Kapitalist sistem yapısı nedeniyle dengesizdir. Liberalizm düzeni çöküyor! Bu da ülkelerin sık krizlere girmesine neden oluyor. Bu dünya kaynaklarının %40 kadarını tek başına tüketen ABD için bile geçerlidir. Ancak ülkeler varlık durumuna göre daha az veya daha çok hasarla çıkabilir. Mevcut bunalım 5 yıldır aşılamamıştır ve gittikçe de derinleşiyor.
Daha öncekilerin çözümüne bakan bazı çevreler ‘biz düzeltiriz’ diyorlar. Problem şu ki, el parası ile olmayan bir zenginlik yaratılmıştır. Ama elden gelen har zaman bulunmaz. Borçlanarak yaratılan sahte zenginlik ödeme zamanına kadar sürer. Asıl kriz üretimdedir!
FOX TV sunucusu Selçuk Tepeli’yi öfkelendiren tarım alanlarının tahribi ve tarım çalışanlarının yarısının çekilmesi olayı ile sınırlı değil. Tüm sektörlerde üretimde gerileme var. Türkiye üretimi son 20 yılda oluşan teknoloji dönüşümüne ayak uyduramamıştır. İktidar daha başta istihdam artırıcı teşvikleri ortadan kaldırmıştır.
Gelişmesi gereken ülkelerdeki ekonomi politikaları, emperyalist ülke modelleri ile mümkün değildir. Yoksul ülkelerin kamu yaklaşımı emperyalist ülkelerdekinden farklı olmak zorundadır. Bu gerçek gözetilmemiştir! Kamunun elinden her şey çıkarılmıştır. Bu yüzden devletin ekonomiye müdahale aracı kalmamıştır.
2001 krizi bir finansman kriziydi; acı reçeteyle atlatılmıştır. Acı reçete, bireylerin satın alma gücünü düşürmektir. Ancak acı reçete, maliyet enflasyonunda işe yaramaz! İktidar palyatif çözümlerle sıcak para artırma derdinde. Gelen borçlar yatırıma dönüştürülseydi ülke ciddi bir ivme kazanabilirdi. Ancak ne yazık ki sıcak para İHVAN, ÖSO, BOKO HARAM gibi örgütlere harcanmıştır. Bu yüzden 20 yıldır ihmal edilen tarım ve sanayi işlemez durumdadır.
Dolar kurundaki artıştan, ithalatı düşürüp cari açığın azaltılması umulmuştu ama üretimden çıkan ülke ithalat yapmadan hayatta kalma yeteneğini çoktan kaybetmiştir. Bu durumdan çıkmak için kısa vadede yapılabilecek hiçbir şey yok!
Türkiye zifiri karanlığa sürüklenmiştir! Tek adam yönetimi Türk ülkesini batırmıştır. Türkiye Cumhuriyet tarihinin en kötü yönetimi ve yöneticisinin elinde cehenneme dönmüştür. Erdoğan monarşisi ülkeyi iflas ettirmiştir.
Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu baronları, paramiliterler, çeteler, korku iklimi yaratmak için hep birlikte çalışıyorlar. Bu ülkenin dindarı, dinsizi, sofusu, sufisi, Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkezi, solcusu, sağcısı, liberali milliyetçisi; ‘ülke elden gidiyor’ endişesiyle meydanlara koşuyor. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Milli Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi.
Kurtuluş için yeniden birlikte olmak zorundayız. Her şeyin farkındayız! Atatürk Cumhuriyeti’ni yaşatmak için mücadele etmeye mecburuz ama bu mücadelenin önderi kim? Millet İttifakı’nın önderi Kılıçdaroğlu, liberalizme karşı olduğunu söylüyor ama iktidara gelmeleri halinde ekonomik modelleri ne?
Başını dik tut ey halkım! Erdoğan yönetimindeki Türkiye dünyadan 300 yıl uzaklaşmıştır. Avrupa’yı yakalamayı bir kenara koy, Afrika ülkelerinden bile geridesin. Ülke elden gidiyor ama sen varsın ve daha iyisini hak ediyorsun!