Antakya’nın merkezi olduğu Hatay ili, bilindiği gibi; batıda Akdeniz, kuzeybatıda Osmaniye ve Adana,  kuzeydoğuda Kilis ve Gaziantep illeri, doğuda ve güneyde ise Suriye devletinin toprakları ile çevrilmiştir. Bu coğrafi konumun, Antakya ağzın önemli ölçüde etkilediği hususunu reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçek şeklinde ifade edebiliriz. Çevre iller ağızlarının, Hatay’da konuşulan dil üzerine etkileri de, Hatay’ın daha çok o illere komşu ilçelerinde açık bir biçimde kendisini hissettirir. Bu yargıdan yola çıkarak Dörtyol ve Erzin, Osmaniye, Adana ve Mersin ağızlarında Kırıkhan ve Hassa ağızlarının da Gaziantep ve özellikle Kilis ağızlarından etkiledikleri söylenebilir. Antakya’nın ise, ilin merkezinde olması, Antakya ağzının çevre ilçe ve iller ağızlarında eşit ölçüde etkilenmesi sonucunu doğurmuştur.           
Hatay’ın yerli halkı olan Türkmenlerin dili üzerin de özellikle Suriye’ye komşu ilçelerde ve Antakya’da Arapçanın da büyük etkisi vardır.

Bu etki hatta bazı köylerde ana adilin Arapça olması derecesinde kuvvetlidir. Ancak, Arapça konuşulan bu köylerde “yağlık”, “küpeli” gibi öz Türkçe sözcüklerinin de sıkça kullanıldığı dikkati çeker. Bu durum, ilk bakışta çelişki imiş gibi görünüyorsa da bunu daha çok dilin katı kurallarla sıkı düzen altına alınamayacağının, kültür alış verişli ve iletişim devam ettiği sürece dilinde yabancı faktörlerde etkilenmesini kaçınılmaz bir sonuç olacağının kanıtı şeklinde değerlendirmemiz gerekir. Çünkü aynen, anan dilleri Arapça olan köylülerin öz Türkçe sözcükleri sıkça kullanmaları gibi hiç Arapça bilmeyen Türkmen köylülerinin “anti”, “atebe” gibi Arapça kelimeleri, rahatça konuşma dillerine kabul ettikleri de  bir vakadır. Bunların yanı sıra diğer bir yaygın şekilde alınan Türkçe sözcüklerinin Arap şivesiyle söylenmesidir.  Mesela halkı Arapça konuşan bazı köylerde “ma’ lka” sözcüğü kullanımdan düşmüş onun yerine eş anlamlısı “kaşık”ın Arap şivesiyle söylenen şekli; “kaşşuka” getirilmiştir.

Arap dilinin Hatay ağzına olan etkisinden söz edilirken, son olarak da Türkçede bulunmayan Arapçaya özgü bazı harflerle simgelenen Hatay, özellikle de Antakya halkının konuşmaların büyük ölçüde girmiş bulunduğunun belirtilmesi gerekir.                
Özet olarak söylemek gerekirse; Antakya ağzı, çevre il ve ilçeler ağızlarının ve Arap dilinin etkilerine, büyük ölçüde maruz kalmış fakat buna rağmen genel görünümüyle öz benliğini korumasını bilmiştir.