Suriye Halk Meclisi, Hatay’ın Suriye toprağı olduğunu öne sürerek Hatay'ı topraklarına geri katacaklarını ifade eden son derece yersiz ve hadsiz bir bildiri yayınladı.

Bildiriye göre, “Hatay’ın, Türkiye'nin eline kalmaması ve geri alınması için mümkün olan her şeyin yapılacağı” ifade edildi. Suriye Parlamentosu’nun neredeyse savaş sebebi sayılabilecek açıklamasının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Öncelikle belirtelim ki, yıllarca gözünün yaşına bakmadan kendi halkını katleden bir katil ve cani yönetimden sadır olacak başka bir karar da beklenemezdi.

Hatay’ın 1939 yılında özgür iradesiyle anavatana katılışının üzerinden 82 yıl geçmesine rağmen halen Suriye'nin Hatay’ı geri alacağız şeklindeki ifadesi büyük bir küstahlıktır. Açıklamayı şiddetle kınıyor ve reddediyoruz, yok hükmündedir. Ayrıca Suriye’nin kendisi, zamanında kimin toprağıymış onu da hatırlatmakta fayda görüyoruz.

Suriye rejimi; vatansız, katledilmiş ve ülkesinden göç etmek zorunda kalmış milyonlarca insanın enkazı üzerinde hakimiyetini sürdürüyor. Ülkede taş üstünde taş bırakmadan katliamları yapan rejimin bizzat kendisidir. Daha bunun hesabı verilmeden küstahça yapılan bu bildiri ancak “Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler”den başka bir şey değildir.

ZAMANLAMASI MANİDAR AÇIKLAMA

Tabi ki bu açıklamanın birçok sebebi ve nedeni olabilir.

Birincisi; Türkiye’ye Hatay üzerinden göndermede bulunarak her alanda köşeye sıkışmış, ülke sıfırı görmüş olduğu bu dönemde çözüm yolu olarak Türkiye'ye saldırıyı iç kamuoyu açısından kurtuluş reçetesi olarak görmüştür.

İkincisi; son dönemde Türkiye’nin bazı politik tavırlarından rahatsız olan Rusya, Suriye’yi kullanarak Hatay meselesi üzerinden Türkiye’ye uyarıda bulunmuştur.

Üçüncüsü; Arap baharıyla birlikte başlayan süreçte Suriye’de yaşananların tek faturasını Türkiye’ye kesmek istemiştir.

Dördüncüsü de; Türkiye’nin ekonomik krizle boğuştuğu bu dönemde kötü komşu zor anı yakalamış ve saldırıya geçmiştir.

Hatay meselesi bitmiştir, açılmamak üzere kapanmıştır. Aksi bir durum, bölgeye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyecektir. Bölgede Arabıyla Türküyle hiç kimse Anadolu coğrafyasının bir parçasında yaşamaktan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmaktan rahatsız değildir. Ve şunu da net olarak belirtmelidir ki ülkemizin toprakları bir bütündür. Hatay, ilelebet Türkiye’nindir ve Türkiye’nin kalacaktır. Hatay ve Kıbrıs Türkiye’nin sigortasıdır.

Güçlü ülkelerin gölgesine sığınarak, birilerini taşeronluğunu yaparcasına bu tür çıkışlar yapmak, en çok bu çıkışları yapan ülkelere zarar verir.

Her iki komşu ülke halkların ortak menfaatleri doğrultusunda hareket ederek mantıklı davranmalı, emperyalistlerin planlarına alet olmayı değil, kalıcı çözümü konuşmalıdır. Gelecek yazımızda da Suriye’ye verilecek cevap ne olmalıdır sorusunu ele alalım inşallah.