Eminim senin de başına gelmiştir: Bir problemin yüzünden kendini üzgün hissettiğinde, bu üzüntünü paylaştığın kişinin hem duygularını görmezden gelmiş olmasından, hem de senin derdini başkalarının derdiyle kıyaslayarak seni suçlu hissettirmesinden bahsediyorum… “Aman canım sen de! Bu da dert mi? Milletin ne dertleri var!” demesinden… Eğer bu tip bir olayı çocukluğundan itibaren sık sık deneyimlemişsen, şimdi de sen duygularına saygı duymuyor, onlara kulak vermiyor olabilirsin.

Evet, çoğumuz öyle ya da böyle, bir şekilde duygularımıza saygı duymamayı öğrenmiş durumdayız. Oysa duygularımız onlara kulak vermemizi isterler. Eğer dikkatle dinlersek duygularımız her zaman bizim için bir mesaj taşırlar. Duygularımıza kulak tıkamamız ve onları küçümsememiz psikolojik sağlığımıza zarar verme potansiyeli taşıyan eylemlerdir. Unutmamak gerekir ki bastırılan duygular mutlaka başka bir şekilde kendilerini açığa çıkarırlar.



İçinde bulunduğumuz Ekim ayı duygulardan bahsetmek için ideal bir ay çünkü Ekim ayı dünyada Duygusal Wellness ayı olarak kutlanıyor. Son yıllarda sık sık duyduğumuz wellness fiziksel, çevresel, duygusal, entelektüel, mesleki ve ruhsal bileşenleri olan bir kavramdır. Amerikalı doktor Halbert Dunn, wellness kavramını ilk ortaya çıkaran kişi olarak tanınır. Duygusal wellness duygularımızın farkında olmamız, onları anlamamız ve onları verimli bir şekilde yönetebilmemiz gibi konuları içerir. Peki sen “Duygusal Wellness” için neler yapabilirsin?

  • Duygularına saygı göster.
  • Duygularını değiştirmeye çalışmadan onları kabullen.
  • Bazı duygularınla kendi başına başa çıkamadığını düşündüğün zaman biz psikologlardan yardım istemeyi unutma.
  • Kendine ve duygularına verdiğin değeri yansıtan düzenli bir hayat yaşa.
  • Duygularını günlük tutarak ya da dans ederek sağlıklı bir şekilde ifade etmeye çalış.