Değerli okurlarım! Gıdada dışa bağımlılık nedir bilir misiniz?

Sizler düşünmeden ben söyleyeyim: Bildiğiniz gibi, bir süredir devam eden Rusya – Ukrayna çatışmasında ülkemizin kayıpları her geçen gün daha ileri seviyeye çıkmaktadır.

Mevcut durumda Bitkisel yağ sektörü diğer gıda sektörlerine göre çok daha stratejik duruma gelmiştir.

Ülkemizin stokları, market rafları dâhil Mart sonu veya Nisan ortasına kadar yetecek düzeydedir.

Hali hazırda Bitkisel yağ sektörünün Rusya ve Ukrayna siparişli 15-16 adet gemisi Karadeniz limanlarında beklemektedir.

Bir iki hafta önce 1.400 dolar seviyesindeki yağ fiyatları uluslararası piyasalarda 2.000 doların üzerine tırmanmış durumdadır.

Daha ileri safhada düşünüldüğünde fiyat endişesini bir tarafa bırakmış, ham madde bulamama noktasına gelmiş durumdayız.

Mevcut durum süratle gıda arz güvenliği seviyesine evrilmektedir.

Bitkisel yağ sektörünün ham Ayçiçek yağı ithalatında kilit noktalardan biri Azak (Azov) Denizi’dir. Gemilerimizin büyük çoğunluğu bu bölgede bulunan Rostov Limanı’ndan yüklenmektedir.

Fiili duruma bakıldığında Azak Denizi Rusya Silahlı Kuvvetleri tarafından tamamen kontrol altına alınmış ve bir iç deniz durumuna gelmiş durumdadır.

Durum böyleyken Rusya Federasyonu bu bölgeden halen kara çıkışına izin vermemektedir.

Bir başka açıdan bakıldığında Rusya’ya ambargo seviyesini her geçen gün yükselten AB ülkelerine dahi gaz satarak bir şekilde ticaretini devam ettiren Rusya, belki de mevcut durumun farkına varmadan ülkemize gıda ambargosu uygulamaya başlamıştır.

AB ve diğer bölge ülkelerine göre Rusya ile ülkemiz ilişkileri çok daha ileri düzeyde olup, gerek Dışişleri Bakanlığımız, gerekse Rusya Büyükelçiliğimiz nezdinde girişimlerde bulunmalıdır. Azak Denizi’nin acilen ulaşıma açılması ülkemiz açısından hayati öneme sahiptir.

Bu sözleri ben uydurmuyorum, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvıcıgil söylüyor.

Vah Türkiye’m vah!

Gıdada dışa bağımlı olmanın sonucu işte budur…

Ayçiçek yağında kıtlık olasılığı var sonuçta…

Buyurun! Gerisini sizler düşünün gayri. Tarım sektörünün ithalata bağımlılığının riskleri gün geçtikçe daha da büyüyecek gibi.

Türkiye’nin tarımsal potansiyeli ve sahip olduğu tarımsal güce bakıldığında, dünyada kıtlığını yaşayacak en son ülkelerden biri olması gerekirken acil önlem alınmazsa birçok üründe sıkıntı yaşanabilir.

Rusya – Ukrayna çatışması uzun sürerse; soya, buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, mercimek, nohut ithalatında da sıkıntı yaşanabilir.

Ülkemizde Gıda sektöründe yaşanan sorunlar; Tarım ve Orman Bakanını değiştirmek ve bazı gıda ürünlerinin ithal vergi oranlarını sıfırlamak suretiyle çözülemez.

Mesele: İktidarın topraklarımıza, tarıma ve çiftçilerimize sahip çıkması ya da çıkmaması meselesidir. Temel gıda maddelerinde kıtlık olasılığı var!