye başlanıldığını her zamankinden daha fazla canhıraş bir şekilde, tüm imkanları devreye alarak bir çalışmalar sürecini görüyoruz. Rabbim mahcup etmesin.
Peki, ama nasıl?
Öncelikle piyasalar, bazen psikolojik olarak etkilenir. Birlik ve beraberlik olduğu zaman bu olumlu şekilde piyasalar yansır. Ki yansımaları daha ilk günde görüldü bile desem hiç te yanıltıcı olmaz..
Birkaç aydır elbette maliyetlerin artışının etkisi vardır, ama genel itibariyle; maalesef şişirme, hormonlu, hakkı olmayan uçuk, fahiş fiyatlarla vatandaşı üzen, cebini yakan GIDA artışlarıyla ile alakalı, Sayın Bakanımızın yaptığı görüşmelerle Gıda sektöründen “tam destek” alındığını müşahede ettik. Tabi diğer sektörlerle de yapılan görüşmelerle mücadeleye devam edileceğinin bu mücadelede “TAM DESTEK” sinyallerini hep beraber gördük.
Sayın Bakanımız ve yetkililer; geçen hafta konut kredi oranlarının düşürülerek, konut sektörü ile alakalı inşaat sektörü temsilcileriyle neler yapılabilir görüşmelerinin yapıldığını, fiyat dalgalanmalarının önüne nasıl geçilebileceğini, maliyetleri nasıl minimize edilebileceğini, vatandaşa uygun fiyatlarda nasıl konutlar sunulabileceğini vb. konularda görüşmelerin yapıldığını ve bu konuda ilerlemeler kaydedildiğini gördük.
Özellikle TOKİ’nin yeni projelerle konut ihtiyacını en ucuz ve kullanılabilir şekilde vatandaşa sunması yönünde çalışmalar içinde olduğunu ve mutlaka bu çalışmaların aralıksız devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Özetle; mutlaka ama mutlaka fiyatların anlamsız artışlarına izin verilmemesi, devletin organları aracılığıyla, gerekli araçları devreye alıp “Enflasyon canavarı, hayat pahalılığı” ile mücadeleden asla pes etmemesi gerektiğini önemle vurguluyoruz. An itibariyle 30-40 TL olan domateslerin 10 liralara düşmesi, çift haneli birçok ürünün tek hanelere düşmesi bizleri sevindiriyor.
Hep beraber “TÜRKİYE” diyoruz. Hep beraber “ENFSLASYON CANAVARI İLE MÜCADELEYE TOPYEKÜN DESTEK” diyoruz. Kalın sağlıcakla.