Hayatın hangi döneminde olursak olalım bir yakının kaybı derin iz bırakır yüreğimizde.Öyleki bu iz başkalarının kayıplarını işittikçe tazelenip hatırlatır kendini.Ömür boyu özlemekle, hayat boyu hatırlamak arasında gidip gelir.Adı yas; yani yoğun üzüntü, kırgınlık, acı ile gelen hüzün hali.
Bir çoğumuz tanıyoruz onu.Birilerini kaybettik ya da birilerini kaybedeceğiz. Belkide çok sevdiğimiz birinin kaybı biziz.
Bu yas sürecinde elimizde bizi koruyabilecek kocaman bir kalkan var; acıyı yaşa ve onu şefkatle onar.
Ne kadar kendi acımıza yakınlaşabilir, onu kabul edebilir ve yaşayabilirsek, hayat yolunda karşımıza çıkan diğer kayıp hikayeleriyle o kadar barışabiliriz.Özümüz kayıpla sınanacağını ilk nefesinden bu yana biliyor.Unuttuğumuzu hatırlamak, işte yasta bizi hayatta tutacak şey olacak! Anksiyete, öfke, kızgınlık, inkar, çaresizlik, üzüntü ve umutsuzluk ölüm olgusunun mayasında var. Umut, çaba, hayal gücü, sabır, tekamül,sevinç, empati ve kabul ise yaşamanın özünden gelir.Yaşamak arzusu her zaman ,yok olma endişesinin üstesinden gelmiştir. Yas sürecinde yaşam penceresinde kalmaya çalışmak, hem kaybedilenin hemde kaybedileceklerin yası için doğru yer.
Yas halinde; unutmaya çalışmayın kaybınızı, tam tersine kendinize yakın gördüğünüz kişilerle konuşun. Acıyı olduğu haliyle paylaşabilmek iyileştirir.
Kaybettiğiniz kişiyle ilgili suçluluk hissettiğinizi farkederseniz o anlarla barışmanız gerektiğini bilin. İnsan olmanın özünde hatalar var, bunlar sevginin kıstası değildir. Affedin kendinizi. Anlatmaktan ve güvendiğiniz kişilerle bu hislerinizi paylaşmaktan korkmayın. Bazen kaybedilen kişiye söylemek istediklerimizi yaşayan başka birine söyleyerek duygu boşalması yaşayabiliriz.
Nefes egzersizlerini öğrenmek ve uygulamak gerçeklikle yüzleştiğimiz o yoğun endişe ve çaresizlik anlarında etkili bir yoldur.
Kendi yasınızı hafife almayın ve zamansız iyilik haline girmek için baskı yapmayın. Bazı günler daha iyi uyanacak bazı günler ise daha üzgün olacaksınız.Bunun bir iyileşme süreci olduğunu düşünüp yüreğinize esneklik için yer bırakın. Kötü günler için kendinize ‘ bu senin için zor bir gün ve bugün canın çok acıyor, merak etme iyi olacaksın’ demeyi deneyin.
Şefkate ihtiyacı olan bir kalbin en büyük ilacı onu dinlemektir. Her gün dinleyin, her gün sevin ve her gün affedin hayatı. Hayatın sizden kopardığı kişiyi, hayatın size kattıklarıyla yaşatmanız dileğiyle..