İnsanların yüzyıllardır bitmeyen takıntılarından en önemlisi beden algısıdır. Kişi bedenine yönelttiği dikkati ile beğenilme duygusunun tatminini yaparken, çağlar boyu değişen güzellik algısı ile bedenine karşı bakış açısı da bu algı ile şekilden şekle girdi. Özellikle de kadın bedenine yönelik reklam çalışmaları ile yeni nesil gençlerin kendilerine örnek aldıkları kişilere benzeme çabaları, onların bir takım sorunlar yaşamalarına neden oluyor.
Asıl sorun kişinin buradaki ihtiyacını fark edememesidir. Özellikle de küçük yaş grubu çocuklarının bunu fark etmesi neredeyse imkânsız. Kişinin düşüncesinde önceliği bedeni ise pandemi sürecinde hareketsiz kalan bedenler kilo alma riski olduğundan neredeyse depresyona girme belirtileri taşıyor. Hatta aynaya bakınca kilo aldığını gören kişilerin morali bozulduğundan duygusal yemek yeme isteği ile istemediği yemeği yiyerek sonrasında pişmanlık yaşadığı bir girdaba giriyor. Böylece can sıkıntısı yemek yemeye, yemek yeme ise can sıkıntısına neden olmaktadır. Hadi gelin duygusal yemek yeme bozukluğunun önemli belirtilerine ve bu belirtilere yönelik önerilerime değinelim;
• Duygusal yemek yemede ilk olarak aç değilken yemek yeme isteği olur. Bu istek geldiğinde bir bardak su içilmesini öneriyorum. Çünkü beden susadığında da acıkmış gibi hisseder. Ayrıca bir yeme düzeni oluşturarak (belli saatlerde yemek yeme), bu gereksiz açlık isteğinin de tespitini yapmaktadır.
• Kısa zamanda çok yemek yeme görülür. Hızlı ve kısa sürede bitirilen yemeklerinde altında duygusal yemek yeme yatabilir. O yüzden dişlerin yapacağı çiğneme işini mideye yaptırmamak önemli.
• Öfke ve kızgınlık duyguları duygusal yemek yemede kişiyi yemeğe yöneltebilir. Kişide yemek yedikten sonra sakinleşme olur. Yemeği yemeden önce ruh halinizin farkındalığı duygusal yemek yeme için birer ipucu olabilir.
Duygusal açlık aniden gelir ve açlığa bağlı değildir. Psikolojik alt yapısı olan bu durum kişiyi rahatsız ettiğinden yemek yeme eyleminden sonra bazı kişiler kusarak ‘bulimia’ (kişinin düzenli olarak yemek yemeye karşı kontrolünü yitirdiğini hissettiği çok fazla miktarda yiyecek yediği bir yeme bozukluğudur.) rahatlamaya çalışır. Kişi daha sonra kilo alımını önlemek için kusma ya da temizleme gibi farklı yollar kullanır. Bulimia rahatsızlığının dışında bir de anoreksiye rahatsızlığı vardır. Anoreksiye rahatsızlığı olan bu kişiler aslında çok zayıf oldukları halde dışarıdan hala çok kilolu olduklarını düşünüp, insanların onların sağlık durumları ile ilgili kaygılarına da takılmazlar. Bu durumun fark edilip güzellik ile hiçbir bağlantısının olmadığı bilincinin acilen yayılması gerekmektedir. Burada asıl rol medyada. Güzel olmanın beden ile değil, ruhun iyileşmesi ve kendini sevme ile olacağı bilincinin aşılanması şart.
Aydınlatılması gereken en önemli bir diğer konu ise fiziksel açlık ile duygusal açlığın farkıdır. Bu farklar;
• Fiziksel açlık bekleyebilir ama duygusal açlık hemen tatmin edilmek zorunda hissettirir.
• Acıktığı için yani fiziksel açlık için yiyorsa kişi doyunca yeme eylemini sonlandırabilmektedir, fakat duygusal açlıkta yeme eylemini sonlandıramamaktadır.
• Fiziksel açlık yemek sonrasında iyi hissetmenize sebep olurken, duygusal açlık yeme sonrasında suçluluk hissettirecektir. Buradaki mücadele öncelikle iyi hissettiren duygular kadar bizlere kötü hissettiren duyguların kabulü ile olmalıdır. Yeme ihtiyacını hangi duygunuzdan sonra yaptığınızı keşfedin. ‘Gerçekten acıktım mı?’ sorusunu kendinize sorun. Ardından ‘Yediklerimin bedenime faydası var mı?’ şeklinde ki sorunuzu sorun. Çünkü hunharca yemek yeme isteği yemek yerine aburcubur yemeğe yöneltir. Bu yemek tarzı ihtiyaç olmayan bir yemek tarzıdır. Öğünlerinizi atlamamaya gayret edin. Kendinizi çok aç bırakıp bir öğün ile beslenmeye çalışmayın. Unutulmamalıdır ki yenilen yemek ile ruh hali belirlenmez. Az yiyerek ise güzel olunmaz. Öncelikle kendi güzellik algınızı besleyin ve onarmaya çalışın. Başkasının sahip oldukları ile değil kendi sahip olduklarınız ve istekleriniz ile atılan adımlar sizi mutlu kılar.