Sevgili okurlarım! Türkiye’de ‘hayali’ ihracatın 1975 yılında ve ilk defa dönemin Başbakan’ı Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel tarafından gerçekleştirildiği bilinir. O yüzden, ‘hayali ihracat’ denince akla gelen ilk isim Yahya Demirel’dir. Esas itibariyle ‘hayali ihracat’, Anavatan Partisi’nin iktidarda olduğu 1980’li yıllarda doruğa çıkmış ve daha sonraki yıllarda da Türkiye’nin gündeminden hiç düşmemiştir. Dürüst Ecevit’in başbakanlığı döneminde bile ‘hayali ihracat’ hız kesmemiş ve şöhretinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Özellikle de Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002’den itibaren ‘hayali ihracat’ ekonomi ve siyasi gücü olanların tekeline girmiş ve normalleşmiştir. Hatta 2006’dan itibaren ihracat bedeli dövizlerin Türkiye’ye getirilmesi mecburiyetinin ortadan kaldırılması ile birlikte ‘hayali ihracat’ daha da kolaylaşmış ve maliyeti düşmüştür. Türkiye’de yepyeni ‘hayali ihracat’ çeteleri türemiş ve Türk gümrükleri delik deşik edilmiştir.
Maalesef, son 40 yıllık Gümrük tarihinde ‘hayali ihracat’ olayları Türkiye’nin gündeminden hiç düşmemiştir. Bu arada devlet de hayali ihracat olaylarını önlemeye dönük yeni tedbirler almıştır. Mesela; 1932 yılında yürürlüğe konulan 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun 2003 yılında yürürlükten kaldırılarak, yerine 4926 sayılı ‘Kaçakçılıkla Mücadele kanunu’ yürürlüğe konmuştur. O da yetmemiş, 2007 yılında 5607 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Böylelikle ‘hayali ihracat’ suçunun tanımı da değiştirilmiştir. 5607 sayılı Yasa’da ‘hayali ihracat’; “İlgili kanun hükümlerine göre, teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gösteren ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik gösteren kişi…” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla da yasada tanımlanan fiilleri işleyenler, suçun failidir.
Kanun hükmüne göre, hayalci; ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik beyan edebilir. Ancak manuel olarak ve gümrüğün dışında sahte gümrük beyannamesi düzenleyemez! Peki, ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi nasıl gösterilebilir? Mesela: Gümrük idaresine hiç uğramadan tamamen sahte fatura ve gümrük beyannamesi düzenlemek mümkün müdür? Veyahut gümrük idaresinde gerçek gümrük beyannamesi tescil ettirmekle beraber, ihraç konusu eşyalar gümrüğe getirilip, gerekli muayene ve kontroller yaptırılmadan sanki bu işlemler ilgili gümrükçe yapılmış gibi beyannameler imzalanmak ve sahte mühürle mühürlenmek suretiyle sahte beyanname düzenlenebilir mi?
Elbette hayır! Gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yapıldığı bir ortamda hayalcilerin manuel olarak sahte gümrük beyannamesi üretmeleri söz konusu olamaz. Çünkü 1990’lı yıllardan itibaren gümrük idarelerinde ‘gümrük beyanı’, bilgisayar vergi işleme tekniği yoluyla yapılmaktadır. Türkiye genelinde tüm gümrük idarelerinde operasyonel olarak girilen ithalat, ihracat, transit, kaçakçılık, kıymet ve tarife gibi bilgiler, Gümrük İdaresinin merkezinde oluşturulan bir veri tabanında toplanmaktadır. Karar vericilere bilginin hızlı ve sağlıklı iletilmesini sağlayan bu sistem, kısaca ‘GÜVAS’ olarak adlandırılmıştır. Keza, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın tüm vergisel işlemleri de VEDOP programında gerçekleştirilmektedir. VEDOP, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın tüm vergisel işlemlerinin bilgisayar ortamına aktarmayı amaçlayan bir otomasyon projesi olarak ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla da vergi dairelerinde yapılan sorgulama ile gümrükte kapatılan ihracat beyannamelerinin, Gelir İdaresi Başkanlığı’na ait siteme (VEDOP) aktarılıp aktarılmadığını görmek
mümkündür. Bunun için de vergi iadesi/mahsup işlemleri yapılırken, ihracat beyannamelerinin VEDOP sorgulaması yapılmaktadır. Öte yandan sistem vergi mükelleflerinin belgelerinin elektronik ortamda arşivlenmesini de sağlamaktadır.
Başka bir deyişle GÜVAS ve VEDOP projeleri ile Gümrük İdaresi ve Gelir İdaresi Başkanlığı üzerindeki iş yükünü alıp verimliliği de artırırken, gümrük idaresi ve vergi daireleri ile ortak bilgi ağına sahip kamu kurumlarının (Tek Pencere Sistemi) aynı bilgilere ulaşmasını da sağlamaktadır.
Peki, gümrük idaresinde ihracat işlemleri bilgisayar ortamında gerçekleştirilirken; nasıl oluyor da kötü niyetli bazı kişiler, gerçek ihracata tanınan; teşvik sübvansiyon veya sair parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlayabiliyorlar? Ayrıca, nasıl oluyor da gümrük idaresine gerçek gümrük beyannamesi tescil ettirmekle beraber, ihraç konusu eşyalar gümrüğe getirilip gerekli muayene ve kontroller yaptırılmadan, sanki bu işlemler ilgili gümrükçe yapılmış gibi beyannameler imzalanmak ve sahte mühürle mühürlenmek suretiyle de ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi gösterilebiliyor?
Açıkça belirtmeliyim ki, ihraç edilmemiş eşyanın ihraç edilmiş gibi gösterilmesi ancak görevi gereği ihracat işlemelerini gerçekleştirmeye yetkili gümrük görevlilerince gerçekleştirilebilir. Çünkü gümrükte işlem görmeyen ihracat beyannamesinin VEDOP sisteminde sorgulanabilmesi söz konusu olamaz. Dolayısıyla da gümrük beyanının bilgisayar veri inceleme tekniği yoluyla yapıldığı ortamda, gümrük idaresine uğramadan tamamen sahte gümrük beyannamesi düzenlemenin mümkün olmadığı aşikârdır. Hiç şüphesizdir ki, ihracat işlemlerini gerçekleştiren gümrük idaresidir. Yani ihracata konu eşyanın gümrüğe arzı, eşyanın muayene ve belge kontrolünün yapılması, eşyanın çıkış gümrük idaresine sevki ve beyannamenin intaç işlemleri, hareket gümrüğünün görev, yetki ve sorumluluğundadır.
Diğer bir deyişle, gümrükte görevli olmayan üçüncü şahısların, ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi gösterme imkânı ve şansı yoktur. Gümrük idaresinde, ihracat eşyasını muayene ve ihracat beyannameleri ile ekli belgelerini kontrol edenlerin; muayeneden ve beyanname ile belgelerin doğruluğunun kontrolünden de sorumlu oldukları izahtan varestedir.
Sonuç olarak; ihracat işlemleri bilgisayarlı ortamda gerçekleştirildiğinden hayalcinin manuel olarak ve sahte gümrük beyannamesi düzenleme imkânı ve şansı olmadığına göre; ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi gösteren kim ya da kimler olabilir? Ben bilmem, gümrükçüler bilir! Çünkü ihracat beyannamesinin kabul edilebilir olabilmesi için, gümrüğün bilgisayarında işlem görmüş olması şarttır. Öyleyse hayalcinin suçu ne?